Sonraki gün okula gitmek için erkenden kalkıp hazırlandık. "Hadi Melek! Çıkıyorum ben." Kapının anahtarlarını alıp dışarı çıktım. Apartman merdivenine ayağımı koyup ayakkabının bağcıklarını bağladım. Bu sırada karşı komşumuz Sarp kapıyı açtı. "Günaydın Deniz." Bana günaydın mı dedi bu şimdi? Kaç yıldır her sabah karşılaşıyoruz ve bu sabah mı bana günaydın diyor? "Sanada günaydın Sarp."
Bu sırada Melek kapıda belirdi. "Günaydın Melek. Nasılsın?" Sarp'ın yüzünde anlamsız bir gülümseme belirdi. "İyiyim Sarp. Sen nasılsın?" dedi Melek hemen.
"Bende iyiyim. Beraber gidelim mi okula?" Sarp biraz yakın davranıyordu Melek'e. Kıskanmıyordum ama bu yakınlık ne zaman olmuştu merak ettim.Melek cevabı düşünmeden yanıtladı. "Tabi olur." Ben yokmuşum gibi konuşmalarına bozulmuştum ama sesimi çıkarmadım.
Yolda giderken grupla ilgili bir kaç hayalinden bahsetti. Gerçekten de elemelere katılacakmış. Çocukluğundan beri bir müzik grubu olmasını istermiş ama hiç fırsatı olmamış. Kurduğu grupla dünyayı dolaşmak istiyormuş falan filan. Ben de elemelere katılmak istediğimi söyledim. Resmen sevinmiş gibi yaptı. Ama sevinmediğine adım gibi emindim.
Grup için iki kişi daha ayarlamış. Söylediği isimleri tanımadığımı söyleyince okula gittiğimizde hemen tanıştıracağını söyledi.
Ders başlamasına az bir süre kala okula girmiştik. Sarp'ın sınıfı ilk katta olduğu için ayrılmamız gerekiyordu. Öğle arasında kantinin önünde buluşmaya karar verdik. Elemelere katılacağım için heyecanlıydım. Öncelikle bir grup kurmalıymışız. Sarp'ta benim grupta olmamı istedi. Bu Melek'in moralini biraz bozsa da kabul ettim. Buna rağmen Melek kabul etmem için beni zorladı.
"Ben de gelebilir miyim seninle? Tabi eğer rahatsız etmeyeceksem." Melek yine düşüncelerimin arasına dalmıştı.
"Tabikide gelebilirsin. Sorman hata." Kolumu omzuna atıp ağırlığımı ona verdim. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Bu halimizi seviyordum.
"Gruptakileri sen tanıyor musun?" Melek herkesi tanıyan birisiydi. Bunu da kesin biliyordur. "Kimler varmış ki?"
"12. sınıflardan Tolga ve 11. sınıflardan Melis. Soy isimlerini bilmiyorum." Anlaşılan Sarp'la yürürken bizi dinlememişti.
"Bildiğimiz Tolga mı bu? Aman Tanrım! Eğer düşündüğüm kişiyse o grupta bende olmalıyım." dedi beklemediğim anda.
"Gerçekten sen de girsene gruba. Senin sesin de güzeldi sanırım. Tam hatırlamıyorum ama..."
"Bunu Sarp'a sormalıyız." Yüzümüzde sinsice bir gülümseme oluştu.
"Hadi derse geç kalacağız." Koşar adımlarla sınıfa girip kitapları çıkardık.
...
Tam dört derse girdim ama sanki zaman 4 yılda geçmiş gibiydi. Melek ile beraber kantinin önüne gittik. Sarp hala gelmemişti. 1-2 dakika bekledikten sonra Sarp'ın geldiğini gördüm. Arkasında Melis olduğunu düşündüğüm bir kız vardı. Kızı pek tanımazdım ama iyi birine benziyordu. Boyu Sarp'ın omzuna yetişebilecek kadar uzundu. Sarı saçlı ve yeşil gözlüydü. Diğer grup üyesi olan Tolga'nın da geleceğini düşünüyordum ama Sarp'ın yanında başka birisini görmedim. Kızla tanıştıktan sonra Tolga'nın gelip gelmeyeceğini sordum.
"Biraz sonra gelir. Haber verdim. Bekleyelim. Okula yeni kayıt yaptırdı. Şu an kayıt işlemleriyle meşgul. İşinin on dakikaya biteceğini söyledi." Sarp bunları söyledikten sonra gülümsedi. Bu kadar açıklama yapmasını beklemiyordum doğrusu. Hatta açıklamanın sebebini de anlamamıştım. "Tolga dediğin çocuğun yeni kayıt yaptırdığını bilmiyordum."dedim. Kimse konuşmayınca konuşulacak bir şeyler bulmaya çalışıyordum.
"Tolga benim yakın arkadaşımdır. Bu okula gelmeyi düşünüyordu zaten. Grup işini de söyleyince katılmak istedi." Yüzünde anlamsız bir tebessüm vardı. Sinirlerimi bozuyordu bu hali.Bu sırada bende Melis'le konuşup kaynaşmaya çalışıyordum. Sarp araya girip Tolga'nın geldiğini söyledi. Kafamı kaldırıp karşıdan gelen kişiye baktım. Bakmamla beraber şok oldum. Bu o olamazdı. Melek'e bir bakış attıktan sonra tekrar yüzümü Tolga'ya çevirdim. Dudağının kenarından gülümsüyordu. Ellerini saçlarının arasına atıp düzeltti. Kendini beğenmiş biri gibiydi. Saçma sapan havalardaydı. Eski zamanlardaki gibi sarı saçları yoktu. İyice kumrallaşmıştı saçları ve uzatmıştı. Eskiden hep kısa kullandığı saçlarının artık kıvırcık olduğunu görüyordum. Bakışları aynı, soluktu. Ama hala etkileyici görünüyordu. Kendisi benim ortaokuldan en iyi arkadaşımdır. Hatta bir ara birbirimize karşı bir şeyler hissediyor gibiydik ama bu ergenlik zamanımızda olduğu için bu konuya hiç değinmeyeceğim.
Birlikte aynı lisede okumak istiyordum ama o, bu durumun sıkıcı olacağını, sürekli birbirimizi görmenin onu çok sıktığını ve ileride daha da sıkılacağını söyleyerek farklı bir liseye gitmeye karar vermişti. Kararına saygı duydum ama benden sıkılması onunla bir süre konuşmamam gerektiği anlamına geliyordu. Bu yüzden ben de bir süre onunla konuşmayacaktım. Ama bu bir süre uzadıkça uzadı. Ta ki şu ana kadar.
Beni görünce hiç de şaşırmış gibi bir hali yoktu. Belli ki benim bu okulda okuduğumu Sarp ona söylemişti.
Ben onun yüzüne boş boş bakmaya devam ettiğim için konuşmaya başladı.
"Selam Sarp. Bunlar diğer grup üyeleri mi?" Bizi küçümsercesine parmağıyla işaret etmişti ve beni tanımıyormuş gibi yapması canımı sıkmıştı. "Evet. Bu Melis, Deniz ve Melek. Kızlar bu da Tolga." Tolga'yla da bizi tanıştırdıktan sonra bana bakarak konuşmaya başladı. "Seni bir yerden gözüm ısırıyor ama çıkaramadım." Meraklı gözlerle beni işaret etmişti bu sefer. Tanıdığından adım gibi emindim. Sırf beni sinirlendirmek için bunu yaptığını biliyordum.
"Bilmem bana da öyle geldi." O büyük egosunu tatmin etmeye çalışırken bende onu tanımamış gibi yapacaktım elbette.
Biz Tolga'yla birbirimize boş boş bakarken Melek kolumu dürttü. "Oturalım mı bir yere artık?" Melek'e katılıp kantinin içine doğru ilerledik ve boş bir masaya oturduk. Grup hakkında çok fazla düşüncemiz yoktu. Okul da yeteri kadar bilgi vermemişti henüz. Bu yüzden konuşma kısa sürdü. Ders zili de çalmıştı. Herkes masadan kalkıp sınıflara doğru yöneldiği sırada birinin bir şey dediğini duydum. Arkamı döndüğümde Tolga'nın bana baktığını gördüm, hemen dibimde duruyordu. Meraklı gözlerle ona baktım. "Okul çıkışında beni bekler misin? Önemli bir konu var konuşmamız gereken. Kimseye söyleme, özel." Fısıldayarak konuşmuştu.
Cevap vermeme fırsatım olmadan kargaşanın içinde Melek'in kolumdan çekiştirdiğini anladım ve sınıfa gittik. Dersler bitmek bilmiyordu. Tolga'nın bana ne söyleyeceğini düşünerek okulu bitirdim. Derslerin yarısını dinliyordum sonra aklım birden Tolga'ya kayıyordu. Melek'e kitapçıya gideceğimi, beni beklememesini söyledim. Tolga'nın diyeceklerini gerekirse sonra söylerdim Melek'e. Ama şu an ona olanları anlatmak çok uzun bir işmiş gibi geldi.
Melek'in ve sınıftakilerin bir an önce sınıfı boşaltmalarını beklerken ben de yavaş yavaş toparlanıyordum. Bu sırada Tolga içeri girdi. Söyleyecekleri iyi miydi kötü müydü bilmiyordum ama kalbimin hızla atmasına engel olamıyordum.
Lütfen oy verin. Benim için çok önemli. Teşekkürler :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ BIRAKMA
Ficción GeneralSeni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde.