Sabah uyandığımda başım çatlıyordu ve parça parça görüntüler zihnimde beliriyordu. Bir otel odasındaydım ve ne işim olduğuna dair pek bir fikrim yoktu. Kıyafetlerim hala üstümdeydi. Ayakkabılarımı giyip aynada kendime baktım. Berbat görünüyordum lafı az kalırdı. Saçımı şöyle bir düzeltip odadan çıkarken kapıda Hakan bekliyordu. "Uyanmışsın,nasıl hissediyorsun? " dedi. Cevap vermek istemedim. Çünkü beni sinir ediyordu. Ani bir hareketle kolumdan tuttu. "Çocukluk etme,seni ben bırakacağım.Kahvaltı etmelisin ayrıca. " dedi.
"Bir fotoğraf gördüm,yanında bir kız vardı dedim. Çok yakın görünüyordunuz ve ve bu fotoğraf benden neden uzak durman gerektiğinin kanıtı. " dedim.
"Kanıtları sevmem ben küçük kız. Neden biliyor musun,onlar objektif olamazlar. Onlar sadece o anı temsil eder. Küçük resmî görürler,bütünü değil. Gördüğün fotoğraf sadece küçük bir anın,saniyenin üçte birini gösteren bir kağıt parçası. İstediğini düşünebilirsin. " dedi. Birkaç adım daha yaklaşıp bana doğru eğildi. "Ön yargılarından kurtulduğunda,zihninin oyunlarına,kafanda kurguladıklarına yenilmediğinde işte o zaman büyüyeceksin. " dedi.Sessiz kaldım. O kız kimdi acaba diye düşünmeden duramıyordum. "Eve gitmek istiyorum sadece. " dedim. "Tamam,seni bırakacağım eve. Ama ben bırakacağım. " dedi. Sevgili olduğumuzda da hep eve bırakırdı,o anlar aklıma gelince boğazımda bir şey takılı kaldı sanki. Çünkü özledim. Aslında her şey bu kadar basitti. Sadece sarılmak istiyordum. Basit bir eylem,gurur izin vermiyordu.
Peşinden onu takip ettiğimde arabaya bindik. Yolda bi ara durdu,fırına girdi. Arabaya tekrar bindiğinde bir şeyler yemelisin,iyi görünmüyorsun dedi. İstemiyorum bakışı attıktan sonra eğer yemezsen zorla yediririm dedi. Poşeti aldım ve simidi yemeye başladım. Eve yaklaştığımızda dur dedim,annem Benanlarda kaldım biliyor. Burda inmem daha iyi olur. Arabayı durdurdu,konuşmak için doğru anı bekliyormuş gibi birkaç saniye bekledi. Her zaman plancı biriydi ve yine aklında bir şeyler kuruyordu,bunu görebiliyordum. Kollarımdan tuttu yavaşça bileklerime doğru indi elleri. "Lütfen yapma. Tek başına salakça bir şey yapma. Kendini düşünmüyorsan anneni düşün. " dedi.
Kötü bir şey yapmadım ki,her zaman ki ben işte. Eskiden de eğlenmeye giderdim,sadece seninle sevgili olunca istemiyorsun diye gitmedim. Artık özgür olduğuma göre istediğimi yapabilirim değil mi diyerek imalı bakış attım. "Eskiden de çok zor biriydin. Şimdi daha zorsun. İstediğini yap. " dedi ve bileklerimi o zaman bıraktı.Hiçbir şey demeden indim arabadan. Kendi kendime söyleniyordum eve giderken. İstediğini yap mış mış mış. Sen kimsin ki? Eski sevgili diye hatırlattı beynim ve bir kez daha acı çekti daha kalbim. Kapıyı anahtarla açtım. Yatağa uzandım. Yapmam gereken onca şey vardı. O yüzden gözlerimi kapattım,düşünmek istemedim. Kısa bir süreliğine de olsa. Aramam gereken kişiler listesi vardı. Korhan'dan hesap sormam gerekiyordu,bana anlatmalıydı. Ona çok sinirliydim ve hemen aradım. Meşguldü,şaşırmadım. İlla ki arayacak ve hesabını soracaktım. Beş dakika geçmeden telefonum çaldı. Korhan gayet rahat bir ses tonuyla naber dedi. Hiç iyi değilim,nasıl sessiz kaldın? Nasıl bana haber vermezsin Hakan başka bir kızla dans ettiğinde,cidden sana inanamıyorum dedim ve telefonu kapadım. Üst üste arayınca en sonunda telefonu kapadım. Gerçekten çıldırmanın doruk noktasını çoktan aşmıştım. Benan'ı görmeye ihtiyacım vardı. Ev telefonundan Benan'ı aradım ve bize davet ettim. Bu sırada üzerime doğru düzgün bir şeyler giydim. Eve geldiğinde salonda oturduk. Cips ve alkol getirdim masaya. Bu sefer dozu aşmamam gerektiğini biliyordum.
"Saat daha öğlen iki,farkındasın değil mi?" dedi. Canım çok sıkkın dedim ama bu durumu nasıl açıklayacaktım bilmiyordum. Furkan ile ilgili gerçeklerin hepsini açıklayamazdım ve bazı şeyleri değiştirerek anlatmanın doğru seçenek olduğuna karar verdim. "Neler oldu,haydi anlat. Dün de hiç konuşmadık ve doğum günümün gecesinde başım ağrıyor dedin. Bir şeyler oluyormuş gibi hissediyorum. En yakının değil miyim,benimle paylaşmalısın. Bu içkiyi de fazla içmemelisin. " dedi. İkinci bardağı dolduracakken elimden bardağı aldı. İçkiyi de mutfağa götürdü. "Furkan bana bir fotoğraf yolladı,Hakan'ın bir kızla dans ettiği fotoğraf. " dedim. Furkan dediğim zaman bozulmasını bekledim ama bana sarıldı ve canım dedi en içten ses tonuyla. "Sonra bende dün tek başıma bir bara gittim. Birazcık sarhoş olmuştum ve Hakan bana engel oldu daha fazla içecekken. Ben de anneme yalan söylemiştim sende kalacağım diye. Beni otele götürdü,sabah da eve bıraktı." dedim. Birden sahil kenarında birlikte oturduğumuz an geldi aklıma. Kokusunu tekrar özledim. " Ciddi misin, bu çocuk seni seviyor hala. Neden gülümsedin,bir şey olmuş. Söyle çabuk,öptü mü seni?" dedi. "Öpse mutlu olurdum,dün beni otele götürürken sahilde bi ara oturduk. Yan yanaydık,kafamı omzuna koydum. Tekrar güvendeydim sanki. Sonrasına dair bir şey hatırlamıyorum pek." dedim. "Ayrıyken bile sevgili gibisiniz,siz gerçekten ayrı olduğunuza emin misiniz?" dedi. " O ayrıldı,ben değil. Ayrıca bir kızla dans ettiği bir fotoğraf var ortada. Bu yeterince ayrı olduğunuzu gösteriyor ." dedim.
Aniden kapı çalındı. Açtığımda Korhan karışımdaydı. Geleceğini düşünmemem aptallıktı zaten. Ben üzüldüğümde,kızdığımda,kırıldığımda,aşık olduğumda bile yanımdaydı. İçeri girdi,salona geçti. Benan ile bir kez tanışmışlardı sadece. Selamlaştılar. "Kızım neden açmıyorsun şu telefonları?" dedi sakin bir sesle. " Neden mi,içmeye gittiğiniz akşam onun bir kızla dans etmesi ve bunu bana söylememiş olman olabilir mi?" dediğimde ellerim titriyordu. Buna hakim olamamak canımı sıkıyordu. Çok sinirliyken hep ellerim titrerdi. " Ben seni üzmek istemedim. " dedi bakışlarını yere çevirerek. Koltuğa oturdum ve bir şey diyemedim. Gözyaşlarım yanağımı sırılsıklam etmişti. Tepkisizdim,akan gözyaşlarım dışında. Normalde çok nadir ağlarım,arkadaşlarımın yanında bile. Artık sinirlerim çok bozulmuştu. Benan geldi,ellerimi tuttu. Eylül,yapma böyle dedi. Korhan da geldi gözyaşlarımı sildi. Benan'dan bir bardak su getirmesini rica etti. Korhan sarılınca bana hüngür hüngür ağladım. "Dayanamıyorum,onu bir başka kızla görmeye dayanamıyorum. Anlamıyor musun? Bir başka kızla el ele tutuşması,onunla dans etmesi. İhtimali bile öldürüyor beni. Kaldıramıyorum bunları. " dedim bağırarak. Benan suyu getirdi,Korhan içirdi kendi elleriyle. Benan çok endişelenmişti bu halime. Korhan,Benan' a baktı ve korkma,birazdan düzelecek dedi. Bir yıkıntıydım artık,hiçbir parçası birbirine oturmayan,birbirini tamamlayamayan parçalardan oluşan bir yıkıntı. Ağladım,içimden hıçkırarak ağladım. Belki de öylece saatlerce Korhan'ın kollarında ağladım,günler hatta yıllar gibi süren saatler boyunca...