Denizde Kaybolmuş Orman | RiRen

|5|

Levi cevap vermedi. Söylediğine çoktan pişman olmuştu. Kendi hatasını Eren'in yüzüne vurarak ondan intikam almaya çalışmaktan daha aptalca ne olabilirdi? Şu anda az önce konsere üzülen halini özlüyordu.

Eren kimsenin yüzüne bakmadan hatta eşyalarını bile almadan kapıya koştu. Jean da onun çantasını kapıp peşinden çıktı. Levi yaptığının ve söylediğinin pişmanlığıyla kuliste yapayalnız kalmıştı.

Jean yaklaşık bir saattir caddede tek başına yürüyen Eren'i takip ediyordu. Omuzlarının artık sarsılmıyor oluşu genç adamın ağlamayı bıraktığını gösterse de Jean yaklaşmak için doğru zaman olmadığının farkındaydı. Şu anda konuşmaktan çok yalnızlığa ihtiyacı vardı ama takibi de bırakmamalıydı. Eren'in ne yapacağı belli olmazdı bu yüzden güvenli mesafeden takip etmek en doğrusuydu...

Sevdiği adamın stadyumdan çıktıklarından itibaren hiç durmadan ağlaması içini dağlasa da bu sonun kaçınılmaz olduğunun farkındaydı aslında. Yani Eren bunun umutsuz bir aşk olduğunu kabul etmeliydi artık. Levi heteroseksüeldi ve biriyle beraberdi. Jean bencil bir adam değildi. Kendisi olmasa bile ona uygun bir sürü insan vardı bu şehirde. Elbette onunla olmasını isterdi. Ama kayıt odasında yakınlaştıklarını düşünmüşken Levi çıkıp gelince Eren'in ona dönen bakışlarındaki parıltı umutlanmaması için bir uyarıydı sanki. Her şeye rağmen o günden beri onu yalnız bırakmamak için elinden geleni yapmıştı. Çünkü aralarında Eren'i koruyacak bir bariyer görevi yapması gerektiğini düşünüyordu. Sadece mutlu olmasını istiyordu. Bu şekilde paramparça olmasını değil. Ancak ne yazık ki geç kalmıştı.

Jean onun sırtına bakıp düşüncelere dalmışken Eren nerede olduğunu fark etmişçesine durdu. Uykudan uyanmış gibi bir ifadeyle etrafına bakındı. Arkasını dönüp Jean'ı görünce gözlerindeki bitik ifade yumuşadı ve tekrar ağlamaya başlamadan önce koşup Jean'a sarıldı. Hıçkırıklarının arasından "Beni -ee-ve götür Jean lü-lütfen. B-ben kayboldum." Dedi.

Yakıcı bir kızgınlık Jean'ın boğazına kadar yükseldi bir anda. Sormaması gerektiğini biliyordu. Ama yine de sormak istiyordu. Onunla ne yaptın Eren? diye avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu genç adama. Nasıl onunla yatacak kadar aptal olabilirsin? Üstelik de sana hatırlamayacağını düşündürecek kadar sarhoşken. Yine de hiçbir şey sormadı. Caddeden geçen ilk taksiyi durdurup Eren'i dikkatlice bindirdi ve Eren'in evinin adresini verdi.