|1|

9.5K 550 568
                                    

Güneşin doğar doğmaz aydınlattığı perdeleri açık bir oda. Yatağın ucundaki komidinde duran saat ayarlandığı zamanda çalmaya başlıyor. Yataktaki adam her gün aynı şeyi tekrarladığını belli edercesine hızlıca kalkıyor.

Onun için sıradan bir gün. Yani henüz öyle olduğunu düşünüyor. Hazırlanmak, gece yarısına kadar yazmakla uğraştığı için etrafa dağılmış diyet kola şişelerini toplamak, taslaklarını düzeltip tek tek dosyalamak kısacası yaptığı her işle gündelik rutinine ayak uyduruyor. Hayatı hamleleri kurgulanmış bir satranç oyunu gibi olmalı. İşi bunu gerektirdiği için.

Fazla oyalanmadan evden çıkıyor. Kafeye uğrayıp 3 farklı çeşit kahve almalı ve soğumadan yerine ulaştırmalı. Kaldırıma kurulmuş masalardan geçerken masalardan birinde iki kız kendi aralarında fısıldaşıyorlar:

"Hey bu Levi'nin asistanı değil mi? Hani resimlerde hep arkasında görünen?"

Diğeri bununla epey ilgileniyor ki bu Eren'in canını sıkıyor. Bir sabah seremonisi daha.

" Evet o galiba!" diyor diğeri.

Heyecanla kıpırdanıyorlar.Eren aldırmadan kafeye giriyor. Her gün kahve aldığı kasiyere yaklaşıp beklemeye başlıyor. Ne istediğini söylemesine gerek yok. Ona Levi'nin imzalı resmini getirdikten ve her gün Levi'le dokunduğunu sandığı elini sıkmasına izin verdikten sonra kız ona emrindeki çalışanıymış gibi davranıyor. İşte Levi'in insanlar üstünde böyle bir etkisi var.

"Günaydın Bay Jaeger" diyor gülümseyerek. "Levi nasıl?"

Kendisinden başka herkesin ona adıyla hitap etmeye hakkı olması ne can sıkıcı.

" Harika" diyor onu tanıyanların yapmacık diye nitelendireceği neşeli bir cıvıltıyla. "Biliyorsun bu seneki Büyük Ödülün favorilerinden olduğu konuşuluyor"

"Nasıl olmasın bütün şarkıları harika. Hepimiz ona bayılıyoruz." diyor heycanla kahveleri uzatırken."Lütfen ona sevgilerimi iletin"

"Elbette iletirim" Konuşmayı sonlandırmak ve bir an önce buradan defolup gitmek için harika bir cümle. Ancak az önceki iki kız çıkışta yolunu kesiyor.

" Hey, acaba Levi Ackerman'ın asistanı olma ihtimaliniz var mı?" diyor saf görünen.

" Evet bayan ve bu kahveleri ona yetiştirmem gerek kabalık etmiş gibi olmazsam size nasıl yardımcı olabileceğimi söyler misiniz?"

Rus asıllı olduğu belli olan lafa karışıyor:

" Bize onun imzalı resmini verebilirsin değil mi yakışıklı?"

Elbette verebilir. Onun işi bu.

Aşık olduğu adamın fotoğraflarını onu çılgınca seven hayranlarına dağıtmak. Böyle düşünmek onu delirtiyor ama sakin olmalı Bay Levi hayranları konusunda çok titiz.

Çantasından çıkardığı resimleri kızlara veriyor. Saf görünüşlü olan boynuna sarılıp öpüyor onu.

" Onu beni yerime öper misin? Onu çok seviyorum!"

Eren'in içi acıyor. Onu öpmek. Başını sallayıp uzaklaşırken onun en yakınındaki adam olmaktan nefret ediyor bir kez daha.En yakın ama en uzak.



Denizde Kaybolmuş Orman | RiRenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin