Bölüm 7: Kıskançlık

167 27 2
                                    

    Yiğit, Sevda'nın bir başka erkeğe sarılmasını içten içe kıskanmıştı. Bildiği tüm küfürleri içinden saydırsa da rahatlayamadı. Eli ayağı titreyerek içeri girdi. Birkaç adım sonra kapı aralığından Sevda'nın olabileceğini düşündüğü odanın kapısını açık görünce, sessizce içeri girdi. Odayı incelerken iki ayrı dolap gördü arkasını dönüp kapıyı kontrol ettikten sonra dolabın birini açtı. 

    Dolabın kapağındaki notların altındaki ismi görünce gülümsedi. Kafasında Sevdayı çılgına çevirecek fikirler vardi ve kimse gelmeden gerçekleştirmeliydi. Hemen odada bir makas aradı. Sevda mimarlık okuduğu için çekmecesinde bu tarz şeyler mutlaka bulunurdu. Yiğit eline aldığı makasla dolabın önüne geçip , gözüne kestirdiği kendince kısa olan birkaç etekle, teni gösteren ince bir gömleğini keserek giyilemeyecek duruma getirdi. Sevda hemen fark etmesin diye de kestiği kıyafetleri dolabın arka tarafına doğru tıkıştırdı. İşini bitirip de çıkacakken odada ablası var zanneden Derya, ablaaa diye seslenerek lak diye odaya daldı. Ancak Yiğitle karşılaşınca sesi usulca kısıldı.

    - Yiğit abi senin ne işin var bu odada?  Yani şey yanlış anlama ama çok şaşırdım haliyle odamda seni görmeyi beklemiyordum. Yani odamızda. Ablamla benim..

    - Biraz  dalgınım yanlış odaya girmişim. Zaten hemen çıkıyordum ki sen geldin. Rica etsem bunu ablana söylemezsin değil mi? Ablanı biliyorsun ağzına sakız olurum.

    - Bilmem mi, olursun vallahi. Görmedim, duymadım, bilmiyorum...

    Derya'nın bu sözleri karşısında rahat bir nefes alan Yiğit, odadan çıkarken sağ ol baldız dedi, tabi ki iç sesiyle. 

    - Baldız mı? Oğlum Yiğit kafayı mı yedin on günde? diye kendine çıkışarak telefonunu çıkarıp evdeki misafirlerin gittiğini babasına haber verdi. 

    Yiğit babasıyla konuşurken Sevda içeri girmişti ve öfkeden gözleri fal taşı gibi açılmıştı.O an telefonla konuşmuyor olsaydı Yiğit'e bağırıp çağıracaktı. Bunu fark eden Yiğit olabildiğince uzun tuttu telefon görüşmesini. Çünkü aynı gün içinde bir kez daha kavga etmek istemiyordu Sevdayla. Kızınca, somurtunca gamzeleri yok oluyordu ve Yiğit Sevda'nın cennet çukurlarına bayılıyordu. Kendini bu günlük daha fazla o gamzelerden mahrum etmek ahmaklık olur diye düşündü ve Sevda'nın huyuna gitmeye karar verdi.

    - Hoş geldin Sevda evin yolunu bulmakta çok zorlanmadın inşallah. Aah pardon aşağıda seni on kolla saran ahtapot kılıklı herif sana yardımcı olmuştur değil mi? 

    Yiğit'in kıskandığını anlayan Sevda sinirlenmek yerine sırıtarak;

    - Ayaz mı? Evet sağ olsun beni hiç yalnız bırakmaz. Başım ne zaman belaya girse Ayaz hemen orada bitiverir, dedi içten içe gülerek.

    Sevda sakin cevaplar verdikçe Yiğit daha fazla sinirleniyordu ama burası yeri değildi. O yüzden sessiz kalmayı tercih etti ve Sevdayla tanıştığından beri yanında taşıdığı siyah kaplı küçük not defterini çıkarıp bir şeyler yazdı. Sevda merakından çatlasa da o deftere ne yazdığını soramadı.

    O sırada Sevda kapının çalan ziline ani refleksle "babamm" diye koşmaya yeltendi ancak Yiğit kolundan tutarak;

    - Bırak kapıyı Derya açsın baban sana kızgın olabilir, dedi.

    Sevda her ne kadar Yiğit'i dinlemeyip tekrar yeltense de annesi -Deniz- de Yiğit'in söylediklerini kafa işaretiyle onaylayınca kabullenerek oturdu.

    Kemal eve geldiğinden bu yana saatler geçmişti ama kızı Sevdayla tek kelime dahi etmedi. Kızının söyledikleri bire bir doğruydu, haklıydı da ama senelerdir herkesten sakladığı kardeşlerini ayıplarını Sevda'nın herkesin içinde söylemesi kırmıştı Kemal'i. 

4 CANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin