[19]

3.6K 291 226
                                    

Eren böbreklerini sızlatan bir rahatsızlıkla uyandı. Yavaşça doğrulup yanı başında huzurla uyuyan yüze baktıktan sonraki ilk düşüncesi bu odadan acilen çıkması gerektiği oldu. Onu saran kolların Levi'a ait olması gerçeğini atlatması olması gerekenden hızlı olmuştu çünkü çok sıkışmıştı ve bir şekilde tuvalete gitmesi gerekiyordu. Levi'ın kilitli oda planı işe yaramış olsa da acilen sona ermeliydi. Aklı, onu odaya kapatanın Jean olduğunu hatırlattığında ona bunun hesabını ödetmesi gerektiğini hatırlanacaklar listesine ekledikten sonra Levi'a yaklaşıp genç adamı omuzundan hafifçe dürttü. O düşünmekle oyalanırken mesanesi çoktan alarm durumuna geçmişti bile.

"Levi uyanman lazım!"

Levi- yıllarca uyurken seyrettiği, her sabah yanında uyandığı için Petra'yı öldürmek istemesine sebep olan adam- kalbinin taklalar atmasına sebep olacak bir şekilde mırıldanıp yan dönerek uykusuna devam etti. Eren kalp atışları hızlanarak nefesini tuttu. Günlerce onu böyle seyredebilirdi tabi sabah içtiği büyük boy kahve ve yarım litre su olmasaydı. Her ikisini hatırlamak Eren'de şelale etkisi yaratınca büyünün bozulmasını düşünmemeye çalışarak genç adamı sarsmaya devam etti. Ancak Levi her zamanki gibi uykusundan vazgeçmeye isteksiz görünüyordu.

"Levi uyanmalısın! Tuvalete gitmem gerek!"

"Hıffmmm Eren rahat bırak da uyuyayım."

Eren'in kalbi bu cümlelerle sıcacık oluverdi. Sanki yıllar önceden bir kesiti tekrar yaşıyordu. Sanki bunca şey olmamıştı. Yine Levi'ın asistanıydı ve ona günlük planına uyması için baskı yapıyordu. Hisler o kadar tatlıydı ki... Ancak ne yazık tuvaleti romantizmden hiç anlamıyordu. Altına yapmakla romantizmde kendini kaybetmek arasında seçim yapmaya zorlanması adil değildi ki!!!

"Levi lütfen kalk da kapıya bir şey yap. Açılmazsa yatağında hoş olmayan durumlar yaşanacak" dedi kıpırdanarak. Levi'ın odasında banyo olmaması gözüne hiç bu kadar saçma görünmemişti.

Levi Eren'in ısrarlı dürtmelerinden kurtulmak için sırtı üzerinde yuvarlanıp diğer tarafa dönerken "Anahtar kitabımızın içinde" diye mırıldandı.

Lanet olsun biliyordu! Jean'ın onları anahtarsız bir şekilde bir odaya kilitlemeyeceğini biliyordu işte! Her ne kadar sonuçtan mutlu olsa da kendini kandırılmış hissetti. Levi'a doğru sokulup şeytanca fısıldadı. "İkiniz de bunu ödeyeceksiniz bayım! Jean da sen de beni kandırmak neymiş göreceksiniz!"

Yataktan atlayıp hızlıca etrafında dönerek bir yandan da hareket edip mesanesini genişletmeye çalışarak kitaba bakındı. Yatağa dönüp hangi kitap diye soramayacak kadar hırslanmıştı. Levi'ın kitaplığı önünde çözülmesi imkansız bir bilmece gibi uzanıyordu zira ortalıkta tek başına duran hiçbir kitap yoktu. Yavaşça kitaplığa yaklaştı. Levi'ın yıllarca süren birikimleriyle dolu bir yığın kitap karşısında dururken Levi'ın söyledikleri Eren'in kafasının içinde yanıp söndü bir anda. "Kitabımız" demişti Levi. Eren hızlıca göz gezdirip sırt kısmında Rimbaud yazan krem renkli kitabı çekince parkelerin üzerine düşen metalin sesi odayı doldurdu. Eren aptal aptal yerdeki anahtara bakıyordu ve şu anda doğaya karşı gelebilse onu bu kadar mutlu ettiği için dönüp Levi'ın dudaklarına yapışabilirdi. Mesanesi müthiş bir keskinlikle acele etmesi için uyarıda bulununca kitabı öpüp yerine koydu ve kapıyı açarak dışarı fırladı.

Banyoya gelmişken duşunu da alıp Levi'ın bokserlarından birini giydikten sonra yani yaklaşık 20 dakika sonra salondaydı. Geniş odanın bir ucunda duran mutfak kısmına ilerleyip kahve makinasını çalıştırırken yeniden bu evde olmanın harika olduğunu düşünüyordu. Petra gelmeden önceki zamanlara dönmüş gibiydi. Tabi bir tek farkla. Az önce gerçekleşmesi için yıllarını verdiği şey olmuştu.Levi onunla sevişmişti. Onunla isteyerek olmuştu hatta.Bu şaşırılacak bir şeydi çünkü Levi en son hetero idi. Onu böyle görmek Eren'i yaralarken bir yandan da bizzat Levi tarafından açılmış yaraların hızla kapanmasına neden olmuştu. Eren iç çekip kahveleri fincanlara doldurmaya başladığında onu düşüncelerinden sıyıracak kadar büyük bir gürültü koptu. Bir şeylerin yere devrilme sesine doğru dönen Eren Petra'nın faltaşı gibi açılmış gözleriyle karşı karşıya geldi.

Levi sadece turne sonraları yaşadığı bir yorgunlukla birden bire uyandı. Bir an zaman mekan kavramını oturtamadı zira akşam mı yoksa sabah mı olduğunu kestiremeyeceği bir konumdaydı güneş. Levi doğrulmaya çalıştı ancak belindeki ansızın sızıyla buna engel olunca genç adam birden gerçeğin bütün çıplaklığıyla kendisine çarptığını hisseti.Dün Eren ile birlikte olmuştu! Midesinden yükselen mutluluk kalbini ve hücrelerini titretirken eskisi kadar baş ağrısı olmadığını fark etti---- dur bir dakika bu bağrışmalar da neydi böyle? Hem Eren neredeydi? Levi onu uyandıranın Petra'nın sesi olduğunu anladı ve yapabildiği kadar hızla doğrulup ilk bulduğu bokserı giyerek salona koştu.

"Seni hesapçı pislik! Demek planın sonunda başarıya ulaştı. Levi'la yatmayı başardın öyle mi!"

Yerlere saçılmış paketlerin üzerlerinden atlayıp odaya daldığında Petra ve Eren'i karşılıklı bulan genç adam ne yapacağını bilemez halde eski ve yeni sevigilisine baktı. Petra sinirden üstü başı dağılmış bir halde dururken Eren Levi'ın oldukça çekici bulduğu soğuk bir tavırla ellerini göğsünün üzerinde bağlamıştı. Her ikisi de odaya girmesini mütakip bakışlarını kendisine çevirdi.

"İyi ki geldin Levi. Çünkü bu kadının ithamlarına daha fazla tahmmül edemeyeceğim. Ben gidiyorum." Dedi Eren aynı soğuklukla. Levi neden hayal kırıklığı yaşadığına anlam veremeyerek "Hiçbir yere gitmek zorunda değilsin Eren. Petra'da artık bu evde yaşamıyor" dedi sakince.

Petra öfkeyle "Senden ayrılmak istiyorum'un sebebi bu muydu Levi? Bununla yatmak için mi beni terk ediyorsun?" diye bağırdı.

Levi bunu açıklamak zorunda kalmasına gocunmuyordu. Gocunduğu Eren'in umursamaz bir tavırla pencereden dışarı bakmasıydı. Dediği gibi odadan ayrılmamıştı ama ağzını açıp bir şey söylememişti de. Levi mahvolan konser sonrası Petra ile kavga eden Eren'i özlediğini hissetti birden. Petra'yı kıskandığı her sözünden belli olan. Kendini patronunun sevgilisi bile olsa ezdirmeyen adam nereye gitmişti?

"Petra senden ayrıldım çünkü Eren'e aşığım. Ona ihtiyacım var. Yanımda olmasına, benimle beraber mutlu olmasına ihtiyacım var. Onsuz bir hiç olduğumu yeni anladım. Gerçekten çok üzgünüm ama Eren benimle aynı atmosferde nefes alırken bir başkasıyla olamam."

Petra her cümleyle daha da hırslanırken "Bir başkasının sevgilisiyken seninle yatan bir adama mı aşıksın yani?" dedi. Sesi tıslamayı andırıyordu ve Levi onun için üzülüyordu. Bütün bunların suçlusu kendisiydi. Eren'e aşık olduğunu önceden fark edebilseydi her şey çok farklı olabilirdi. Yavaşça Eren'e dönüp onun tepkisini görmek istediğinde kalbi tekledi çünkü Eren ona az önceki soğukluğun ötesinde büyük bir aşkla bakıyordu. Göz göze geldiklerinde gülümsedi ve Petra'ya döndü.

"Bitti mi Petra? Herhalde artık bizi yalnız bırakma nezaketini gösterirsiniz. Zira Levi ile farklı planlarımız vardı."

Petra her sözcükle afallarken Eren eğlenir bir ses tonuyla ekledi. "Ayrıca Erwin benim sevgilim değil ve bu odada sevgilisi varken başkasıyla yatan biri varsa o da Levi'dır. Öyle değil mi Levi?" Eren genç kadının dağılan surat ifadesine bakıp bıçağı daha da derine sokmaya kararlı bir şekilde devam etti. "Ahh tabi siz o günleri bilmezsiniz. Çünkü o zaman Levi'ın sevgilisi başkaydı. Ama bu benimle yatmasına engel olmadı. Sizinle sevgili olmasının beni sevmesine engel olamaması gibi." Levi duyduklarına inanamayarak şokla kalakalmışken Eren yaklaşıp Levi'ın karşısına geldi ve uzanıp onu çıldırtıcı derecede davetkat bir öpücüğe sürükledi. Ayrıldıklarında Petra çoktan gitmişti.

Denizde Kaybolmuş Orman | RiRenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin