Nasıl ya ne demek gitmeyeceğime göre sorun yok. Cansu'nun hayat taşan masmavi gözlerine anlamadığımı belirten bir şekilde baktım.
" Pardon anlamadım?"
" Eslem gitmeyeceğim işte bunun neresini anlamadın" deyince
"işte burasını anlamadım" dedim. "Hem burada nasıl kalacaksın , ailen benim gibi birinin yanında kalmana asla izin vermez bunu benden daha iyi senin biliyor olman gerekir "
"Sen o işi bana bırak ben hallederim" Çocuksu bir sesle söylemişti bunu.
Bir yandan da vereceğim tepkiden korkar gibiydi yüz ifadesi. Şimdi ben ne yapacaktım,
Cansu'nun benimle kalmasına izin mi verecektim. Aslını isterseniz benimle kalmasını istiyordum. Haklıydı kendimi defalarca öldürdüğüm yeter artık geçmişimden kurtulmam gerek tabi ne kadar kurtulabilirsem. Yalnız şöyle bir ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum kurtulmak istiyorum dedim unutmak istiyorum demedim. Çünkü geçmişimi unutmamalıyım ki daha da güçlene bileyim."Tamam kalabilirsin ama bana karışmayacaksın sigarama, eve giriş çıkış saatime, kiminle olduğuma, yediğim yemeklere hiç birine bir şey demeyeceksin" dedim.
Ben böyle deyince Cansu kafasını incelediği desenli halıdan kaldırdı ve söylediğim cümleden emin olmak için yüzüme baktı. Gayet ciddi durunca çocuk gibi sevindi.
" Tamam söz karışmayacağım"
Ve hemen gelip bana sarıldı. İlk başta tepki vermesem de bende ona sarıldım.
"Tamam gidip hemen annemleri ikna edeyim" dedi ve ardından annesigille telefon açmak için dar holden geçip mutfağa geçti. Cansu mutfağa gittiğinde bende sağımdaki masanın üzerinde bulunan sigara paketimin içinden bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasına yerleştirip yaktım ve koca bir dumanı çekip ciğerlerime gitmesine izin verdim. Ben sigaramı içerken Cansu bulunduğum salona girdi.
" Annem izin verdi Esl-" beni görünce neşesi azıcık düştü ve devam etti cümlesine.
" Eslem daha kahvaltı bile yapmadın aç karnına içme bari"Cansu'ya tek kaşımı kaldırıp baktım ve ona az önce söylediğim kuralları hatırlattım.
" Bana karışmayacaksın sigarama, eve giriş çıkış saatime, kiminle olduğuma, yediğim yemeklere hiç birine bir şey demeyeceksin , dediğimi hatırlıyorum"
"Off tamam Eslem bir şey demiyorum ne yaparsan yap, ben sadece seni düşünüyorum."
Cansu böyle söyleyince ister istemez sinirlenmiştim bu da ses tonuma yansıdı ve haliyle sesim yüksek çıktı.
"Düşünme Cansu ,beni düşünme, Umursama , ben alışkınım umursanmamaya zaten sen niye umursuyorsun ben onu sorguluyorum"
"Tamam Özür dilerim "dedi mahcup olmuş bir sesle.
Cansu'nun gözlerinin dolduğunu görünce bir kez daha nefret ettim kendimden konuyu değiştirmek adına
" Tamam hadi dışarı çıkalım buralarda bir lokanta var çok güzel kahvaltıları oluyor oraya gidelim" dedim.
Cansu hemen kabul etti ve beraber benim odama çıktık. Cansu'ya uygun kıyafet bulmaya çalıştım. Cansu benim tam zıttımdı ben 1.65 boyunda 50 kiloyum, Cansu ise 1.70 boyunda 55 kilo, benim tenim esmer, Cansu'nun ise sarışın ben yeşil gözlüyüm, Cansu ise masmavi gözlere sahip , ben siyahı severim o beyazı , ben kalabalıktan nefret ederim o ise yalnızlıktan , ben sessizliği severim o ise gürültüyü , ben suskunum o ise susmak bilmez. Fiziksel yönden ne de kişisel yönden özelliklerimiz hiç benzemiyordu birbirine peki o zaman niye benim yanımda , niye benden gitmiyor ?
" Tamam ben bunları giyerim."
Cansu'nun sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve gülümseyerek gösterdiği kıyafetlere baktım. Varlığını bile unuttuğum lacivert dar paça pantolonla, beyaz ince bir tişörtü elinde tutuyordu.
" Olur demi bunlar bence olur yani bana uygun bir tek bunlar var ben en iyisi bunları giyineyim" dedi ve üstünü giyinmeye başladı.
Cansu üstünü giyinirken bende uygun kıyafet seçtim. Siyah bir v yaka tişört altına da siyah dar paça bir pantolon giydim Üstüme de bir siyah deri Ceket aldım.
" Ben hazırım sende hazırsan hadi çıkalım" diye bağırdım odamdaki lavaboya doğru.
"Tamam bende zaten hazırım" dedi lavabodan hızla çıkıp yanıma gelirken.
Beraber merdivenden aşağı indik. Kapının yanına geldiğimizden kapının solunda bulunan portmantodan Cansu çantasını aldı. Bende çanta taşımayı sevmediğimden çantamın içinden telefonumu ,olmazsa olmazı mı yani sigaramla çakmağımı , evin anahtarını ve yeteceğini düşündüğüm kadar para aldım. Anahtarı Cansu'ya uzatıp
" Ben çanta almayacağım sen çantana koysana" dedim.
Sonra beraber evden çıkıp gideceğimiz lokantaya doğru yürüdük.
Tabi Cansu gidene kadar o kadar çok konuştu ki kulaklığımı almadım diye pişman olmadım değil hani."Cansu bir sus ya yeter ne çok konuştun vazgeçeceğim şimdi gitmekten" dedim normal bir sesle
" Yoo ben konuşmam ki sana öyle gelmiş" dedi.
Acaba bu söylediğine kendi inanıyor muydu , sanmıyorum.
Sonunda gelmek istediğimiz yere gelmiştik. Burası küçük, sade, fazla kalabalık olmayan bir yerdi. Cansu'yla iki kişilik bir cam kenarında bulunan masaya geçip oturduk ve garson gelene kadar menüyü inceledik. Çok geçmeden bir kız bizim masaya doğru geldi, sanırım garson bu kızdı. Bize siparişlerimizi sorunca doğru tahminde bulunduğumu anladım.
"Ben bir sigara böreği ,patates kızartması birde filtre kahve" dedi Cansu.
" Bende sigara böreği ve filtre kahve istiyorum" dedim.
Gelen kıza menüyü uzatarak. Kız siparişlerimizi getirmek üzere yanımızdan uzaklaştı.
Garsonun gitmesiyle Cansu"Eslem artık anlat bana niye böylesin tamam önceden de böyleydin ama şimdilerde daha kötüsün sebebi ney bunun konuş artık bak gün geçtikçe daha beter oluyorsun doktorunun verdiği hapları da kullanmıyor muşsun. Söylesene bana amacını, ne yapmaya çalıştığını" dedi nefes bile almadan.
Bazı zamanlar vardır. Düşünmeden davrandığımız sonunu veya bizi nasıl etkileyeceğini düşünmediğimiz ya da düşünmek istemediğimiz çünkü düşünürsek altından kalkamayacağımız olaylarla karşılaşacağımıza inanırız. Ama bu bambaşka bir şey benim bir amacım yok ki ayrıca da böyle olmamın sebebini açıklayamam Cansu'ya açıklasam bile anlayamaz beni sadece anlamış gibi yapar. O yüzden anlatarak zaman kaybı yapmama gerek de yok.
"Haplarımı kullanmıyorum çünkü hepsi beni iyileştirmek yerine daha çok ölüme yaklaştırıyor."
Ben böyle deyince bir şey diyemedi çünkü haklıydım. Garson elinde siparişlerimizle geldi. Yemeğimiz bitene kadar da konuşmadık.
"Eslem hemen eve gitmeyelim azıcık boğaz havası alalım"
lokantadan çıkarken benim de yapacağım bir şey olmadığı için kabul ettim ve bebek sahiline yakın olduğumuz için yürümeyi tercih ettim, ama Cansu mızmızlandığı için taksiyle gitmeye karar verdik. 10- 20 dakika sonra taksi durunca geldiğimizi anladım , taksimetreye bakıp parayı ödeyip üstü kalsın deyip indik.
Daha sonra Cansu'yla bir banka gidip otururduk. Biz böyle otururken gözümün önünden koşarak geçenlerle neye uğradığımı şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİYE KARIŞAN SİYAH
Teen FictionBeklersin bazen sadece beklersin ama niye, kimi, neden beklediğini bilmeden. Mesela bir uçurumun kenarındayken bir kurtarıcı el ya da seni geri döndürecek bir kelime beklersin. Veyahut tam hayatına son vermeye karar vermişken tekrar seni hayata bağl...