HUZUR

2 2 0
                                    

Yemeğimi yedikten hemen sonra dişlerimi fırçaladım ve üstümü giydim, geçen haftaki "orman" olayı aklıma geldiği için bu gün siyah bir kot ve üstüme yapışan siyah bir tişört ve mavi-siyah ekoseli bir gömlek giydim, saçımı dağınık bir topuz yapıp yanıma sırt çantamı aldım ve aşağı indim. Bu gün yeni mahalledemki gizemli ormanı biraz daha araştırmak istiyorum ayrıca geçen sefer ne kadar korksam da orman bana huzur vermişti, o yüzden yanıma bir örtü, STAR WARS yastığımı, diz üstü bilgisayarım, birkaç film ve Stephan King' in yazdığı " Kabuslar Pazarı" nı almıştım, fazla korku kitabı sevmem ama iş Stephan King' in kitaplarına gelince tırnaklarımı yiyerek okurum. Aşağı indim ve anneme bir öpücük verip spor ayakkabılarımı giydim, tam çıkacaktım ki

An: tatlım lütfen geçen seferki gibi olmasın, olur mu ?

C: söz veriyorum

T: ben sözüne güvenmedim

C: hahaha çok komiksin

T: biliyorum, doğuştan yetenekliyim

Thomas' a dil çıkardım ve dışarı çıktım. Bütün hafta bir kere bile dışarı çıkmamıştım ve hafta sonunu aslında cumartesini beklemiştim çünkü genelde en geç akşam saat beş buçukta evde olmam gerekirdi ama cumartesi bu saat yediye kadar esneyebiliyordu ne kadar saat yediye kadar dışarda durmasam da bu iyi birşeydi neyse bu gün Mia' yı bile görmek istemiyordum aslında kimseyi görmek istemiyordum sadece ormanda oturmak istiyordum. Ormanın olduğu yere doğru yürümeye başladım, biraz yürüdükten sonra gözüme bir market kestirdim, bu marketi biliyordum daha önce bu marketin önünden geçmiştim, biraz daha ilerledim ve ormana girebileceğim alanı gördüm, hiç düşünmeden havuza atlarmış gibi ormanlık alana daldım. Yine ağaçlar beni büyülemişti sadece azım açık şekilde yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm....

En az bir saattir yürüdüğünden öyle eminim ki, sadece kulaklığı takmak yeterli olmuştu ama sonunda o mükemmel ağacı gördüm. Kalın gövdesi ve bol yaprakları yerlere kadar sürünüyordu, küçük beyaz çiçekleride seyrek seyrek dağılmıştı, içimden sadece " Tanrım bu ağaç insan olsaydı onunla evlenirdim" diye geçirdim ama sonra aklıma geldi bu ağaca baktığımda bir anda Skylar gözümün önünde belirdi ahh Tanrım salağım ben onun gibi biri bana bakmaz, eğer bu konuşmayı Thomas ile yapsaydık büyük ihtimalle ya "götü yiyorsa baksın" yada "o zaman kendisi salaktır" derdi, ki büyük ihtimalle birinci seçenek Thomas için daha uygun olurdu.

Örtümü hemen ağacın altına serdim ve oturdum, çantamı çıkarıp örtünün üzerine koydum tam çantamdan bilgisayarımı çıkaracaktım ki bir anda yorgunluk bastırdı ama ben bilgisayarımı çıkarmak için savaşıyordum sanki orman bana sadece "uyu Cora, bir şey olmayacak, uyu" diye fısıldadı ve bir anda bilgisayarımı çantama geri koydum - zaten yarım çıkarmıştım- ve fermuarı çektim. Evet koca ormanın içinde uyumak pek iyi bir fikir değildi özelliklede çantanızda bir Apple marka bir diz üstü bilgisayarsa bu hiç iyi bir fikir değil ama beynim uyumam için yalvarıyordu, sanırım bu ormanın böyle huzur verici bir özelliği vardı. En sonunda dayanamadım, STAR WARS yastığımı çıkardım, kulaklıklarımı takıp telefonumdan "Aurora Aksnes- RUnaway" şarkısı açtım, tamamen huzurluydum ve sonunda şarkı beni alıp rüyalar alemine götürdü

Koşuyorum, koşuyorum ve koşuyorum.... ama hiç bir yere gidemiyorum. Karşımda Lisa duruyor, Lisa' ya ulaşmaya çalışıyorum ama ulaşamıyorum. Bana el sallıyor ama ben sadece koşuyorum, koşuyorum ve koşuyorum.... huzurlu hissediyorum, kimseye ulaşamıyorum, sadece boş boş koşuyorum, koşuyorum ve koşuyorum....

SONSUZ MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin