Hastanedeki beşinci günümüzdü. Normalde birkaç gün daha kalmamız gerekiyordu. Hastanelerden hiç hoşlanmayan annem çıkmak için çok ısrar edince evde güzelce dinlenirse gidebilir demişti doktor. Ben annemin eşyalarını taşırken teyzem de anneme yardımcı oluyordu. Hafif ağrıları vardı annemin,buna da şükür dedim kendi kendime. Taksiye bindiğimizde içim huzursuzdu. Nedenini bilmiyordum,annem yanımdaydı ve şu an hiçbir şeyin önemi yoktu. "Anneciğim eve gidelim sana çok güzel bakacağım,çorba pişireceğim. Doktorun verdiği yemek listesine bir süre uymak zorundayız maalesef. " dedim. "Benim güzel kızım,benim sana bakmam gerekmiyor mu dedi." Annem inanılmaz derecede melek kalpli bir insandı. Kendini düşünmesi gereken anlarda bile başkalarını düşünebiliyordu. Tıpkı yıllar önce karnında ben varken bir başına kaldığında benim hayatımı kendi hayatının üstünde tuttuğu gibi.
Eve girdiğimizde hemen annemin yatağını açtım. Teyzeme sen annemle ilgilen dedim ve mutfağa daldım. Annemin en sevdiği çorba domates çorbasıydı. Domatesleri soyarken zihnimden onu atamıyordum,düşünmemek için kendimle savaş verdim resmen. Onu hala çok seviyordum. Sevmemeliydim,yapmam gereken tek şey unutmaktı. Ondan önce birkaç sevgilim olmuştu,hepsine aşırı kötü davranmıştım. Hepsinden babamdan çıkartamadığım hıncı çıkarttım,babama kusamadığım öfkeyi kustum hepsine belki de. Bilemiyorum neden böyle yaptım. Yaptıklarımı düşününce şu an çok ufak göründüm kendime. Fiziksel olarak değil,kişilik olarak ufakmışım ki bunları yapmışım. Hayatımda iki erkek tarafından terkedilmiştim acımasız bir şekilde. Hem de hiç haketmediğim halde. En acımasızı ise annemin beş aylık hamileyken kocasının ailesi istemiyor diye sokağa atılmasıydı. Gözümden düşen damlayı elimin tersiyle sildim. Artık gözyaşlarıma değmeyecek insanlar için ağlamayacaktım. Ayrıca bugün mutlu bir gündü,annem evdeydi. Teyzem bakalım bizim büyümüş de küçülmüş hanımefendi ne yapıyor dedi. Teyze anneme bakabilirim,ben büyüdüm. Bunu biliyorsun değil mi ? Teyzemin gülen gözleriyle bana bakması beni mutlu etmişti. Büyüdün,evet dedi bana. Aşk hayatın nasıl gidiyor dedi,boğazımdaki düğümü hatırlatan sorusuyla. Her zamanki gibi,erkekler fazla boş dedim sahte gülümseme ile. Yüzümdeki gülümseme kalbimde acı çeken küçük kızın gözyaşlarını durdurabilse keşke. Erkekler hala sana tapıyor anlaşılan diye gülümsedi teyzem ama daha fazla bu konuda konuşmak istemediğim için sadece gülümsemekle yetindim.
"Bu akşama bilet aldım" dedi teyzem.Hemen gidecek misin diye sordum." Maalesef iş yerinden daha fazla izin alamam. Kovulmamak için geri dönmek zorundayım. Annenle ilgilenebilirsin. Büyüdün artık değil mi?"
Evet,büyüdüm diyebildim. İçimdeki kızın ne kadar küçük olduğunu bir tek ben anlayabiliyordum. Onun çığlıklarını bir tek ben duyabiliyordum.Teyzem eşyalarını toplarken bende anneme çorbasını götürdüm. Annem kendim yiyebilirim diye ısrar etse de ben daha fazla inat biriydim. "Küçükken sana böyle yemek yedirirdim kendi ellerimle" dedi annem. Sonra gözlerinde bir hüzün oluştu. Büyük ihtimalle o adam aklına gelmişti. Kim bilir annem ne hayaller ile evlenip neler yaşamıştı. Hepsini bilemiyordum tabi. Annem de pek anlatmazdı. Olayı da teyzem çat pat anlatmıştı. Ailesi istemiyor diye karısı hamileyken onu kapıya koyan bir adamdan kimse bahsetmek istemez. Anneme çorbasını içirdikten sonra anne istersen sen biraz uyu,dinlenmen gerek hem dedim. Elimi tutup öptü,iyiki dünyama gelmişsin dedi bana gülümseyerek. Bende iyiki annemsin,iyiki senin kızınım dedim ve sessizce çıktım odadan.Saat akşam sekize doğru usul usul ilerlerken ayrılık vakti gelmişti,hiçbir zaman sevmeyeceğim vakitler... Teyzemin birkaç günlüğüne de yanımızda olması bize inanılmaz iyi gelmişti. Annem vedalaşırken biraz ağlamıştı. Bir buçuk yıl bu iki kadının nasıl küs kalabildiğine doğrusu benim de aklım ermiyor. Derin meseleler sanırım. Teyzeciğim kendine çok dikkat et tamam mı ? Bizi de hiç merak etme,biz birbirimize yeteriz dedim birkaç hüzün damlası akarken gözlerimden.
"Biliyorum canım.İleride annen gibi güçlü bir kadın olacaksın,kendine dikkat et." Taksiye binip gittiğinde sanırım bende ağlayacaktım. Sadece hüzünlendiğim için değil aynı zamanda gururlandığım için. Annem gibi güçlü olmak,belki çok zor ama başarabileceğimi biliyorum.Dışarıya karşı güçlü bir görüntü gösterebilmek adına verdiğim mücadele fazlasıyla yormuştu beni. Ben de bazen yorulabiliyorum,insanlar keşke bunu farkedebilse.