1. Bölüm

102 22 7
                                    

"Günaydın" dedi gülümseyerek. Şaşırdım çünkü tanımıyordum yanımda yatanı. Her seferinde gergedanı bile bayıltacak kadar içmesek olmuyordu sanki. Saatime baktım ve Mick ile görüşmem gerektiğini hatırladım; 25 dakikam vardı. "Sana da günaydın tatlım acilen gitmem gerekiyor, sana biraz para bırakıyorum yiyecek bir şeyler al kendine". Takım elbisemi giydim,ağzımı biraz suyla çalkalayıp saçlarımı tarayıp çıktım otel odasından. Mick'le görüşmek için bir sürü ayarlama yapmam gerekmişti. Eğer bu randevuyu kaçırırsam bütün iş hayatıma elveda diyebilirdim. Hemen bir taksiye atlayıp Brooklyn köprüsünden hızla yol almaya başladım. 58.caddenin başına geldiğimizde cebimden 25 dolar çıkarıp taksiciye verdim. Para üstünü beklemeden arabadan indim. Acele ettiğimi belli etmemeye çalışarak yüzümde inandırıcı ve çekici bir gülümsemeyle binaya girdim. 4. kata çıktığımda ufak bir hareketlenme hissettim odalarda. Mick'in odasına yaklaştığımda içeride birilerinin olduğunu duydum, sesleri geliyordu. Şerefsiz Robert içerdeydi. Demek ki benden erken davranmış piç. 1967 senesinde bana attığı kazığı hala unutmam. Politikacımı çalmıştı. Aslında şantajla avucumda tuttuğum politikacının görüntülerini çalmıştı ama bunu yapınca zaten herifi de çaldı. Saçlarımı elimle düzeltip tüm enerjimle içeri girdim ve "Kimleri görüyorum burada! Merhaba Robert! Eski dostum! Hala kel ve göbeklisin!" dedim. "Mick, adamım şehirdeki bütün hatunların peşinde olduğunu duymuştum ama Robert gibi bir pilicin de peşinde olduğunu görünce üzüldüm doğrusu!" bu biraz ağır kaçmıştı iki taraf için de. Yaklaşık beş dakika Robert ve Mick bir iş üzerine konuştular. Ben karnım aç ve terleyerek kenarda oturdum. Robert kalktıktan sonra Mick bana bir bardak viski verdi. Dün akşamdan beri hiçbir şey yememiştim ama Mick gibi alkolik bir adam için viskinin saati olmazdı. İçmek zorundaydım ve verdiği viskiyi bir anda diktim. "Susamışım!" dedim ama aslında kusmak istiyordum. İşinizi halletmeniz gerektiği için nefret ettiğiniz insanlarla hiç istemediğiniz şeyler yapmak zorunda kalabilirsiniz. "Evet, Mick hemen lafa girmek istiyorum. Biliyorsun, son zamanlarda ben ve çevrem birtakım durumların içerisindeyiz. Bunları düzeltmemiz için biraz paraya ihtiyacımız var. Bu para için de seninle konuşacağımız ihalenin bizde olması gerekiyor. Takdir edersin ki bu inşaat 69'dan beri yapılmadı ve inşaat alanı 2 senedir çöplük içinde. Açmak istediğimiz mekanımız için buraya ihtiyacımız var. İhaleyi bize ver, payını al!" biraz sert bir giriş oldu ama ses tonumu oldukça etkili ayarladığım için dikkatle dinleyip beni onayladı. "Haklısın eski dostum. Ben de bu arsanın sizin olmasını isterim ancak bazı kaynaklar bana çok daha cazip şeyler sunuyorlar. Hadi ama adamım, bakire bir kız ve elli bin dolar artık eskidi." Piç Robert! İbne herif! Demek ben gelmeden önce Mick'in toplarını yalıyordu! "Mick, biz eski dostuz ve bu işlerde mazi önemlidir bilirsin. Sana olan teklifimizi biraz daha genişletebiliriz." şerefsizin suratına tükürmek istiyordum. "Haftaya aynı saatte buluşalım!" diyerek bana kapıyı gösterdi. Lanet herif beni erteledi! Bu yeni yetmelerin kafasını öyle bir ezmek gerekiyor ki bütün Manhattan kan olmalı. Binadan çıktım ve iki sokak aşağıdaki restorana yemek yemeye gittim. Yemekten sonra biraz içki içmek istedim. Kendimi 12.caddedeki bir kulübe attım. Tek başıma bir köşede otururken beş sene önce hayatımdaki gücü ve parayı düşündüm. Her şeyimi kaybetmiştim. Neredeyse. Sadece tanıdığım üç beş insan vardı. Beş sene önce bana yalvaran heriflere şimdi ben yalvarıyordum. Boktan bir arazi için ter kokan Mick'le viski içiyordum. Lanet olası kumarhaneci Don'u da unutmamam gerek. Hepsi birer yavşak. Hepsini öldürmeliyim. Delirdim galiba sağlıklı düşünemiyorum. Belki de bir kadına ihtiyacım var; güzel bir kadına. Neredeyse her gün sevişiyorum ama aşkla boşalmam lazım belki de... Ben bunları düşünürken mekanın kapısından içeriye karşılaşabileceğim son insan girdi. 32 yıllık dostum. Onu 7 senedir görmüyordum. Öldüğünü düşünüyordum. Göz göze geldik ve ayağa kalkıp sarıldım hiç bir şey sormadan. Daha sonra oturduk masaya ve sek bir viski söyledi. Lafı ben açtım; "Öldüğünü sanıyordum. Nerelerdeydin manyak herif?" dedim. Yüzüme baktı ve "Neler yaşadığını öğrendim. İnan ki senden daha çok sinirlendim. Sen benim dünyada en sevdiğim adamsın. İntikamını alacağız ve seni tekrar zirveye getireceğiz. Sen ve ben dostum, sadece sen ve ben. Eski usüllerle. Gir,patlat ve al! Var mısın diye sormuyorum. Çünkü varız!"

Hamle ve ZirveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin