|4|

4.9K 446 1K
                                    


Kuliste kafasını ellerinin arasına almış düşünürken beyninin gerilerinde küçük bir nokta hala bu konuyu düşünüyordu. Tabi Petra ve Eren kavga etmeyi keserlerse.

"Hepsi senin suçun Jeager! Ayların emeği mahvoldu. Güvenliği sağlamlaştırmak senin görevindi!"

Eren mütemadiyen kendisine bağıran kadının etrafında daireler çiziyor, bağırmaktan vazgeçmiyordu. Sinirden açılmış gözlerini Petra'nın gözlerine dikmiş Levi'a en baştan beri tanıdığı Eren'in ne kadar değiştiğini düşündürüyordu.

Levi ise oturduğu yerde kulaklarını tıkamak istiyordu. Sandalyesinde iyice büzüldü ve tüm bunların sona ermesini diledi.

"Size söylemiştim! Sizi güvenlik önlemlerinin yeterli gelmeyeceği, hayranları sahneye çıkmaktan alıkoyamayacağı konusunda binlerce kez uyarmıştım!" diye bağırdı tekrar Eren.

"Senin görevin söylemek değil bay ukala! Görevin gerçekleşmesini engellemek!

"En başta eyaletin en büyük stadyumunda konser vermenin yanlış olduğunu söyledim. Ne yapmamı bekliyordunuz? Büyü duvarı kurmamı mı? Hayal gücünüz muazzam!"

Konser büyük bir fiyaskoya dönüşmüştü. Levi'dan önce sahne alan grup neredeyse linçin eşiğinden dönmüştü ve En büyük güvenlik şirketlerinden biri yetersiz kalmıştı. Levi sahneye bile çıkamamıştı. Onca emek, onca bilet, yeni albümünün tanıtımı güme gitmişti. Bunca şeyin üstüne bir de hiç ara vermeden kavga eden Petra ve Eren... Levi'a sabrının taştığını hissediyordu.

"Bu ne cesaret! Ben senin patronunun kız arkadaşıyım. Cümlelerine dikkat et!"

"Siz patronum değilsiniz! Patronumu tatmin ediyor olmanız sizi benim patronum yapmaz!"

Eren konser konusunda haklı olsa da ileri gittiğini düşündü Levi.

"Yeter! İkiniz de kesin! Eren sen de haddini bil lütfen." Ancak kimse onu duymuyordu bile.

Petra çantasını kapıp kapıya doğru yürüdü. Sinirden neredeyse titriyordu.

"Geri geldiğimde bu herifin burada olmasını istemiyorum Levi! Beni duyuyor musun? Bu adamla aynı havayı solumaya artık tahammül etmeyeceğim!" Petra Eren'in Levi'yi sevdiğini biliyordu.En azından Eren buna emindi...

"Sizden önce ben vardım. Beni göndermek için basit bir tehditten daha fazlası gerek!"

Petra hışımla kapıyı çekip çıktı.Levi Eren'e bakarken duyduklarına inanamıyordu.

"Sana haddini bilmeni söyledim Eren ona saygılı olmak zorundasın!"

Eren'in gözleri kan çanağına dönmüştü. Kapıdan Levi'a dönen gözlerinde biriken yaşlar yeşil yeşil parıldarken odanın köşesinde konuya hiç karışmadan duran Jean'ın sesi duyuldu:

"Neden ona yükleniyorsun Levi? Çocuk sizi gerçekten uyarmıştı."

Jean'ın Eren'i savunması Levi'ı büsbütün çileden çıkardı:

"O benim kız arkadaşım Eren! Ve sen de çalışanım olarak ona bağırma lüksüne sahip değilsin!"

Eren'in gözlerinden bulutlar geçti. Kırgınlık,kızgınlık, sitem dolu bulutlar. Yine de toparlanıp konuştuğunda sesi ölümcül derecede yaralayıcıydı:

"Onu beceriyor olman mı ona bana bağırma lüksünü veriyor?"

Levi onun kendisine ilk defa "sen" diye hitap ettiğini idrak edince kendine engel olmadı. İntikam dolu bir fısıltıyla:

"Eğer becerilme ile böyle bir lükse sahip olunsaydı sen de aynı lükse sahip olurdun Jeager" diyiverdi.

Odaya birden düşen bombanın etkileri herkeste farklı bir tepki yarattı. Jean sessizce ama ağzı açık bir halde kala kaldı. Eren ise tokat yemiş gibi bir ifadeyle donup kalmıştı.

"Se-sen hatırlıyorsun."

Denizde Kaybolmuş Orman | RiRenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin