-12-

2.3K 134 38
                                    

"Evet. Şey.. ablan.. biraz kötü oldu."

"Ne?! Biraz mı?! Niye?! Hangi hastahanede!? Konuşsana! "

"Ya bagirma bana!  Tek tek sorsan bende cevaplarim!  Hemen evin yanındaki hastahane!"

Telefonu kapatıp koşarak Yoongi' nin yanına  gittim.   Gözlerim dolmuş yumruklarımı  sıkar vaziyetteydim.

"Sen gelene kadar hesabı öde- hey! Sen iyi misin? Bu halin ne?"

"Lütfen.. lütfen beni diyecegim yere götür. "

***

On beş dakikalık olan yol bana  bir yıllık gibime geldi. Arabayı hastahanenin önünde durdurur durdurmaz koşarak içeri girdim. Ben deli gibi ne yapacağıma bakinirken Yoongi sakinligini koruyarak ablamin ismi ile nerede olduğunu sormuş. Daha sonra beni sürükleyerek ablamin yanına götürdü. Sandalyede oturan Asyanin yanına koştum.

"Ablam. . Ona ne oldu?"

"O.. Ben.. Ben içerde otururken  mutfaktan devrilme sesi geldi.. O yerde yatıyordu.. Ben, bilmiyorum."

Asya korkudan ve şoktan kelimeleri birlestirmede zorlaniyordu.  Yanına oturdum. Ne.. ne olabilir ki? Sadece yorgunluktandir. Bir sey olamaz benim ablama.  Muayene odasından çıkan doktoru görmekle ayağa fırlamamiz bir oldu.

"O.. onun nesi var? O iyi, değil mi?"

"Size mutlu haberler vermek isterdim ama maalesef bunu yapamayacağım. Hastanın nesi oluyorsunuz?"

"Kardeşiyim. "

"Bayılma nöbetleri geçiriyor. Daha önce üç kez de geldi. Ama o zaman siz yoktunuz. Diğer kardeşi getirdi. (ASYAYA BAKTIM) O zamandan beri suphelendim. Sık sık bayılma nöbetleri geçirmek herhangi bir kalp hastalığı belirtisidir. En kisa sürede hastalığın tedavisi icin muayeneler yapacağız.  Şimdilik hastanın yanına kimse girmesin. Iyi günler."

Giden doktorun ardından bir kac kere nefes aldım. Asya başını eğmiş yere bakıyordu.

"Yüzüme bak.."

"..."

"Asya hemen yüzüme bak!"

Çekinerek başını kaldırdı.

"Neden.. neden söylemedin?"

"Istemedim mi sanıyorsun? Ablam karşı çıktı. Bilmeni istemedi. "

"Yine de bana diyebilirdin. Bu.. bu soylemene engel değil."

"Bana zaten tedavi olduğunu ve yakında  geçeceğini söyledi! Seni boşu boşuna endiselendirmek istemedi. Ben nereden bilebilirdim!?"

Derin derin nefesler alarak yere çöktüm. Niye bana bunca zaman söylemedi? Illa işlerin bu raddeye gelmesi mi gerek? Aptal. Ama hayır. Asıl aptal olan benim. Benim en ufak rahatsizligimi fark etmesine rağmen ben bir sey anlamadım. Allah aşkına!  Ben bunca zaman kör müydüm!? Sürünerek sirtimi duvara yaslayip ayaklarımı göğsüme çektim.

***

Uzunca bir süre o sekilde kalıp ağladım. Yanimda beliren elle irkildim. Poset uzanıyordu. Yoongiydi bu. Ağzımı dahi açmadan poşeti aldım. Icine bakarken Yoongi nin sesini duydum.

"Içinde peçete de var. Siz ikinizin de sumuklerini silmesi lazım."

Peceteyo boş verip su içtim. Yavaş hareketlerle peceteyle sumuklerimi sildim. Asya ya da vermek için başımı kaldırdığımda göremedim.  Gitmişti.  Derin bir nefes aldım. Bu sırada Yoongi yanıma oturdu.

"Niye ölmüş gibi agladin? Sadece belirtileri olabilir dedi. Var demedi. Bakacaklar. Ağlayıp sumuklerini etrafa saçmak yerine dua et. Olumlu düşün. Bir sey çıkmayacak. O arkadaşına da soyle. "

Uzun bir süreden beri nefes almazmis gibi oldum.  Uzun süreden beri ilk defa beynime oksijen gitmiş gibi oldum. Her sey dank etti. Yoonginin dedikleri doğru. Olsa bile erken teşhis olduğu için kurtulabilir. Hayır hayır.. Kurtulacak. Güldüm.

Elimde ki sümüklü peçeteye baktım. Bana bakan Yoonginin üstüne attim.  Igrenerek geri çekildi. Güldüm.

Sessiz bir aradan sonra icimde doğan minnet duygusu adına hızla kalkarak Yoongiye sarıldım. Beklemiyor olacak ki elleri havada kaldı.

"Teşekkür ederim~"

Iki bölüm? Bir günde? Hadi yine iyisiniz xksnxh bu bölümü sınav haftam bitmesine rağmen gelmeyen bölüm olarak sayın 😂

Suga ile hayal etHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin