1.BÖLÜM

66 30 14
                                    

Camın kenarında kahvemi yudumlarken çalan telefon sesiyle irkildim.Arayan Aseldi. Asel benim en yakın arkdaşımdı hatta aileden de öte olmuştu. Telefonu açınca hıçkırık sesleriyle karşılandım. Asel ne oldu? diye sorunca herzaman ki cafe de seni bekliyorum dedi ve kapattı. Hızlıca arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Ben cafe'ye varınca Asel kahve içiyordu. Benim geldiğimi farkedince boynuma sarılıp hıçkırarak ağladı. Ne olduğunu ufaktan tahmin edebiliyordum. Asel sakinleşinceye kadar ona sarıldım. Kendisine gelince oturup herşeyi anlattı. Asel Kayra'ya deli gibi aşıktı ama Kayra onu sadece arkadaştan ibaret gördüğünü defalarca kez dile getirmişti. Genellikle ilişkilerde yoğun seven taraf kadınlardır erkekler genellikle vurdum duymaz olurlar. Asel de benim gibi mutsuz bir ailede yarım büyümüş bir kız çocuğuydu, ilk aşkı tarafından sevgisiz kalan bir kız çocuğu nasıl sevilmeyi beklerdi ki. Aseli topladıktan sonra bizde kalmasını teklif ettim ve kabul etti. Eve doğru ilerlerken durdurdu beni arabadan inip Kayranın evine baka baka ağladı. Onu yerden kaldırmak bi hayli zordu, biraz su içirip tekrar yola koyulduk. Aselin bu durumuna alışkındım 2 sene kuşkusuz vazgeçmeden sevdi Kayra'yı. Her gece resimleriyle uyuyordu. Eve vardığımızda annem karşıladı bizi Asele duş aldırıp saçlarını okşayarak uyuttum. Daha sonra birde kendi yaralarıma baktım. Yarabandı tutmuyordu artık çok kere hevesim kursağımda kalmıştı. Babam tarafından da eksik büyümüştüm. Annem ile babam boşandıktan sonra annem gece hayatına atıldı ben ve benden 2 yaş küçük kardeşim Emre'yi unutmuştu. Varlığımız annem için pekte birşeyi ifade etmiyordu. Maddi açıdan hiç bir sıkıntımız yoktu. Ama bu benim için hiç önemli deyildi. Bunları düşünüken uyuyakalmıştım. Güneşin doğuşuyla birlikte telefonum çaldı. Arayan Emreydi;

-Alo

-Efendim Emre

-Hayırsız ablam neden aramıyorsun.

-İnanki ablacım fırsat bulamadım.

-Mezuniyetimi unutmuş olamazsın.

-Hayır unutmadım Emre ama halledicem.

diyip telefonu kapattım. Duş aldıktan sonra Aseli uyandırdım. Herzaman ki gibi bu saatte kaldırılır mı? Melis diye sitem ediyordu. Pek aldırış etmeden kahvaltıya indim çok geçmeden Asel de geldi. Emrenin bu sene okulu bitiriyordu. Üniversite için 4 sene önce Antalya'ya gitmişti. Arada ziyarete gidiyordum. Mezunetiyetinde onu tek bırakmayıp bende Antalya'ya gidicektim. Tam bunları düşünürken aklıma harika bir fikir geldi. Ama Aseli ikna etmek pek kolay olmayacaktı. Kafamı Asele çevirip Emrenin mezuniyeti için Antalya'ya gidelim mi? diye sordum başta gözlerini açıp şaşkın şaşkın baktı yok kızım benim ne olur işim olur? diye itiraz edince duygusala bağladım, ben herzaman senin istediğini yapıyorum benimle gelsen nolurki? diye masumlaşınca madem çok ısrar ettin geliyim bari dedi. Bu kısa tatil ikimiz için de iyi olucaktı.Kahvaltıdan sonra 2 tane uçak bileti aldım. Yarın sabah 11:00 da Antalya'ya gidicektik. Aselle liseden beri birlikteydik. 10 sene oluyordu tanışalı ikimizde üniversiteyi Moda tasarımcılığından bitirmiştik. Ana parası yemek daha güzel olduğu için çalışmıyor, hayatın sefasını sürüyorduk. Kısa bir alışverişin ardından Murat, Eren ve Kayrayla buluşmaya gittik. Süper beşli olarak takılıyorduk. Taksimin en işlek cafelerinden birisine gittik. Malum İstanbula kısa bir süre veda ediyorduk. Toplanıp vedalaşmasaydık olmazdı. Biz cafe'ye vardıktan beş dakika sonra bizimkiler de geldi. Onlar gelene kadar gözüm sol masada ki çocuğa ilişti. Sarışın tatlı bir çocuktu. Kafasını çevirince göz göze geldik utanıp kafamı geri çevirdim daha sonra sohbete koyulduk. Bu güzel sohbetimize waflle ve kahvede eşlik etti. Murat'ın kız arkadaşı Sibel de yanımıza geldi. Erende mahalleden bir kıza vurulmuştu. Ben ve Kayra hariç hepsi aşk acısı çekiyorlardı. Aşkı en son lisede yaşamıştım. İlk aşkım, ilk aşk acım olmuştu ondan sonra korkar oldum. Aşık olmaya, bağlanmaya daha sonra da yarım bırakılmaya çok hassas ve kırılganım. Bana iyi gelen herkes yanımda olduğu için pekte ihtiyaç duymuyordum. Ta ki sarışın çocuğu görene kadar... İçimde kelebekler uçuşuyordu ki daha ismini bilmiyordum. Herkes sohbet ederken ben derin düşüncelere dalmıştım. Saat 22:00 ve biz daha bavulumuzu hazırlamamıştık. Ama kalkasım gelmiyordu. Asel'in zoruyla eve döndük. Yolda Asel'e anlatınca sen gibi kalpsiz birisi nasıl aşık olur? Kızım sen sekiz senedir birini bile hayatına almadın dedi. Bilmiyorlar ki herşeyden temiz bir kalbim var. Ben bembeyaz bi sayfa açtım kalemimin mürekkebi olmadığı için yazamıyordum. Sanırım mürekkebi o sarışın çocuktu. Hayat çok garip değilmi 24 yaşındasın ve ismini bilmediğin birisine aşık oluyorsun. Lakin onun mavi gözlerine can bile verilirdi. Eve varınca bavulumuzu topladık ve uyuduk. O gece rüyamda onu gördüm aynı cafe de tekrar karşılaşıyorduk. Yedi saniyelik rüyada doyasıya bakışıyorduk. Uyandığımız da saat sekiz'i gösteriyordu duş alıp, hazırlanıp evden çıktık. Havaalnına vardığımızda saat dokuz'du. Bavulları alıp bekleme salonuna geçtik, Yanımdan geçen koku beni kendime getirdi.

(BU BÖLÜMÜN SONUNA GELDİK OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM)

Aşk Tesadüfleri SeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin