SIR

423 18 1
                                    

... Uyandığımda saat 7'ydi. Neyseki kimse gelmemişti çünkü eğer gelselerdi çok utanırdım. Yerimden kalktım. Baran'da uyanmıştı. "Nereye?" diye sordu. "Biyere gitmiyorum ama acıktıysan hemşireden yemeğini isteyim."dedim
"Gerek yok onlar vakti gelince getirir." dedi.
"Baran... "
" Efendim "
" Annen seni çok merak etmiştir. "
"Tamam gelsin ama bir şartla. Sen eve gidip dinleneceksin."
" Hayır ben buradan bir yere ayrılmam."
"O zaman bu odaya annemde dahil kimse giremez.
"Ama annen... Of tamam."
Yanına gidip yanağına bit buse kondurduktan sonra odadan çıktım. Bahar hanım bir koltukta oturuyordu. Ona Baran'ın kendisini beklediğini söyledim." Sonra hastaneden çıkıp eve gittim...
Baran'dan
Annem içeri girdiğinde doğrulabildiğim kadar doğruldum ve gülümsedim. Beni görünce gözlerinin parladığını çok belliydi. Karnıma çok bastırmaya sarılmaya çalıştık. Gözleri ne kadar parlak o kadarda dolmuştu. Onun her gözleri dolduğu zaman benimde gözlerim dolardı...
Ahu'dan
Eve geldiğimde yatağıma oturup ayaklarımı topladım. Aklıma yanan evimiz geliyordu. Şimdi napacaktık ki biz. Aa bizim ne yapacağımıza daha önemli olan bunu kimin yaptığıydı. Aklıma takılan o kadar çok şey vardı ki yorgunluğumu kat ve kat arttırıyordu.Gözlerimi kapattım ve istemsizce uykuya daldım...
... Uyandığımda 3 saat geçmişti hızlıca yerimden kalktım. Bir çantaya bir kaç kıyafet kattım. Sonra Baran'ı evine gidip kapıyı Baran'dan önceden aldığım anahtarla kapıyı açtım. Baran'ın odasına geçip küçük bir valiz buldum. Bir hastaneden çıkarken giyeceği ve yedek iki kıyafet aşıp evden çıktım. Hastaneye gittim. Bugün yanında annesinin kalmasının daha doğru olacağını düşündüm. Ama yinede hastaneden ayrılmayacaktım. Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Saat 4 olmuştu. Valizleri odadaki dolaba koydum. Odanın köşesinde duran sandalyeyi alıp yatağın diğer yanına koydum. Baran uyuyordu. Bahar Hanıma dönerek "Bişeyler yedi mi?" diye sordum. Oda yediğini söyledi. Doktora ne zaman taburcu olacağını sormak için çıktım. Doktorla biraz Baran'ın durumu hakkında konuştuktan sonra ne zaman hastaneden çıkabileceğini sordum. O da durum böyle olursa 2 haftaya çıkabileceğimizi söyledi. Boş koridorda elimi göğsümün hizasında bağlamış dönüp duruyordum. Hastaneden çıkınca nolacaktı? Tüm dertler tasalar bitecek miydi sanki.? Karşısına çıkıp "EVİMİZ KÜL OLDU! "diyemeyeceğime göre hiç birşey iyi olmayacaktı. Bu olanlardan sorumlu biri olmalıydı. Buda bizim mutlu olmamızı en son isteyecek kişi olmalıydı. Aklıma bir tek Sude geliyordu. Ama bir kanıt olmadan elime hiç bir şey geçmezki. Sude kötü olduğu kadar zeki ve kurnazdıda. Kendini ele verecek birşey yapmazdı. Arkasında iz bırakmazdı. Baran'ın yanına girdim...
Yazar'dan
Ahu odaya girdiğinde Bahar Hanımda kafeye gitmek için çıkıyordu. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip koltuğa oturdu. Ahu "Biraz daha iyi misin?" diye sordu. "İyiyim ama şurdan bir çıksam daha mutlu olacağım." dedi Baran. Ahu "Bende." diye yanıtladı. "Baran sen nasıl yaptın bu kazayı? Yani nasıl oldu? Çok mu hızlı gidiyordun, yorgun muydun? "diye devam ettirdi sözünü. Aslında doğruları söylemek şu an ne kadar doğru olurdu o da bilmiyordu. Ve söylemedide. Aslında ikisinin bildiği iki parça birleşse tüm sorun yok olacaktı. Ama bunları birbirlerine itiraf etmeye şuanlık hiç niyetleri yoktu.
1 gün geçti
5 gün geçti
1 hafta geçti
2 hafta akıllardaki düşüncelerle geçmek bilmedi. O güne kadar hiç bir aksilik yaşanmadı. Doktor çıkabileceklerini söyledi. Baran üstünü giyindi. Hastaneden birlikte çıktılar. İlk işleri Baran'ların evine gitmek oldu. Baran'a içeride dinlenmesi için bir yer hazırladılar. Baran oraya yatıp telefonuyla ilgilenmeye başladı.
Ahu'dan
Baran'ı eve bırakıp kendi evime gitmek için arabama bindim. Aklımdan 2 haftadır evin yanışı çıkmıyordu. Eninde sonunda söyleyeceğim şeyi saklamak hiç doğru bir karar değildi. Ama şu an zamanıda değildi. Ama eminim ki Baran'da benden birşeyler saklıyor. Evime geldiğimde kahvaltı yapmadığımı hatırladım. Mutfağa gidip dolaptan kahvaltılık alıp masaya koymaya başladım...
Baran'dan
Koltukta otururken bir yandan da papatya çayımdan azar azar içiyordum. Tam bir yudum daha içecekken telefonumu bilinmeyen bir numara aradı. Cevap verdim.
-Buyurun.
-Baran Egeli ile mi konuşuyorum?
-Evet benim.
-Ben karakoldan arıyorum. Buraya gelmeniz gerek...

Evet. Uzun bir aradan sonra burdayım. Biliyorum bu uzun aradan sonra kısa bir bölüm oldu. Ama bu bölüm böyle oldu. Bu arada artık yorumda bir sonraki bölümde neler olmasını istediğinizle ilgili fikirlerinizi yorumlara bekliyorum. Yani bir sonraki bölümde neler olmasını istersiniz. Eğer görüşünüz varsa yorumlarda yazmayı unutmayın. Hepinizi çooook seviyorum. Voteyi unutmayın.



YAZ YAĞMURUM(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin