Okul aynı geçmişti, pazartesi okula başladığım gün gergindim ama artık iyi durumda hala bazen gerilsemde sorun çıkmıyor. Pazartesi günü Skylar ile tekrardan görüşmedik aslında onu bir kaç kere görmüştüm, sürekli uzun kollu giyinmesi biraz tuhaftı çünkü hava o kadar soğuk değildi neyse nerde kalmıştık ahh evet o konuşma biter bitmez zil çaldı ve sonra ikimizde sınıflarımıza gittik ve bir hafta boyunca birbirimizi görmedik, baya büyük hayal kırıklığı yaşamadım sonuçta toplasan 5 dakika zor konuşmuştuk, anılar bir sel gibi gelip bütün mutluluğu beraberinde götürmüştü ve hayla canımı yakıyordu. Hafta sonları üzülmeye alışık değilim ama daha yataktan çıkmadan aklıma bunların gelmesi gözlerimi yaşartıyor. Pijamalarımı çıkarmadan aşağı indim, annem kahvaltıyı hazırlamıştı, saçları dağınık ve makyajsız haliyle annemi daha çok seviyordum açıkçası. Annem cumartesi ve pazar günleri çalışmazdı, babam sadece pazar günleri çalışmazdı ( mantığını bende çözemedim üzülmeyin yani )
An: günaydın Elisa, tatlım gidip Thomas' ı uyandırır mısın? Yemek soğuyor da
Elisa. Bu isim her zaman garibime gider di, bu ismi bana Thomas koymuş Cora ismini ise annem ile babam koymuş ama bana Elisa ismi ile hitap etmezler aslında annem çok kızdığı zaman tam adımı söyler ama onun haricinde bu ismi fazla kullanmayız hatta bazen bana birisi Elisa dediğinde bakmayı unutuyorum sanırım annem bu ismi bana sadece ikinci bir adım olduğunu unutmamam için yılda bir söylüyor neyse anneme geri dönelim
C: büyük bir zevkle
Bu kelimeyi sinsi ve betimleyici bir şekilde söylemiştim çünkü bu gün intikam alabilirdim. Bu güne kadar ki boyun eğme devrini sonlandıra bilirim aman Tanrım dramam kraliçesinin PewDiePie olduğunu sanıyordum, yanılmışım. Yavaş yavaş Thomas' ın odasının kapısını açtım ve işte oradaydı yatakta yatıyordu ama bir sorun var, saçını göremiyorum sanırım yorganın altına girmiş olmalı neyse hemen yerini aldım ve koşarak zaferin mutluluğu ile yatağın üzerine zıpladım ve hissettiğim tek şey boş yatağın ve bir kaç yastığın yumuşak minderi oldu. Hemen yorganı tutup açtım ama birkaç yastık ve peluş oyuncak haricinde hiç bir şey yoktu ben salak salak yatağa bakarken sırtımda büyük bir ağırlık hissettim veeee yüz üstü yataktayım ve o klasik can sıkıcı egoist kahkaha
T: gerçekten acemisin
Thomas bunu söylerken kankalara boğulmuştu bende dayanamayıp gülmeye başlamıştım bir saniye sonra yataktan düştüm ve bu sefer ikimizde bağrırcasına kahkaha atıyorduk. O sırada fotoğraf makinesinden çıkan bir sesle ikimizde kapının oraya baktık, annem kapın önünda durmuş Canon kamerası ile bizi çekiyordu
An: sanırım bu en iyi fotoğraflarınızdan biri oldu ama kahvaltı soğursa omletin tadının o kadar güzel olacağını söyleyemem
Annem bize bakıp o inci gibi dişleriyle gülümsedi ve aşağı indi. Annem hep bunu yapardı, ne zaman bizi eğlenirken veya kavga ederken görse bizim haberimiz yokken bizim fotoğrafımızı çekerdi bu onun hobisiydi. Annem sadece bizim fotoğrafımızı değil aynı zamanda doğa fotoğrafları çekmeyide çok severdi, bu yüzden annemin doğum gününde babam ona profesyonel Canon kamera almıştı, baya para harcamıştı ama buna değmişti büyük ihtimalle annemin aldığı en güzel doğum günü hediyesiydi ve annem bu kamerayı ne zaman eline alsa mutlaka gün onun için eğlenceli geçerdi acaba bu gün benim içinde aynı geçecek mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ MAVİ
أدب نسائيCora' nın mutlu bir yaşamı vardı. Abisi Thomas, annesi ve babası ile Teksas' taki evi ve arkadaşları. Her şey mükemmel gidiyordu ki babasının işi yüzünden California' ya taşınana kadar... Peki şimdi Cora tüm hayatını geride bırakıp yeni bir hayata b...