Bölüm 11: Kavalye Kavgası

124 25 5
                                    

    Sevda şarkısını söylerken Yiğit bir yandan hayran hayran Sevda'yı izliyor, bir yandan da şarkı sözlerinde anlam arıyordu. Özellikle "geçer geçer bu da geçer" derken gözlerinin içine bakması Yiğit'in canını yakmıştı. Çünkü Sevda'nın kendisine karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyor ve o hissedilen şeyin geçmesini istemiyordu.

    Karaokeden sonra kahve içmek için hep birlikte Sevda'nın yurduna yakın bir kafeye oturdular. Siparişler verilince Ayaz Sevda'ya övgüler dizmeye başladı.

    - Sevda senelerdir arkadaşız şu güzel sesinden beni mahrum etmişsin ya vallahi çok kırıldım. Sesin o kadar güzel ki dinlerken insan mest oluyor, başka başka alemlere dalıyor.

    - Ayazcım abartmayalım istersen, utanıyorum ama!

    - Abartmak mı, kendine haksızlık etme. Sesine dalıp giderken şarkı sözlerini bile duymadım, o kadar yani. Sahi hangi şarkıyı söyledin?

    Ayaz'ın sorusu üzerine bir anda Yiğit ve Sevda göz göze geldiler. İkisi de şarkının ne olduğunu ve ne amaçla söylendiğini biliyordu. 

    - Sezen Aksu'dan "Geçer"...

    Sevda Ayaz'a cevap verirken Yiğit boş bulunarak;

    - Geçmesin, dedi.

    Bunu hepsi duymuştu ama anlayan tek kişi vardı: Sevda. O da duymamazlıktan geldi ve konuyu değiştirmek için başka bir konu açtı, Ayaz dışında kimsenin hoşuna gitmeyecek bir konu...

   - Ayaz, malum okulum bitiyor ve mezuniyet baloma kavalyesiz gitmek istemiyorum. Bana eşlik edeceksin değil mi?

   - Tabi ki edeceğim, hem de büyük bir zevkle.

    Yiğit Ayaz ve Sevda'nın diyaloğuna tepki veremedi ama içinden bildiği bütün küfürleri etti.

    - Ayaz seni geberticem, ağzını, burnunu dağıtıcam. O kız benim laann... Bir de pişkin pişkin sırıtıyor. Ahh Sevda ah senin yüzünden düştüğüm şu duruma bak. Kalkıp şu adamı parçalamak yerine kendi iç sesimle kavga ediyorum lan. 

   - Neeeee?

    Derya'nın ani çığlığıyla Yiğit iç sesiyle kavga etmeyi bırakıp, ne olduğunu anlamak için etrafına bakındı. Masada ki herkes bu çığlıkla irkildi ama en büyük tepkiyi Ayaz verdi. Ayağa sıçrayıp tekrar oturdu.  Sevda rengi solan Ayaz'a  su uzatırken alttan alttan kıkırdadı. Ve nihayet şoku atlatınca Derya'ya dönüp neden bağırdığını sormayı akıl ettiler.

    - Canım kardeşim neden  kuyruğuna basılmış kedi gibi ciyakladığını söyler misin?

    - Nası ciyaklamam abla. Sen az önce şu korkak Ayazla baloya gideceğini söyledin. El bombasının pimini çekip elime verseydin daha iyiydi. Olmaz gidemezsin Ayazla falan!

    Derya'nın sözleri karşısında zevkten dört köşe olan Yiğit sırıttı. Bu kızı seviyordu ve iyi ki şu an İstanbul'daydı. 

    - Aa bak sen! Neden Ayazla baloya gidemiyor muşum acaba ?

    - Çünküü... Yani... 

    Derya vereceği cevabı düşünürken Ayaz araya girdi.

    - Sevdacım sen bakma bu ufaklığa. Balo tarihi uygunsa ne olursa olsun gelirim. Yani yurt dışında olmam gerekmiyorsa tabi. Sahi balo ne zaman?

    - İki gün sonra.

    - O kadar erken mi? Ben bir hafta on güne falan anca olur sanmıştım. Yarın dönmem lazım.

4 CANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin