~▶BÖLÜM 2◀~

55 25 22
                                    

Elektrikler kesildiğinde Nehir neler olduğunu anlamaya çalışırken burnuna gelen keskin bir kokudan kurtulmak için çırpınmaya başladı. Fakat bütün çabası boşunaydı keskin koku çoktan yerini baygınlığa vermişti bile. Genç kızın baygın bedenini taşımakta hiç zorluk çekmiyordu genç adam. Ama bunu yaparken çok tedirgindi. İlk defa böyle bir işe kalkışıyordu. Nehir'i arabaya taşıyıp şoför koltuğuna yerleşirken arayıp adamlarına elektriği bırakmalarını söyledi. Hemen ardından ağabeyini arayıp hiç istemediği işini hallettiğini söylerken aklına ağabeyinin anlattığı planı geliyordu.

"Bak kerem beni iyi dinle! Nişandan bir gün önce otele müşteri olarak gideceksin. Nişan olduğu zaman kızı kaçıracaksın. Elektrik şaltelleri otelin bodrum katında iki kişiyi oraya gönderip elektriklerin kesilmesini sağlayacağız. Sen de o sırada kızı kaçırmaya bak. Kızı arabaya aldığın anda bana haber ver ben seni yönlendireceğim."

"Abi Allah aşkına onca misafirin içinde nasıl farkettirmeden halledeceğim. Hem kızı nereden arabaya götüreceğim?"

Ağabeyinin söyledikleri halâ genç adama saçma geliyordu.

"Oğlum sen anlamıyor musun? Her yer karanlık olacak diyorum. Rahatça ön kapıdan götürüceksin işte!"

"Hıh burdayım abi! Seni dinliyorum?"

Ancak telefondaki ağabeyinin sesiyle çıktı düşüncelerinden Kerem.

"........"

"Abi dağ evi olmaz! Orası çok uzak! Yani gece gece nasıl gideceğim?"

"........."

"Offf be Burak! Ömrümü yedin ömrümü!"
Dediğinde ağabeyi çoktan kapatmıştı telefonu. Kerem emrivakileri seven biri değildi ama ağabeyine de karşı gelemiyordu ve bu Kerem'in canını çok sıkıyordu. Arabanın dikiz aynasından Nehir'i izliyordu ve içten içe kıza acıyordu. Onun ne suçu var diye düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. Daha fazla düşünmeden arabayı dağ evine doğru sürdü.

Eve yetişene dek kız uyanmamıştı. Kerem çok tedirgindi. Ama kızı dağ evinin girişine soktuğu anda soğuk kanlı olmaya karar vermişti. Nehir'i şöminenin yanında duran kahverengi kadife koltuğa uzattı. Dağ evi o mevsimde bayağı soğuk oluyordu ve genç kız bu kıyafetle üşür diye içerden bir battaniye alıp Nehir'in üzerini örttü. Ve hiç beklemeden şömineyi yakmaya çalıştı.

Otelde herkes telaş içinde Nehir'i arıyordu Güven soğuk kanlı bir şekilde telefonla Nehir'e ulaşmaya çalışıyordu ama telefondan cevap gelmiyordu ve bunun sebebini Melis elinde Nehir'in telefonuyla Güven'e açıklamış bulundu.

"Nerde bu kız ya? Çıldıracağım!"
Diye isyan ediyordu Güven.
Erdem Bey gittikçe endişeleniyordu ve eşi Cansel Hanım onu teselli etmeye çalışıyordu. Erdem Bey sinirinden Sergen Bey'e sarıyor saçma sapan bir şekilde Nehir'in kaybolmasının altında Sergen Bey'in olduğunu düşünüyordu. Nişan tarihini öne alınması şüpheleri ona çeviriyordu Erdem Bey'in fikrince. Ama sonrasında bu saçma sapan düşünceyi aklından kovmayı başardı Sergen Bey'in de Nehir'i deli gibi aradığını görünce.

Burak ve babası terasta oturuyordu. Burak babasına şirketteki işleri anlatıyordu. Babasının bir ay önceki trafik kazasından dolayı bacakları tutmuyordu ve bu yüzden bütün işleri iki oğluna bırakmıştı. Ama evdeyken şirketle ilgilenmeyi de ihmal etmiyordu. Burak babasına işleri anlatırken kahve getiren eşini hayranlıkla izliyordu. Burak iki hafta önce çok güzel bir törenle evlenmişti ve eşini çok seviyordu. Eşi kahveyi uzatırken hayranlıkla eşinin gözlerine bakıp "Eline sağlık canım." Dedi. Burak eşinin gidişini izlerken babası "Burak şu en sonki ihale için ne yaptınız? Bak oğlum bu ihale şirket için çok önem taşıyor!" Dedi kahvesini yudumlarken. Burak kendinden emin bir tavırla cevap vermişti babasına. " Bizim almamamıza imkan yok babacığım!" Derken alttan alttan sırıtıyordu.

SONA VARIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin