Geldiğimiz yer cennet gibi bir yerdi. Bir tepenin üzerindeydik ve etrafımız ağaçlarla çevriliydi. Çimlerin üzerine oturduk. Karşımızdaki şehir manzarasına bakıyorduk hepimiz. Şehrin trafik sesleri, insan gürültüleri, hiçbiri yoktu burada. Sessizdi. Huzurluydu.
Kardeşim yanımdaydı. Ama şimdilik. Sadece birkaç saatliğine. Ve ben bu süreyi uzatmak için elimden geleni yapacaktım. Bir süre yorgunluğumuzu üzerimizden atmak için öylece oturduk. Sonra Melisa'nın eve geç kalacağını söyleyen sesiyle kendime geldim.
''Eve bırakmamızı ister misin?'' dedi, Tolga. Elli metre ileride bir otobüs durağı olduğunu ve eve bırakılmasına gerek olmadığını söyledi. Bizden biraz küçük olduğu için geç kalmaması gerekiyor diye düşündüm.
Melisa gittikten sonra herkes kendine gelmiş gibiydi.
''Herkes olanları bildiğine göre malum konuya gelelim istiyorum. Sakıncası var mı Deniz?'' Tolga böyle söyleyince ne dediğini anlamam biraz uzun sürdü.
Elbette ki sakıncası yoktu ama ben olanların hepsini Melek'e anlatmamıştım. Zaman bulamamıştım, anlatmak için uygun ortam yoktu gibi bahaneler üretebilirdim ama bunların hiçbiri geçerli sayılmazdı. Çünkü Melek en yakın arkadaşımdı. Üstüne bir de aynı evde kalıyorduk. Şu an duyacağı şeyler yüzünden için bana kızmasına hazırdım. Çünkü ne söylerse söylesin hepsini hak ediyordum.
Kardeşimi bulmamla ilgili Melek çok bir şey bilmiyordu. Sadece birkaç araştırmayla onu bulduğumu söyledim. Tolga'nın yardımcı olduğundan haberi yoktu. Bunu ona neden söylemediğimi ben de bilmiyordum ama endişeleneceğini düşünmüştüm.
Çünkü hala Tolga'ya yeniden güvenmemem gerektiğini söyleyip duruyor. Onunla konuşmamdan bile rahatsız oluyor gibi.
Konuşmaya ben başlamak istedim ama Tolga'ya baktığımda ben hallederim dercesine başını salladı. Sessizce beklemeye başladım.
Yüzünü Melek'e dönerek konuşmaya başladı. Daha da endişelenmeme neden oldu bu hareketi.
''Melek. bunu sana Deniz'in en başında söylemesini isterdim ama kızacağını düşündüğümüz için söylememeye karar verdik.'' Duraksadı ardından yutkunduktan sonra konuşmaya devam etti.
''Toprak'ın bulunmasına yardımcı oldum ve bunun için bir hayli uğraştım.'' Melek'in duyduğu şeyi sindirmesini bekledik. Ama yüzünde anlamsız ve boş bir ifade vardı.
''Bunu biliyordum zaten.'' Ters ters bana baktıktan sonra Tolga'ya döndü.
''Deniz'in peşindesin sürekli ve Toprak'ı ilk kez görmeye geldiğim gün hatırlarsınız ki bir süre Toprak'la başbaşa kaldık. Ve Toprak benim tüm olaylardan haberim varmış gibi bana 'Tolga olmasaydı Deniz'i bir daha görme şansım olmaz.' dedi. O anda anladım zaten her şeyi. Ve... Deniz bunun için özür dilemene gerek yok. Anlayışla karşılıyorum bu durumu.''
Söyledikleri karşısında şok olmuş olsam da bozuntuya vermedim. Herkesin tam olarak bilmediği konuya girmeye hazırlandım. Derin bir nefes alırken tüm bakışların üzerimde olduğunu hissettim.
"Şu an söyleyeceklerim size biraz ütopik gelebilir ama söylediklerimi sonuna kadar dinlerseniz eğer anlarsınız ne yapmaya çalıştığımı." Durdum. Soru sormak isteyen kimse olmadığını görünce devam ettim.
"Hepiniz Toprak olayını biliyor. Bu yüzden bunu baştan anlatmayacağım. Tolga kardeşimin kaçırılması konusunda bir şeylerin ters olduğunu söylüyor. Yani tüm o olanlar bir günde yaşandı ve böyle bir şeyin önceden planlanmış olabileceğini düşünüyor. Açıkcası haksız sayılmaz çünkü ben de bugüne kadar yaşananların normal olduğunu düşünmedim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ BIRAKMA
Ficción GeneralSeni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde.