TANITIM

425 62 77
                                    

Her şey çok fazla karanlık etrafıma bakmak istiyorum ama bakamıyorum çünkü göremiyorum benim odam hiç bu kadar karanlık olmamıştı.

Korkuyorum ve üşüyorum, ışık bulma umuduyla zifiri karanlıkta ilerlemeye başladım. Bir şeylere çarpma korkusuyla ellerimi sağa sola sallıyordum lambamı bulamıyorum bi saniye bi saniye burası benim odam olamaz bu kadar büyük değil.

Lanet olsun nerdeyim ben!!

Neler olduğunu anlamam için önce görmem lazım ama göremiyorum.
Kör oldum..

Hayır hayır bu çok saçma ellerimle gözlerimi ovalıyorken ayağıma bir şeyler dokunuyordu korkuyla çığlık atmaya başladım. Ayağımı yere değdirmemek için zıpladım. Bana dokunanın ne olduğunu merak ediyorum ama korkum şuan bunu umursamıyordu.Tek derdim o soğuk ıslak şeyin beni rahat bırakmasıydı. Tekrar zıplamak istedim ama olmuyordu çünkü hâla havadaydım sanki havada asılı kalmıştım.

Bu duruma seviniyorum, sanırım soğuktan delirmeye başladım. Mantıklı tarafımsa sırıtan ağzıma tokatı patlatıp bana korkmam gerektiğini hatırlattı.

Ne kadar yüksekte olduğumu anlamak için ayağımı yere doğru uzatmamla düşmem bir oldu.

Kolumun acısıyla inledim. Kolumu tutup sıvazlamaya başladım. Parmaklarımda hissettiğim ıslaklığa bakmak için elimi kaldırdım ama göremiyorumdum ki.Canım yanıyordu.Ağlamak üzereydim.

LANET OLSUN.Binlerce kez lanet olsun..

Ayağa kalktım koşmaya devam ettim.Nereye koştuğumu da bilmiyorum ama delirmek üzereydim. Bunlar gerçek değildi.Gerçek olamazdı.

Gerçek olamayacak kadar korkunç rüya olamayacak kadar gerçekti.

Duyduğum minik fısıltılar birbirine karışmış, sesler yükselmeye başlamıştı.Nefesimi tutup dinlemeye başladım. Ne dediklerini duyabilirsem nerede olduğumu bulabilirdim.Duyduğum ses birden irkilmeme neden oldu.

"Kayla Kayla İlkin Kaylaaaa.."

Bir ses adımı fısıldıyordu. Bir erkek sesi...

Zorlukla ağzımı açıp."Kimsin sen."
Diyebildim. Cevap gelmedi sesler aynı şekilde devam etti.

Birbirine karışmış çığlık haline gelen sesleri duymamak için ellerimi kulaklarıma bastırdım. Ama bu sesler dışardan değil tam olarak beynimin içinden geliyordu.
Çığlık atmaya başladım. Karanlıkta hiçbir şey göremesemde izlendiğimi hissediyordum.
Bunların sadece bir kâbustan ibaret olmasını diliyordum.

Yavaş yavaş karanlık aydınlanıyordu. Aydınlanmaktan ziyade zifiri karanlık kısmen kaybolmuş ,sesler azalmıştı.Kafamı kaldırıp nerede olduğuma bakmaya çalıştım. Kocaman açılmış gözlerime ağzımda eşlik etmişti.

Her taraf büyük ve simsiyah ağaçlarla,çalılarla kaplıydı.Benim bu ürkütücü ormanda ne işim vardı.Ben buraya nasıl gelmiştim. Ayağa kalkıp korkuyla ilerlemeye başladım.

"İlkin Kayla"

Duyduğum sesle hızlıca arkamı döndüm. Sesin arkamdan geldiğine emindim.Ama kimse yoktu.

"İlkin "
Aynı ses tekrar fısıldıyordu.Sesindeki çaresizliği hissetmiştim. Ya da korkudan saçmalıyordum.

Tekrar döndüm,onu arıyordum ama ses heryerdeydi. Koşmaya başladım.Nefes alışverişim sıklaştı.Etrafta hiç insan yokken sesler kulağıma nasıl fısıldanıyordu. Durup anlamaya çalıştım ama pişman olmuştum.Birinin sıcak nefesini ensemde hissediyordum.

Kalbim korkuyla hızlanmaya başladı. Nefesim kesildi. Nefes almak istiyordum.Gözlerim yanıyor,yaşlar boşalıyordu. Astım krizim tutmuştu.Nefes alamıyordum.Gözlerim kapanıyordu.Galiba ölüyorum. Burada nerde olduğumu bilmeden ölüyorum..

Kitap hakkındaki düşünceleriniz bizim için çok önemli. Beğenileri unutmayalim.: ))Yorum bırakmayı unutmayın.

GECEYE TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin