Korhan ve Benan beni yatağıma yatırdılar. İkisi de gözümün içine bakıyorlardı. Siz gidin,birazdan annem de gelecek zaten. Ona çaktırmak istemiyorum. Uyurum,geçer dedim. "İstersen ben kalayım. " dedi Benan. Hayır gerek yok dedim net bir sesle. "Hava karardı,eve seni ben bırakayım istersen." dedi Korhan Benan'a. Benan bana baktı. "Hadi sen git Korhan ile. Ben iyiyim. Şimdi güzelce uyurum. " dedim. Birlikte çıktılar. Annem de gelmek üzereydi,bu halimi görmesini istemiyordum. Hemencecik uykuya dalmayı diledim. Sakinleştirici de etkisini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı. Güzel bir rüyanın içine dalmıştım bile. Rüyamda Hakan ile tekrar barışmıştık ve herkesten gizlemeye çalışıyordum. Deniz kenarı bir yerde oturmuş omzunda yatıyordum. Hiç bitmesin istiyordum. Uyandığımda tekrar aynı rüyaya dönmek için gözlerimi kapadım,nafile. Saat sabahın altısı olmuştu. Gece boyu deliksiz uyuduğumu farkettim. Mutfağa su içmek için indim. Annem de uyanmış ve kendine tost hazırlıyordu. "Günaydın güzel kızım. " dedi. Günaydın anneciğim dedim ve kocaman sarıldım ona. Üzerimdeki dertler birkaç dakikalığına da olsa terkediyordu beni annemin kollarındayken. Keşke hep burada kalabilme imkanım olsaydı. Keşke anneler küçücük bir kutuya saklanıp hep yanımızda taşınabilseydi. "Akşam eve geldiğimde uyumuştun,daha da saat erkendi. " dedi. Evet Benan buraya geldi,bayağı yoruldum dedim ve konuyu kapadım. Ben odama çıkıyorum,sana kolay gelsin deyip annemi öptüm.
Odamın penceresinden etrafı izlemeye başladım. Hava yarı aydınlıktı. Sokakta bir simitçi vardı. Gökyüzünde kuşlar uçuşuyordu. Birkaç insan hızlı hızlı yürüyordu. Dünya penceremden bakınca ne kadar güzel gözüküyordu. Ne kadar huzur dolu,sadece penceremden bakınca böyleydi. Bir süre öylece oturdum. Sokak giderek kalabalıklaştı. Aklıma rüyam geliyordu. Bunun olmasını çok istiyordum ve zihnimde bana oyunlar oynuyordu. Sonra telefonuma mesaj geldi. Benan mesaj atmıştı. Günaydıııın yazmıştı. Deli kız dedim kendi kendime. Onu aradım sonra. Günaydın bestim dedim. Bugün bir şeyler yapalım mı,evde durmak istemiyorum dedim. "Olabilir,aklında ne var?" diye sordu. Yaramazlık yapmayacağım bu sefer dedim. Sahilde buluşuruz bir saat sonra kahvaltı yaparız olur mu dedim. "Tamamdır,öptüm. " dedi ve kapattı. Hazırlanmaya başladım. Siyah dar şort giydim. Üzerimde kırmızı ince bir bluz vardı. Makyajımı yaptım derken buluşma saati yaklaşmıştı. Ben gittiğimde Benan gelmişti bile. Bana sımsıkı sarıldı. Benim için bayağı üzülmüş ve korkmuştu. "Sana hayranım."dedi. Hahahah,herkes hayran dedim en egoist tavrımla. "Kendine gelmişsin. " dedi. Elini tuttum. Özür dilerim,seni çok korkuttum dedim. "İyi ol sen yeter. " dedi. Garsona siparişleri söyledik. Annem dedi ve sustu Benan. İçimi bir korku kapladı,bir şeyler mi öğrendi acaba diye düşünmeye başladım. Noldu canım,anlatsana dedim. "Benden bir şeyler gizliyor sanki,sürekli telefonda. Bir yerlere gidiyor. Babam da evde değil,yalnız kalıyorum ama başka bir şey var,hissediyorum ." Ne diyeceğimi bilemedim. Kuruntu yapıyor olmayasın dedim. Benan'ın üzülmesini istemiyordum. Bu hayatta en son isteyeceğim şey buydu. Siparişlerimiz geldi. Bayağı acıkmıştım. Keyifli bir kahvaltı oldu diyebilirim. Benan ve ben kahvaltı kavramına bayılırdık. İkimiz de kahvaltıyı çok severdik. Kahvaltımız bitince birer bardak daha çay söyledik. Tam o sırada içeri Hakan girdi ve şok oldum. Benan tuhaf halimi farkedip etrafa baktı ve o da gördü. Benan'a görmemezlikten gel,oraya bakma dedim. Bizim masaya doğru geliyordu ve kalbim aşırı hızla çarpıyordu. Masaya geldi,yandan bir sandalye çekti ve yanımıza oturdu. "Günaydın kızlar." dedi. Benan bana odaklanmıştı ve hiçbir şey demedi. Çaylarımız da gelmişti. Hakan da garsona bir çay dedi. Hayatımda ben böyle dengesiz insan görmedim,ne yapmaya çalışıyor acaba diye düşünüyordum. Kısa bir sessizlikten sonra ne işin var burada dedim. Randevu defterime baktım,bugünkü işim Eylül'le ilgilenmek yazıyordu dedi ve kahkaha attı. Garson Hakan'ın çayını getirince hesabı istedim. Nereye gidiyorsunuz dedi. Senin dengesiz hareketlerine daha fazla katlanmak istemiyorum dedim.
Sonra Benan'ın telefonu çaldı. Canan teyze ile konuşuyordu. Sonra kapattı telefonu ve bana döndü. "Annem çağırıyor ve önemli dedi. Gitsem sıkıntı olur mu senin için?" diye sordu. Hayır sen git,ben de kalkacağım zaten dedim. Ona sarıldım ve yerime oturdum. Canan teyze anlatacaktı her şeyi büyük ihtimalle. Kötü şeyler olcak dedim. Ne gibi diye sordu Hakan. Bunu içimden söylediğimi zannediyordum ve ah dedim. "Seni ilgilendirmez. Benim hayatım seni ilgilendirmiyor. Biz ayrıldık,bilmem farkında mısın?" dedim. Geçen gece sahil kenarında otururken söylediği sözler allıma geldi ve kalbim acıdı. İyi misin diye merak ettim,geçen geceden sonra dedi ve gözlerimin içine bakıyordu. Bir şeylerin peşinde gibiydi,çözemedim. Sadece merak etmiş de olabilir tabi. Bu çocuk sürekli aklımı karıştırıyor. En fenası canımı yakıyor. Ve ben sadece susabiliyorum. Biraz konuşmamız lazım dedi ve dışarı çıktı. Şu şekilde davranınca daha fazla çıldırıyordum. Ama ne diyecek diye merak ettiğim için peşinden gitmek zorunda kaldım. Zorunda değildim,peşinden gitmek istedim. Çünkü sevgi böyle bir şeydi. Ne olursa olsun,ne yaparsa yapsın her şeyi unutup yine ona doğru koşma isteğiyle dolu olabiliyordunuz.