"Oyun bitti Koca Adam! Lego'nun tüm parçalarını kaybettin!"
Karan bu sözlerden sonra sadece baktı genç kadına. Sanki bir şeyleri anlamasını istiyordu. Susmasını ve anladığını söylemesini bekliyordu.
Ama onun susması, Berfin'i sadece daha fazla kızdırdı. "Defol git evimden." dedi son söz olarak. "Bir daha da mahkemeye kadar benimle muhatap olma..."
Karan hareket etmedi yine. "Ne bekliyorsun Karan? Çıksana şu evden!"
Bir adım attı genç adam ona doğru. Berfin onun kendisine yaklaşmasındansa, bağırıp çağırmasını tercih ederdi. Çünkü öfkeyle başa çıkabilirdi ama bu bakışlarla kendisine yaklaşmasına dayanamazdı. "Yaklaşma Karan... Bak seni uyarıyorum, çok fena yaparım!"
Karan yine cevap vermeden tuttu onu. "Karan bırak beni! Yemin ediyorum bağırırım tecavüz ediyorlar diye!"
Karan sonunda ona eğilip başka şekilde baktı. Daha yüzeysel bir bakıştı bu. Az evvelki gibi muhtaç bir bakış değildi. Genç kadında o şekilde bir baskı da kurmuyordu. Bu Berfin'i hem rahatlattı hem de rahatsız etti. Bir şeyler varmış gibi hissetmişti az evvel. Bilmediği ama önemli detaylar varmış gibi.
Karan ona alaycı bakışlar attı. "Bağır Berfin." dedi. "Belki karşı komşun imdadına yetişir."
İşte yine sinir etmeyi becermişti. Berfin öfkeyle kollarını savurdu. Onu kendisinden uzaklaştırmak için elini de genç adamın göğsüne koyup itti. "Karan iğrençleşme! En azından ayrılacaksak da, medeni şekilde ayrılalım. Şimdi lütfen, git."
Karan onu bıraktı bu sefer. "İki yılın hesabını sormayacak mısın Berfin?"
"Sormayacağımı söyledim. Beni ilgilendirmiyor."
"İyi. Sorma. Ama bir daha açıklamak için bu kadar ısrar etmeyeceğim Berfin. Şansını kaybettin!" dedi öfkeyle. Berfin onun bu tavırlarına ayrıca gıcık kapıyordu.
"Ben yanlış bir şey yapmadım Karan. Sen yaptın. Şimdi gelip de bana, sanki ben yanlış yapmışım gibi küstahlık yapamazsın. Madem bu kadar yüzsüzsün. Bari bu karakterini kabul eden kadının yanına git. Amerika'ya. Ve beni rahat bırak."
Karan başını iki yana salladı. "Sanmıyorum Berfin. Karşı daireni satın aldım. Ve iki güne oraya taşınacağım."
"İyi halt edeceksin. Gidip de paranı daha yararlı şeylere harcasan ne de güzel olur!"
Karan ona göz kırptı. Yine alaycı moda girmişti. "Beni sevmeyen karımın karşısına taşınmak için kullandım ya işte paramı. Bundan daha yararlı bir şey düşünemiyorum güzelim."
"Evet. Senin gibi biri için 'yararlı' iş anca budur zaten!"
Karan kapıya gidip açtı. "Ben gidiyorum sevgili karıcığım. Artık iki gün sonra görüşürüz." Ve çıkıp kapıyı kapattı.
Berfin kapanan kapının arkasından köpürürken bağırdı. "İnşallah görüşmeyiz Karan efendi! İnşallah senin o meymenetsiz suratını sadece mahkemede görürüm! Ha bu arada! Avukatımla iletişime geçmeni sağlarım!"
Ama onu duyan kimse kalmamıştı. Gidip baktı kapı deliğinden. Karan gitmişti. Bari kapı önünde nefeslense, bu sırada da genç kadının sözlerini duymuş olsa, ne güzel olurdu! Ama bu hareket bile onun için fazla insancıl olurdu. Adam robot gibiydi!
Ve bir şeyler vardı. Onun o kahve gözlerini neredeyse on sekiz senedir tanırdı. O bakışlarda bir şey vardı. Bir şey görmüştü. Ama ne? Neydi o bakış öyle? Hemen gizlemişti o bakışı ama kısa da olsa gördüğü o ifade beynine kazınmıştı resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❀Yasak❀Tamamlandı❀
Fiction généraleKapak Tasarımı : Sofirella- (Teşekkür ederim :) ❀❀ Berfin ile Karan küçüklükten beri yan yanaydı. Kendileri de dahil kimse onları ayrı düşünemezdi. Bunda kötü bir şey de yoktu. Herkes gibi onlarda birbirilerine en fazla dost/kardeş gözüyle bakıy...