-30- // Peri Masalı

184 24 24
                                    

Sona yaklaşıyoruz, bayağı yaklaşıyoruz *-* Lütfen hisleri alalım. Ben ağlamaklıyım şahsen. Bitecek olduğu için değil de, kendimi ve hikayeyi tam aktaramamış olmaktan. İçten içe çok yanlış anlaşılmışım gibi hissediyorum ya neyse.

Sizi bölümle baş başa bırakıyorum, araya bir tane şarkı ekleyeceğim. Eğer internetiniz olursa bakabilirsiniz. Keyifli okumalar!

Metro istasyonuna inen merdivenleri, adımlarımı hızlandırma gereksinimi duymadan indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Metro istasyonuna inen merdivenleri, adımlarımı hızlandırma gereksinimi duymadan indim. Bazen ikişer, bazen üçer...Yalnızca yürüyen merdivenleri kullanmaktı belki de yapmam gereken, yapmamıştım. Nihayet zemine vardığımda etrafta oradan oraya koşuşan insanlara baktım bir süre. Ardından yürümeye başladım metro istasyonundaki küçük dükkanların arasında. Turistlerin en çok kullandığı istasyon bu olduğundan belki de, birçok dükkân hediyelik eşya, ucuz kıyafet satıyordu. Elinde kamera ile kameraya bir şeyler anlatan birkaç kişinin yanından geçtim. Ne deniliyordu? Vlog? Sanırım. Gençlerin günlük kullandığı birçok kelimeden de hobiden de kendimi uzak hissettiğim o anlardan biriydi.

Yan tarafımda gördüğüm çok da büyük olmayan Kpop dükkânı ilgimi çekti bir anda. Üzerine düşünme ihtiyacı dahi hissetmeden içeri girdim. Muhtemelen orta yaşlarının sonunda olan bir teyze ve amca beni görünce hemen yerlerinden fırlayıp gülümser bir yüzle yanıma geldiler.

"Albüm de satıyor musunuz? Biraz... Eski olanları?"

Kendimden beklemediğim sakinlikteki ses tonum dükkanın içinde çalan müziği bastırmıştı nasıl olduysa. Karşımdaki teyze beni ilk anlayan olmuştu ve bir süre bekledikten sonra beni dükkânın gerilerine doğru götürmüştü.

"Aslında yeni çıkan birkaç grubun albümü dışında pek albüm satamıyoruz son günlerde. Ama aradığın belki şunların arasında olabilir."

Eliyle gösterdiği raflara hızla göz attım. Uzaktan seçmem, bulabilmem mümkün değildi. Birkaç adım ilerleyip rafları ellerimle kontrol etmeye başladım. İlk iki rafta bulamayınca aradığım albümü, biraz hayal kırıklığına uğramıştım ve ellerim üçüncü raftayken istemeden titremeye başlamıştı. Gözlerimi kısa bir süreliğine kapatıp gücümü toplamayı denedim. Yeniden gözlerimi açtığımda teyzenin de raflara göz attığını gördüm.

"Hangi albümdü aradığın oğlum? Ben de bakayım, daha kısa sürede buluruz hem, eğer kalmışsa."

"REAL, IU."

Ellerim hızla üçüncü rafı da taramışken, yanımdaki teyzenin duraksadığını fark etmiştim. Dördüncü rafa geçmeden ona kısa bir bakış attım.

"Hangisi ama? İçinde Good Day olan o sene çok sattı, kalmamış olabilir. Ama eğer.."

"REAL+'ı arıyorum. İçinde önceki albümün devamı niteliğinde üç parçanın olduğu."

Nihayet beşinci rafa geçecekken önüme doğru uzatılan albüm ile irkildim. Ne ara bulduğunu ben anlayamadan teyze bir şekilde bulmuş ve bana uzatıyordu. Elle tutulabilir bir heyecanım vardı ve bir süredir hareketsiz duran yüz kaslarım, dudak çevremde gerildikçe geriliyordu. Gülmeme engel olamıyordum.

HAPŞU! • lee jieun fanfiction • (✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin