Uyandığımda gülümsedim,çünkü bugün güzel bir gündü. Benan uyuyordu ve uyandırma görevi bana düşmüştü. Gıdıklayarak onu uyandırdım ve bana yastıkla vurarak savunmuştu kendini. Kalk bakalım artık doğum günü kızı. Bugün yapmamız gereken bir sürü hazırlık var. Ama ondan önce yapmam gereken bir şey var diyerek dolabımı açtım. Benan meraklı gözlerle bana bakıyordu ve hediyesini ona verdim. Hediyesi en sevdiği müzik grubunun kayıtlarından oluşuyordu. Hediyeyi açtığında şaşkınlıktan olsa gerek bir iki saniye bön bön hediyeye baktı. Küçük dilini yuttun mu kızım dedim sırıtarak.
"Sen dünyanın en iyi hatta evrenin en mükemmel arkadaşısın. Ben bunu aşırı istiyordum. Seni çok seviyorum. Teşekkür ederim." dedi ve kocaman sarıldı bana. O mutlu olunca benim üzgün olmam gibi bir durum olamazdı. Annem de odaya girdi ve Benan'ın doğum gününü kutladı. Evden kendimizi zor attık. Kahvaltıydı,hazırlanma süreciydi derken Benan'ın partisine geç bile kalacaktık. Benan kalbi gibi bembeyaz üzerinde minik minik çiçek desenleri olan kısa bir elbise giymişti. Benimse tercihim her zamanki gibi siyah ve mini bir elbiseydi. Benan'ın evi bizimki kadar büyük değildi ama salonları cidden çok genişti. Gittiğimizde Canan teyze bizi karşıladı. Bana hep kızı gibi içten sarılırdı. Yavaş yavaş sınıftan birçok kişi gelmişti. Sanırım Benan söylemese de içten içten Furkan'ı bekliyordu. İçimden umarım gelir diye düşündüm. Her kapı çalışında Benan'ın umut dolu gözleri beni mahvediyordu. Sonra kapı çaldı,bu sefer ben de umutlanmıştım. Birkaç kişi geldi. Aralarında Furkan da vardı. Benan sevinçten bana sarıldı. Tamam sakin bak,geldi.
"Benim için mi geldi acaba? " diye sordu.
Benim doğum günüm değil ya,tabi senin için geldi. Bir süre sonra herkes parti havasına girmişti,Benan da tabi. Herkes şarkıların ritmine uymuş dans ediyordu. Benimse içimde bir cenaze vardı adeta. Hiçbir şey yapasım yoktu. Furkan yanıma geldi,naber güzellik dedi. İyi dedim. Biraz eğlensene noldu bizim sınıfın en neşeli,vurdumduymaz kızına? Belki de artık o kadar eğlenceli değilimdir dedim. Benan'ın buraya baktığını farkedince mutfağa su içmeye gidiyorum diyip yanından ayrıldım.Her şeyden habersiz olduğum o ana geri dönmeyi çok isterdim. Mutfağa gittiğimde Canan teyze telefonda biriyle konuşuyordu hararetli hararetli. Şimdi kemoterapiye giremem,önceliklerim var dediğini duyunca üzerimden kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Biliyorum geç farkedildi ama şu an olmaz dedi. Canan teyze kanserdi,tam o sırada Benan bana seslendi. Birden irkildim,o da farketti. Noldu diye sordu,onu o an uzaklaştırmak zorundaydım. Parti kızının pastasını şimdi görmemesi gerek,uğursuzluk getirir diyerek onu oradan götürdüm. İçimde acı gitgide büyürken yüzüme bu ifadeyi yansıtmamam gerekiyordu. Furkan ile ne konuşuyordunuz diye sordu dudağını ısırarak. Merak etme havadan sudan,endişelenmen gereken bir konu yok. Mutfağa döndüm ve Canan teyze dalmıştı. Canan teyze pastayı kesme vakti geldi sanırım dedim. Tamam sen git ben getiririm dedi ama ben yardım etmek için fazla ısrar ettim. Benim gibi keçi inatlı birini kimse kıramazdı. Benan pastayı görmemişti ve görünce nutku tutuldu. Onu istediği gibi beş katlı ve her katı sanki gökkuşağı varmışçasına rengarenkti. Bütün pasta çiçek ve çikolata ile donatılmıştı. Cidden muhteşem görünüyordu. Herkes iyiki doğdun diye bağırıyordu. Kafamın içinde ise bambaşka korkunç bir gerçek yankılanıyordu. Kanser. Acımasız yaman hastalık. Benan gözlerini kapadı ve dilek tuttu. O dilek tutarken bende gözlerimi kapayıp nolur Canan teyzeye bir şey olmasın diye dilek tuttum. Sanırım ilk defa kendi dileğimi daha çok önemsiyordum. Pastalar yenildi. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Benan,Canan teyze ve ben baş başa kaldık en son. Benan benim garip hallerimi farketmiş olacak noldu sana diye sordu. Başım ağrıyor biraz,geç de oldu ben gitsem artık iyi olacak diye sıyrıldım. Benan da çok ısrar etmedi. Hediyelerinin keyfini çıkartacak daha. Kapıdan uğurlarken bana sarıldı ve teşekkür etti. Eve doğru yürürken hava kararmaya başlamıştı. Biraz irkildim. Benan' a anlatmalı mıyım diye yol boyunca düşündüm. Arkadaşıma annesinin kanser olduğunu nasıl söyleyebilirim ki? Peki bu gerçeği nasıl saklayabilirim? Gözünün içine baka baka yalan söylemek çok zor. Sanki sırtımda koca dünyanın yükünü taşımazmışım gibi dertler kutusuna yeni bir tane daha dert eklenmişti. Eve gittiğimde direk yatağa geçmek isterdim ama annemi kontrol etmek istedim. Yarın işe de gidecekti. İlaçlar yüzünden sürekli uyuyordu. Gece lambasını kapatıp,yanağından kocaman öptüm. Annemi kaybetme ihtimali bile vücudumun titremesine yetmişti. Bu ihtimal bile gözyaşlarımı dere gibi akıtmıştı. En yakın arkadaşımın annesi ölüyordu. Yatağıma girdiğimde penceremden dışarı baktım. Dünya sen çok acımasız bir yersin dedim. Haykırmak acımı içimden söküp atmak istiyordum. Gecenin sessizliği belki de utanan bir dünyanın yansımasıydı,yaptıklarından ötürü...