Sonunda gözlerimi yavaş yavaş açabildim ve kulaklığımı çıkardım, ağacın güzel yaprakları uyandığımda gözlerimi büyülemişti. Yavaş yavaş doğrulduğumda tanıdık bir çift gözün bana baktığını gördüm, hemen geriye doğru sendeledim ama kulama gelen o güzel ses beni kendime getirdi
S: hey, sakin ol Hope, benim Skylar
C: Skylar!?, Aman Tanrım!? Ödümü kopardın
S: ormanda uyuma fikrini hep iyi bulmuşumdur ama tek başıma uyuma fikri... hayır kalsın. Çok cesursun Hope
C: yaaa ne demezsin, bu arada sen beni nasıl buldun ?
S: bu ormanda gezmeyi çok seviyorum, bana huzur veriyor. Bu ağaç benim favorimdir, vakit buldukça ormana gelir ve bu ağacın altında otururdum ve bu gün aynı şeyi yapmayı planlıyordum ama bu sefer birisi benden önce davranmış tı
Bana küçük ve tatlı bir gülümseme attı. Sanki gülüşünde ve o simsiyah gözlerinde boğuluyordum ve kimse bana çıkmam için yardım etmiyordu
S: seni korkuttuğum için özür dilerim
Sonunda kendime gelecek gücü buldum
C: sorun değil... aslında, uyandırdığın için mutluyum
S: şey... Cora... ben seni uyandırmadım
C: ne?
S: şey şimdi lütfen beni sapık gibi görme ama şey... yarım saattir seni izliyorum YANİ yanında oturuyordum
Bunları söylerken bir kahkaha attım, demek beni izliyordu. Tatlı hareket ama birazda salak gibi görünmüş olmamdan korkuyorum neyse soğuk kanlılığımı korumaya devam edeyim en iyisi
C: merak etme, sorun değil ama keşke beni uyandırsaydın
S: çok güzel uyuyordun
Küçük bir gülümseme daha
C: peki, şimdi uyandım eeee konuşacakmıyız yoksa birbirimize mi bakacağız?
S: çok haklısın, özür dilerim ama ne yapacağımız konusunda hiç bir fik- askında şimdi aklıma geldi. Sana bir şey sorabilir miyim ?
C: tabikide
S: Finn kim ?
Şok olmuştum, sadece donakaldım, ne diyeceğim hakkında hiç bir fikrim yoktu ahh Tanrım neden beni bu hale düşürdün neden ? O kadar insan varken neden bana onun adını sayıklattırdın neden, neden, neden?
C: Finn' i nasıl bilebilirsin ki
S: şey... sen... bir şey sayıklıyordun bende eğilip ne dediğini duymaya çalıştım ve o sırada "Finn" ismini duydum. Şey... eğer seni rahatsız ediyorsa konuyu kapatabiliriz
C: aslında bu çok iyi olur
Artık ikimizde gülmüyorduk
S: peki
Ahh, Finn, ahh benim ilk aşkım, benim ilk mutluluğum, benim ilk eğlencem ama aynı zamanda ilk kalp kırıklığım, ilk hayal kırıklığım. Bana her şeyin sözünü verdikten sonra bütün umudumu çalıp giden, bütün mutluluğumu bir çöp gibi fırlatıp atan kişiydi Finn
Beş dakikalık sessizlikten sonra Skylar sessizliği bozdu
S: biliyor musum Hope, ikimizde bozuk kasetler gibiyiz
C: ne ?
S: ikimizde güzel güzel kendi hayat şarkımızı çalıyoruz ama sonra yanlış notalar bütün melodiyi bozuyor ve bir anda ani bir şekilde durmaya çalışıyor, bantlarımız dağılıp birbirine karışıyor. Kendimizi düzeltemiyoruz ve dağınık bir şekilde ortada kalıyoruz
Biraz duraksadım
C: haklısın. Kesinlikle haklısın
Haklıydı, hemde çok haklıydı, hayatımızı yaşamaya çalışırken kötü anılar bize engel oluyordu ve bu beni kemiriyordu, beni sinirlendiriyordu, melodiler bozuluyordu. Bantlarım dağlıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ MAVİ
ChickLitCora' nın mutlu bir yaşamı vardı. Abisi Thomas, annesi ve babası ile Teksas' taki evi ve arkadaşları. Her şey mükemmel gidiyordu ki babasının işi yüzünden California' ya taşınana kadar... Peki şimdi Cora tüm hayatını geride bırakıp yeni bir hayata b...