10.BÖLÜM

29 0 2
                                    

Deniz'i bir hemşireye emanet ederek okulun yolunu tuttum tabiki ilk derslerim boş olduğu için yolda sallana sallana gidiyordum.Nerdeyse yaklaşmıştım bile.Telefonu çıkartarak saate baktım daha birinci dersin bitmesine 25 dakika vardı. Telefonu cebime koyarak okulun bahçesine girdim,haftanın ilk günü olarak baya kötü bir gün olcak gibi bir his geçti içimden.Ardından sınıfa daldım.İçeride ders çalışan iki inek öğrenci vardı.Bizimkiler ortalıkta yoktu Cem Ceren ve Toprak.Kesinlikle şuanda kafateryada aç gibi yemeklere saldıran Cem'e engel olmaya çalışıyorlardı.Selin dün akşam gitmiş ve bu sabaha kadarda beni aramamıştı.Kendimi cam kenarında ki sıraya atarak telefonumu ve kulaklığımı çıkarttım bağırarak
-Ah yavrum siz yine mi birbirinize dolandınız.
Beni sınıftaki kimse takmamıştı.Bu yüzden kulaklıklarımın düğüm olmuş yerine çözmeye uğraştım çözdüğüm zamanda sevinç hareketimle
-Bunu başarabileceğimi biliyordum.!
Diyerek ayaklarımı masaya uzattım.Şarkı listemden
Charlie Puth -We don't talk anymore-
Açarak gözlerimi kapattım.Ne güzel o şarkıyı söylediğimi hayal ederken şak! Ayaklarım yerlerde ve karşımda Ateş.Bir anlık sinirle cırlamış olabilirim.Belki sana dalarım gibi şeyler deyip onu iyice kızdırmışta olabilirim ve şuan arkasını dönüp sınıfı terk etti.Çünkü kendini cool sanan piskopat katilin teki.Zilin çalmasıyla içeri bağırarak giren Cem'e döndü gözlerim
-Ya siz o tostu benden nasıl alırsınız olum,bana tost borçlusunuz.
Her zaman ki gibi pazartesi sandromu yaşayan Cem.Kesinlikle aşırı derecede fazla tost yediği için Toprak sonuncu tostu onun elinden alarak yemişti.Bu yüzden depresyona girmişti zaten geçen haftada ayran için aynısını yapmıştı.
-Sanada selam Cem
Umursamayarak attı kendini hemen önümdeki sıraya ve ağlayan bir ses tonuyla
-O tost gece rüyama girecek sizi lanet olası pislikler.
Onu umursamayarak yanıma oturan Ceren
-Selam nasılsın şapşal?
-İyiyimde Cerencim şapşal nedir ya?
-sanane amk
Ceren tam olarak buydu işte prenses görünümlü Mahmut amca.Sonra Toprağa baktım.Bana bakıyordu,tirip atar gibi gözlerimi devirdim.
-Su gelsene benimle az.
Ay! Anlamıştı ona tirip attığımı ve benden özür dileyip o kızın şimdi sadece kuzeni olduğunu söyleyecek bana evlenme teklifi edecekti sonra mutlu son.
Ayağa kalkarak Ceren'i ittim ve Toprağın yanına geldim.
-Efendim toprak?
-Dışarıda ki çardaklara gitmeye ne dersin orda konuşalım.
Evet evet kesinlikle bana evlenme teklifi edecekti.Zilin çalması ile birlikte aşağıya indik.Boş çardaklardan birine oturduk.
-Evet ne diceksin toprak?
Evet demek için hazırdım.-Biliyorum çok saçma birşey düşünüyordum ama olsun-
-Bir sevgilim var ve yarın onun doğum günü ne hediye almalıyım sence ?
-evet evet kabul ediyorum toprak
Bir dakika sevgilim mı var demişti.Hemde hediye alıcaktı.Bir ara diğer dünya ile iletişime geçip geri geldim .
-Su iyi misin demin ne dediğin hakkında hiç bişey anlamadım.
-Ben şey dedim şey edicekmişsin şey olmuş sonra şeyle şey olunca-
Sözümü kesti iyice saçmalamıştım.
-Kendine gel Su hadi ama kötü birşey demedim ki.
Kendimi toparlayarak.
-Ceren'e sorman en iyisi değil mi ? O bu konularda daha iyi bence.
dedim sahte bir gülücük ile.
-Haklısın hadi onların yanına gidelim
Ayağa kalkıp beraber ilerlerken birden kendim ayağıma takılıp geriye doğru düşerken biri beni tuttu.Gözlerimi açtığım an Ateşin arkadaşı Cengiz miydi neydi adı o tutmuştu beni.
-Bence biraz daha dikkatli olmalısın.
Kendimi toparladıktan sonra sahte bir gülüşle karşılık verdim ve Toprağın bileğinden tutarak sınıfa soktum.Oysa karşılaştığım manzara hiç iyi bir manzara değildi.Cem bizim şu sürtük dediğimiz kıza yani Alaraya yavşıyordu Ceren ise ona arkadan sarılmış oturduğu sıradan kaldırmaya çalışıyordu.Cem'in sesi yükseldi birden
-Hadi canım bu güzellik nerden geliyor? Yoksa annen güzellik uzmanı falan mı?
Ve Alaradan beklenmedik bir tokat...

******

Kafeteryada oturmuştuk ve hepimiz Cem'in kendi kendine isyanlarını dinliyorduk.
-O son tostu yedirseydiniz o kızdan o tokatı yemezdim.
Ne alakaydı bu şimdi
-Cem ne alaka bu
-Kel alaka Su kel alaka.O kızı kaşarlı tost gibi gördüm ve yavşama gereği duydum ama o kızdan yani kaşarlı tostumdan öpücük yerine sadece tokat yedim.
Hepimiz aynı andan gözlerimizi devirdik.Ayağa kalkarak kantine doğru ilerledim.Kantinciye seslenerek
-Fatih abi bana şurdan bi kaşarlı tost versene.
Kafasıyla hemen geliyor işareti yaparak, tabağa koyduğu tostu bana verdi.Cebimden parasını çıkartarak.Cemin önüne doğru ittim tostu.Sanki sevgilisiyle bakışıyor gibi tosta baktıktan sonra.
-Ama ben bunu yerim yaa! Şu güzelliğe bak!

Karanlığın İçindenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin