twenty

7.5K 570 331
                                    

Yaklaşık 20 dakikadır yoldaydık ve hiç konuşmuyorduk. Nedenini inanın ben de bilmiyordum sadece arada birbirimize kaçamak bakışlar atmamız haricinde bir iletişim kurmamıştık. Ben heyecanlı olduğum için konuşmuyordum peki ya o neden ağzını açıp tek kelime etmiyordu? Sinirlenmekten çok endişeleniyordum. Acaba onu kızdıracak bir şey mi yapmıştım?

"Chanyeol?"

"Efendim güzelim?"

"Neden benimle konuşmuyorsun? Seni kıracak bir şey mi yaptım?" dedikten sonra bakışlarımı camdan ayırıp Chanyeol'u izlemeye başladım. Bu adam benim olamayacak kadar mükemmeldi. Abartmıyorum Chanyeol hakikaten Tanrı'nın özenle yarattığı bir şaheser gibiydi.

"Beni kızdıracak bir şey yapmadın Baek. Sadece endişeleniyorum." arabayı bir kenara çekip konuşmaya devam etti. "Annem garip birisidir. Sağı solu belli olmayan insanlardan. Ne tepki verecek, nasıl karşılayacak bizi bilmiyorum. Karşı çıkarsa ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Onu üzmek istemiyorum ama senden de vazgeçemem. Bunları düşündüğüm için konuşmuyordum."

"Endişelenme diyemem çünkü ben de endişeleniyorum. Fakat bizim burada susarak oturmamız hiçbir şeyi değiştirmez. O yüzden en azından annenin evine ulaşana kadar bunları düşünmeyelim. Bu arada daha ne kadar yolumuz var? Git git bitmedi" Gülümsemiştim. Ortamı azıcık bile olsa yumuşatmak istiyordum.

"Annem şehrin yorucu gürültüsünden uzak bir yerde yaşamak istiyordu hep. O yüzden de 2 yıl önce şehirden biraz uzak olan bir eve taşındı. Yani kısacası yarım saat kadar yolumuz var." dedikten sonra arabayı çalıştırmış, yeniden yolumuza devam etmeye başlamıştık.

"Anladım. Belki gelecekte bizde öyle yaparız ha? Mesela herhangi bir sahil kasabasına taşınırız? 2 katlı,çok büyük olmayan bir ev alırız. Yalnız ikimiz. Tanrım hayali bile güzel."

"Sen yanımda olduktan sonra nerede yaşadığım benim için önemli değil Baek. Yeterki sen hep yanımda ol. Ne istersen yaparım. Nasıl istersen öyle olmasına çalışırım."

Sol eliyle direksiyonu tutarken, sağ eliyle elimi tutmuş ardından dudaklarına götürürerek öpmüştü. Chanyeol gerçekten hepiniz isteyeceği tür bir sevgiliydi. Onun yanındayken sevgisini hissetmemek mümkün değildi. Sevgisini saklamıyordu, göstermekten çekinmiyordu. Chanyeol'u tanıyalı 2 ay olmuştu ama ben onsuz hayatımın geriye kalan zamanını düşünemiyordum bile.

"Chan-ah seni sevdiğimi biliyorsun değil mi? Belki her şey çok çabuk gelişti ama sana olan sevgim düşünemeyeceğin kadar fazla."

"Biliyorum güzelim, biliyorum. Sevginden emin olmazsam seni yanımda tutar mıydım sence? En önemlisi seni annemle tanışmaya götürür müydüm?"

"Arabayı kenara çek hemen Chanyeol." Şaşırmıştı fakat dediğimi ikiletmeden yapmıştı. Emniyet kemerimi çözer çözmez dudaklarına yapıştım. Neden böyle yaptığımı bilmiyordum ama birdenbire onu deli gibi öpmek istemiştim. 2-3 dakika sonra zorla da olsa ondan ayrılıp hiçbir şey olmamış gibi yeniden emniyet kemerimi takıp,rahat koltuğa yayıldım. Chanyeol'a baktığımdaysa gülümsediğini görmüştüm. Vicdansız nasıl da güzel gülüyordu. Sol tarafımdaki organa hiç acımıyordu it. Yalnızca gülümsemesiyle bile kalbimi bu denli hızlandırması büyük bir haksızlıktı.

"Sana bir şey söyleyeyim mi Baek? Bu öpüşmeden sonra "hadi Lee Soo Man'ın odasını basıp öldürelim" desen bile hiç düşünmeden evet derim. Oh be tüm endişem gitti. Varsın kabuletmesin annem bizi. Bir yolunu bulup sevdiririz kendimizi" demesiyle beraber ikimiz de kahkaha atmaya başladık. Ortada bu denli gülünecek bir şey yoktu belki ama biz nefesimiz kesilene kadar gülmeye devam ediyorduk. Dışarıdan bakan biri deli olduğumuzu sanardı ama bu da umrumuzda değildi. Bizim şu an hiçbir şey umrumuzda değildi.

unexpected love/chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin