Bölüm#1 (İsimsiz Kahraman)

155 62 350
                                    

(Ameliyathane)

+ Tampon...
Kan basıncı giderek düşüyor.
- Kurşunu çıkarmalıyız, yoksa kaybedicez.
Portegü.
+ Sen müdale et oraya, bende parçalanan damarı onarıcam.
- Tamam ama ne kadar dayanabilir bilmiyorum.
Penset.
+ Dayanacak, dayanmalı... Hadi evlat biraz daha sık dişini.
× Nabız düşmeye başladı 70...
60 oldu.
- Kapatmaya başlayalım, kaybediyoruz.
Koher.
+ Bu olmamalıydı, hemen müdahale ediyoruz.
Tanpon, çabuk.
× Nabız 45 aynı şekilde kan basıncıda düşüyor.
+ Hadi dayan evlat dayan.
× Nabız durdu hocam.
- Hemen defibrilatör hazırlayın, aynı zamanda yarım enjektör adrenalin.
÷ Elektro şok hazır
+ Çekilin... Bir iki üç...

Şok verilir.

× Nabız hala yok.
+ İki yüze çıkar, hadi evlat hadii...
÷ Hazır.
+ Çekilin...

Şok bir kez daha verilir

(Bir yıl önce)

Nizamiyenin önünde askerler bekliyor. Acemi birliği bitirip usta birliklerinin dağılımı yapılmış. Şimdi ise görev başına geçecekler. Araça binildi ve karakola gitmek için bir otobüs ve askeri araç hareket etmeye başladı.
Yolda giderken askerler birbiriyle tanışmaya, kaynaşmaya başladılar. O sırada içlerinden biri sesiz bir şekilde. Cam kenarından, dağların ıssızlığını izliyordu. Sap ve dik kayalıklar, zirveleri karla örtülü yüksek dağlar. Çok seyrek gelen ağaç ve çalılıklar, önünde uçsuz bucaksız bir engebeli bir arazi.
Askerler o arada aralarında konuşma geçiyor.
# Ya Sancaktepe de bir üst çavuş varmış baya sertmiş falan diyorlar. Otobüsü beklerken alayda diğer askerler söylüyordu.
° Bende duydum bazı şeyler, neresi olduğunu sordular Sancaktepe deyince geçmiş olsun deli komutana denk gelmişsin. Lakin on numara askerdir korkulur dedi.

O ara cam kenarında oturan asker konuşan askerleri dinler.

# İsmi neydi ya? Söylemişler di...
° Yunus mu, Ali mi? Neydi?
# Yusuf Ali, Yusuf Ali...
* Ya bırakın adam iki üç şey yapmıştır hemen artist yapmışlar. Ne çokta meraklıymışsınız adamı yüceltmeye.

Cam kenarında ki asker söylenenleri duyunca yüzünde bir tebessüm oluşturup kafa sallar hafiften. Sonra tekrar camdan dışarı yı izler.
Aradan beş on dakika geçer askerler yine muhabbete devam ederken. İşte o ürkütücü ses gelir. Rpg (roket atar) sesiyle cam kenarındaki asker yüksek sesle.

+ Yaaaaaattt...

Otobüsün güzergâh solundan rpg otobüsün sol çapraza yere gelir. Otobüs yalpalanır ve en son durur. Cam kenarındaki asker yine yüksek bir sesle.

+ Herkes dışarı, siper alsın.

Birkaç kere bu cümleyi tekrarlar o sırada teröristlerin yoğun ateşi başlamıştır. En son araçtan cam kenarında ki asker iner ve silahı ve hücum yeleğini giyer giymez kafasını kaldırıp etrafa bakınır. Diğer askerler siper almış gelen ateşe karşılık veriyorlar. Cam kenarında ki askerde bir mevziiye geçer karşılık verir. Tam o sırada konvoyun güvenliğini sağlayan teğmen yükse sesle seslenir.

+ Yusuf, Yusuf...
^ Emredin komutanım.

O sıra aralarında konuşan askerler tekbir alan askere bakar. Onun otobüste hakkında konuştukları üst çavuş Yusuf Ali ER olduğunu fark edince. Sessizce tepki gösterirler.

* Aaaa sıçtır...
° Bu muymuş deli komutan?

Yusuf Ali teğmenin yanına gider, konuşmaya başlarlar.

+ Az kişiler onlara takviye gelmezse iyi ama gelirse kötü olur. Bir an önce çıkmamız lazım buradan. En yakın birliği haber verildi. Gelmeleri 2 saat.

Vatan-ı AslîHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin