Onsuz Olamıyorum...

885 16 2
                                    

Hastene koridorunu koşarak geçtim ve yoğun bakım ünitesine geldiğimde ağlamaktan gözleri şişmiş Jenna'yı gördüm. Bir an için korkuyla ve canım yanarak gözlerimi kapadım. Ardından koşarak yanına gittim.

- Jenna!

Kadın kafasını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı.

- Dea?

Ağlamamak için zor durarak dikildim.

- O iyi mi?

Jenna'nın yüzünde beliren ifade dahada canımı acıttı. Onu kaybedemezdim. En sonunda dayanamayarak ağlamaya başladım.

- Onu görmem gerek. Lütfen...

Sesim bir hıçkırığa döndü. Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Jenna bana sarıldı.

- Sakin ol. O iyi olacak. William her zaman başarır...

Suçluluk duygusuyla kavruldum. Benim suçumdu. Onu unutmaya çalışmak için ondan sürekli kaçmasaydım hatta onu bırakmasaydım bunlar olmayacaktı. William sarhoş olmayacak, o aptal sorumluluk duygusuna kapılıp evine yürüyerek dönmeye kalkmayacaktı. Ve kaza geçirmeyecekti. Canım yanıyordu. O ölürse bende ölürdüm... Çünkü... Ona aşık oldum. O benim sahip olmak istediğim tek erkek. O benim önemsediğim tek erkek. Beni en iyi tanıyan kişi. Beni seven tek kişi. Ben... Onsuz olamam...

Jenna'nın beni sarsmasıyla uyandım. Hastanenin bekleme salonunda uyuyakalmıştım. Jenna daha neşeli görünüyordu.

- William uyandı. Ona burda olduğunu söylemedim. Ona bakmak ister misin?

Beni görmek isteyeceğinden şüpheliydim. Ama onun iyi olduğunu görmeliydim. Kafa sallayarak Jenna'nın peşinden gittim. Benim için kapıyı açtı ve ben içeri girince kapıyı geri kapattı. Hastane perdesini geçerken kalbim patlayacakmış gibi hissettim. Yatağın başına geldiğimde William'ın gözleri hayretle kocaman oldu. Bense kendimi ağlamaktan alamıyordum. Göğsü bandajlanmış bacağı alçıya alınmıştı ve saçlarıda kazınmıştı. Kafasında bandajlar vardı.

- William...

Daha da kötü ağlamaya başladım. Nefessiz kalmıştım.

- Dea lütfen ağlama...

Nefes almaya çalıştım.

- Benim suçum... Çok üzgünüm... Will, ben bir aptalım...

William bana uzandı ama canı yanarak geri yerine yaslandı.

- Yanıma gelebilir misin?

Sarsak adımlarla yanına gittim. Beni yatağın kenarına oturttu.

- Kendini suçlaman çok anlamsız. Hem ağlama artık, bak ben iyiyim...

Hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Beni kollarının arasına alıp göğsüne yatırdı.

- Tanrıça'm yeter artık ağlama. Benide ağlatacaksın...

Tanrıça'm kelimesiyle daha da ağlamaya başladım. William kollarını bana doladı.

- Ben iyiyim Dea. Lütfen sakinleş artık...

Kollarımı beline doladım.

- Ben iyi değilim. Seni o kadar üzmeme rağmen nasıl hala bana Tanrıça'm diyebiliyorsun?

Yanağımı hafifçe okşadı.

- Birini sevmek böyle bir şey...

Hıçkırdım.

- William... Ben sana aşığım...

Elleri titredi. Yüzüne baktım. Gözleri boştu. Dudakları titredi ama hiç bir tepki vermedi. Yutkundum.

- Ben seni çok üzdüğümü biliyorum. Kalbini kırdığımıda biliyorum ve çok üzgünüm. Ben... Benimle evlenir misin William?

Gözleri hayretle açıldı. Ardından başka yöne baktı.

- Hayır...

Ve canım yandı. İşte sevdiğim tek erkeğide kaybetmiştim. Artık o benim değildi ve asla benim olmayacaktı. Sessizce ağladım. William omzumu hafifçe dürttü.

- Dea, şurda, ceketimin cebinde bir şey var onu alır mısın?

Gidip ceketinin cebini karıştırdım. Kadife kaplı bir kutu vardı. Ona döndüm.

- Aç onu...

Kutuyu açtım. Bu bana ilk kez evlenme teklifi ettiği yüzüktü.

- Benimle evlenir misin?

Ona bakakaldım. İçimden küfürler savurdum. Ama yinede koşup ona sarıldım.

- Evet!

Birbirimizi öptük. Yüzüğü parmağıma taktı. Sonrada elimi zarifçe öptü. Bu sırada Jenna odaya daldı.

- Ne oldu? Bir bağırışma duydum...

William gülümseyerek yüzüklü elimi havaya kaldırdı.

- Evleniyoruz...

Jenna bir bana bir de William'a baktı ardından bir kahkaha patlattı.

- Sizin birbiriniz için yaratıldığınızı biliyordum!

Bu doğruydu biz birbirimiz için yaratılmıştık ve yanlızca birbirimize ait olabilirdik...

TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin