-6-

3.2K 142 19
                                    

Hadi be. Görmüş mü bu bizi ya?  En iyisi anlamamazliktan gelmek.

"Ne?"

"Yanında ki kimdi diyorum."

"Ne zaman?"

"Sabrımı mı sınıyorsun!?"

Sessiz kalmayı tercih ettim.

"Neyse. Yuru hadi. Bütün gün sana katlanacagim zaten."

Takılmayarak ilerledim.

~~~

Ölçü işlemi bittiğinde yemek yemeye gittik. Uzun ısrarlarım sonucu dürüm yemeye geldik. Yeri bulması da zor oldu ama emin olun ki ikna etmek daha zordu. Hemen yerleşip sipariş verdim. O daha çok sustu. E yani ne bilsin çocuk. Ortamda oluşan sessizlik canımı sıktığı için konu aramaya başladım.

"Ee? Daha daha?"

"Ne ee?"

"Bilmiyorum."

Bana sanki hayatında ki en sacma şeyi yapmışım gibi bakıp suratını buruşturdu. Göz devirdim.  Etrafa bakinarak zaman geçirmeye çalıştım. Tam içimden dualar ediyordum ki telefonum çalmaya başladı.

"Efendim?"

"Alo? Su neredesin?"

"Musluktayım akıyorum lavabolara. Ne old-"

Suratıma kapanan telefona baka kaldim.  E tabi. O iğrenç espriden sonra. Bende olsam bende kendimin suratına telefonu kapardim.  Dürümler geldiğinde teşekkür edip yemeye başladım. Yoongi biraz cekinerek ısırdı. Yine elestirecegini bekleyerek ağzımda ki  lokmayı cignedim. Umdugumun aksine bir sey demeden yemeye devam etti. Vay be. Ilk defa bir seye burun kıvırmadı.

Sessizce yemeği yedik.  Masadan kalkıp giderken Yoongi rahatsız bir tavırla dudak büzdü.

"Pek, pek iyi sayılmaz da neyse."

Hayretler içerisinde baktım.

"Yerken öyle demiyordun ama?"

"O.. o ayıp olmasın diyeydi. Sen yanlış anlamışsın."

"Ya ya kesin öyledir."

~~

Prova yapmak için ayarlanilan yere geldik. Etrafı incelerken ilerlemeye devam ettim. Aniden yanimda beliren adamı görünce korkup bağırdım.

"Ayşşhhh! Ya, amacınız ne?"

"Ah özür dilerim. Amacım sizi korkutmak değildi. Karşılamaya gelmiştim. Bu taraftan lutfen."

Adamın bizi yönlendirdiği yere ilerledik. Podyum ve bir kaç sandalye vardı. Etrafta ki herkese emirler yağdıran adamdı galiba bizimle prova yapacak olan. Bizi görünce hızla yanımıza geldi.

"Ah merhabalar efendim. Uzun süreceği için hemen başlayalım isterseniz. Lütfen gerçekte giyeceginiz ayakkabıların benzerini şuradan bulup giyiniz. En azından alışmış olursunuz."

Yoongi nin suratına baktım. O da benimkine baktı. Tabi ya.  Bana dedi sadece. Adamın giyeceği adam nasıl değişebilir ki? Topuklularla yürüyecek olan benim. Salak su. Yaklaşık yükseklikte olan topukluyu alip giydim. Iyi ki ayak numarama uygun. Ayağa kalkıp kendimden emin bir şekilde yürüdüm. Podyuma çıkıp adamın verdiği talimatları dinledim.

"Birincisi, her zaman kendinizden emin bir şekilde önünüze bakarak yürüyün. Dik durun. Ikincisi, adımınız attığınız diğer adınmın hemen önünde olsun.  Podyumun sonuna geldiğinizde ışte böyle bu tarz şeyler yapabilirsiniz. Dönüş yaparken ise asilce donmelisiniz..."

Adam konuşurken kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Konuşma aksani ve yaptığı hareketler birlesince gerçekten komik oluyordu. Sabırla adamı dinledik. Yoongi nin suratindan onun da sıkıldığını söyleyebilirim. Adam konuşmayı bitirince yürümemizi istedi. Önde Yoongi arkasında ben yürüdüm belirli aralıklarla...

Gece on ikiyi biraz geçmişti bitirdiğimiz de. Ayaklarima kara sular inmişti gerçekten. Adam bana takmıştı galiba. Sürekli kavgaya gider gibi yürüdüğümü, biraz daha düzgün yurumem gerektiğini söyleyip bilmem kaç kere tekrarlatmisti. Yoongi ise oturup bana gulmustu. E tabi adam alışkın. Acaba gerçekten o kadar kaba mi yuruyordum? Yok ya. Onlar abartiyorlar.  Adamla vedalasip çıktık. Bir taksi çağıracak iken Yoongi eve bırakmayı önerdi. Açıkçası Yoongi nin böyle davranması beni birazcık işgillendirdigi için reddedip bir taksiye bindim. Telefonuma baktığımda iki cevapsız çağrının olduğunu gördüm. Ikisi de ablamdandi. Geri donmedim. Nasıl olsa eve gidiyordum. Eve geldiğimde ablam yatmıştı. Ses çıkarmamaya özen göstererek üzerimi değiştirip suratımı  yikadim. Mutfaga gidip atıştırmalik bir seyler aradim. Çikolata bulup kemirmeye başladım. Bir yandan da uzun zamandir takip edemediğim sosyal medya hesaplarima bakıyordum. Telefonumu kapatırken eski bir arkadaşımdan gelen mesajı gormemle deli gibi bagirma istegim dolup taştı.  On bir senelik dostum benim için koreye gelmiş onu almamı istiyordu. Mükemmel pijamalarimin üstüne deri bir ceket geçirdim ve ayağıma ablamın giydiği postallari geçirdim. Suna beni gören ne der emin olun bilmek istemiyorum. Tam evden cikacakkan para almadigimi hatırlayarak ta odaya kadar çıkarak cuzdanimi alıp tekrardan çıktım evden. Bir taksi çevirip havaalanına gittim. Asya bir koltuğa oturmuş etrafına bakınıyordu. Çığlık atarak üzerine doğru koşmaya başladım. O da beni fark edip ayağa kalktı ve kocaman sarıldım. Ne kadar da ozlemisim biricik dostumu.

"Allahım Asya gerçekten bir delisin.  Sırf beni görmek için niye onca yolu geldin?"

"Ben mi sen mi delirdin acaba? Su haline bak! Aslında birazda kafamı dağıtmak için geldim. Kısa süreli tatil gibi düşün."

Sırıtarak koluna girdim. Valizini alıp beklettigim taksiye bindik.  Eve geldiğimizde Asya üzerini değiştirdi ve yorgun olduğunu söyledi. Yanımda yatmasini söyledim. Seke seke yatagima yanıma gelip  uzandı. Eskiden de yaptığımız gibi birbirimize sarılarak uyuduk. Asya nin annesi ile babası biz daha yeni tanıştığımız zamanlarda ayrıldılar ve Asya annesi ile yaşamaya başlamıştı. Evleri hemen bizim yan evimizdi.  O yüzden o zamandan beri sürekli birlikteydik. Bazı gece annesi fazla içmekten evin yolunu bulamadiginda bizde benimle birlikte yatardi. Annemin üçüncü kızı,  benim ikinci kardesim.. Yine annesi ile aralarında bir seyler olup kendini rahatlatmak amacıyla gelmişti büyük ihtimal. Babası onun her şeyini karşılamayı kendine görev edindiği için Asya nin sadece istemesi yeterliydi. Bu gibi zamanlarda da bu hakkını kullanıyordu. Fazla dusunmeyerek uyudum..

Sabah birinin üstüme hayvan gibi atlamasiyla böğurerek uyandım.

"BENIM HABERIM OLMADAN NASIL GELIRSIN!? INSAN BANA DA HABER VERİR! "

ablamı uzerimden atarak dogruldum. Asya da aynı şekilde yaptı.

"Benim de gece eve geldigimde haberim oldu.  Uyudugun icin de seni uyandırmak istemedim. Yaygara koparma."

"Evet hatta ben istedim."

Gülmemek için kendimi tuttum. Yine eskisi gibi Asya bana arka çıkmak için yalan söylemişti. Ablam bize dudak buzerek bakıp kalkıp gitti. Asya ile birbirimize bakıp güldük.

"ARKAMDAN KIKIRDAMAYIN!!"

Bunu demesiyle daha da güldük.

"Işe gitmeyecek misin?"

"Suan farklı bir projede yer aldığım için öğleden sonra gideceğim. Ablam da birazdan gider işine."

Başını salladı. Oyalana oyalana  odayı toplayıp aşağı indik. Ablam çoktan kahvaltiyi hazırlamış bizi bekliyordu. Tam oturup yiyecek iken kapı çaldı. Oflayarak kapıya gidip açtım. Bismillahirrahmanirrahim. Bunun ne işi vardı lan?

"Pardon?"

Hellu xkjsjx teoga 3 gün kaldı amk 😯😯 cry. Bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler? Nasıl buldunuz?



Suga ile hayal etHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin