#6

227 14 1
                                    

Odaya girip bir süre öylece bekledim.Gevşettigim kravatım ve aynada bana doğru gülümseyen yansımam bu işte bir tuhaflık olduğunu yeterince belli ediyordu.

En son ne zaman aynada kendime sırıttım?

Hahahha....

Ali Eroğlu...

Bir kadının sadece dudakları beni nasıl bu hale getirebilirdi ki...
Beni çıplak bedenine bastirdiginda
deli olduğum o muazzam vücudunu altima almamak için resmen kendimle savasmistim.

Bu neydi böyle? ?

Benim ilişkilerim böyle yürümezdi. Bir kadini istedigimde en fazla bir gece ugrasirdim. Sonra umurumda olmazdı. Sınır dışı olurdu , benim oyun alanımdan çıkardı...

Şimdi ise bir kadın için deli olurken onunla birlikte olmamak için kendimle savaşa tutuşmuş gidiyordum...
Heyecan istiyor olabilirdim.Ama gelip dudaklarima yapistiginda bedenim tamamiyle daha fazlası için çırpınıyordu. O incecik nazik elleriyle başımdan tutarken onu oracıkta...

Ahh melis...

Bana neler yaşattığını bir bilsen...

Resmen yatağa uzanıp tavana bakarak 18 lik ergenler misali bir kızı nasıl beceririm adlı hayal kesitini izliyordum...

Ama bekleyecektim...

Beni nirvanaya getirmesini bekleyecektim. Ona teslim olmak istiyordum.Bana yalvarmasını istiyordum...

Onun için kendimle savaşıp yenilmek istiyordum.
Onu kendime engel olamayacak kadar istemek istiyordum...

Cilgincaydı...
Deliceydi...
Ama bu kadının bana sınırsızlığı öğretmesini istiyordum...

Melis'ten

Hayatım boyunca bu kadar aptalca bir hareket yaptığımı hatırlamıyorum.

Rezil oldum...

Bildigin sex meraklısı gibi adamı üstüme çektim. Gözüne soka soka yatmak istiyorum dedim. Acaba üstüne ciksam daha az mi rezil olurdum?

Yani o tripleri neydi onu da anlayamadım ya neyse...
Gerizekali... hayır benim gibi bir kız yatalim diyor ...
Beyinsiz herif...
Ya ne bileyim bir birşey yapar insan o kadar soyundum...
Amaan ne diyorum ben ya tövbe tövbe...
Iyice delirdim. Birazdan benimle yatmadı diye yas filan tutcam...

Ayrıca aşırı derecede kötümser bir insan olduğumun da farkına vardım..
Meğer ben ne fesat biriymisim...
Adam elbise getirme akşam enerjik ol deyince direk yordugum fikir oydu....
Dans etmek konusunda pek de iyi olmasam da eh madem randevu filan tutmuş kirmayayim gideyim diye düşündüm...
Tabii ki olabildigim en şık halimle gidecektim.Bu benim savunma mekanizmam diyebiliriz. Eksiklerimi fiziksel goruntumle kapatırım...
kusursuz görünmek seni bir nevi kusursuz yapar...

Saat gelmişti koyu yeşil kısa bir elbise giyinmiş saçlarımı ve makyajımı kendim yapmıştım assagi inmeliydim.Büyük ihtimalle beyefendi daha hazır değildi . O "hey kızlar bana bakin ben milyon dolarim " diye bağıran görüntüyü kazanmak pek de kolay olmasa gerekti...

Ama bu kez tahminlerimde yanılmış olmalıyım ki asagi indiğimde şöminenin önünde hazırlanıp inmiş şarabını yudumlayan bir Ali bulmayı beklemiyordum doğrusu...

Ayak seslerimle birlikte başını benim olduğum tarafa doğru döndü...
Tanrım....
Pisliğin teki olsa bile tek bir bakışıyla beni eritebiliyordu...

Beni baştan aşağı derin bir gülümseyişle süzdükten hemen sonra

-Çok güzelsin... Gözlerimi senden alamayacak kadar büyülendim doğrusu...

Birden aklıma o gözlerin karşısında soyundugum dakikalar geldi.Yerin dibine girsem az...

-Şey bugün... imm.... o şeyi için gercekten üzgünüm hiç yaşanmamış gibi davranirsak ...

Cumlem bitmemişti. Bitirilmişti...

Kollarimdan tutup nefeslerimiz birbirine degene kadar kendine doğru çekti.
Nefesini hissediyordum.
Konussam dudaklarimız birbirine değecekti.
Kalbim deli gibi çarparken acaba bilerek konussam mi diye düşündüğüm bile oldu...
Ama o bu işi benden önce üstlendi...
Konuşma işini değil de..
Öpüşme işini...

Dudaklarimi sıcacık bir şekilde kapattiginda bir saniye dahi direnemeden karşılık vermeye başladım. Elleri belimdeydi.Benim sabah ona yaptığımı suanda bana yapıyor gibi görünüyordu. Şimdi burada soyunmaya başlarsa hiç şaşırmazdım....

Ama Ali Bey tabiki bunu yapmazdı. ..
Çünkü o taklit etmeyi sevmezdi. Sonuçta o bencil ,egoist ,mazoşist sadist daha ne kadar psikolojik rahatsızlık varsa hepsindendi...

Dudaklarımdan ayrılıp elini belimden çekmeden konuşmaya başladı...

-Gerçekten üzgün olsaydın bana yalvarırcasina karşılık vermezdin Melis...

Al ışte... Boşuna etmiyorum ki ben o kadar lafi.... Kaşlarımı catip hemen kollarından ayrıldım...

-Anlamadim?
Ne için yalvardığımı söyler misin??

Şu adamdaki rahatlık ya...
Bildiğin yürüyen bir ego...
Masanin uzerine koydugu sarabindan bir yudum alıp tekrar yerine bıraktı. Sonrasında bana dönüp

-Fazla merakin pek de iyilik getirdiği söylenmez Melisciğim...

-Ortaya birşey attın bari göster de nerden böyle bir fikir gelmiş bilelim...

-Elbette göstereceğim güzelim...
O ceylan gözlerinin koskocaman açıldığını gormek beni daha da meraklandiriyor...

Arsizca gülüyordu. Ve ben donakalmis
Faltaşı gibi açılan gözlerimle olanı biteni sadece izliyordum.Sonunda konuşmayı basarmistim.

-Sana yap dediğimde yapmaliydin.

Yüzü birdenbire ciddilesmeye başlamıştı. Sert bir ses tonuyla yüzünü kapıdan tarafa doğru dönmüş bir vaziyette konuşuyordu.

-Sana mantıklı bir açıklama yaptım. Geri kalanı sadece beni alakadar eder.İstesem sana şu anda burada sahip olma şansım var fakat bunu sona saklamak benim icin daha iyi bir tercih gibi görünüyor.
Şimdi,
Artık çıkmalıyız...




Ateş Böceği Ve KarıncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin