2.Bölüm"Kaba Adam"

2.5K 229 67
                                    


"Canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var. Olup bitmeyen, geçip gitmeyen.."

Annesinin yanındayken, zamanın nasıl geçtiğini unutmuştu. Bugün annesi onu bırakıp gideli tam 23 yıl olmuştu.

23 yılın özlemi, hasreti bir kaç saatle dinermiydi hiç?

Uyuşuk bedenini, güçlükle toplayıp, dağılan saçlarını geriye yatırdı. Son bir kez dua okuyup annesi ile vedalaştı.

Okula geçmek konusunda gönülsüz olsada böyle bir lüksü yoktu. Üniversiteye gelince arabasını her zamanki yerine parketti.

Fakültenin kapısından girdiği anda tüm hayatını dışarıda bırakırdı. Okuldaki kimliğine asla yaşantısını yansıtmayı tasvip etmezdi.

Dar ve uzun koridorda güçlü adımlarla ilerlerken, onu durduran sesin sahibine yöneldi.

"Murat Hocam!"dedi karşısında duran adam.

Okulun dekanı kalabalığın içinden sıyrılarak yanına gelmeye çalışıyordu.

"Buyrun Kamil Bey"dedi yorgun sesiyle.

Elindeki kağıda batıktan sonra Murat'a uzattı.

"Murat hocam, Betül hoca iznine ayrıldı. Girdiği sınıfları eşit şekilde dağıttık. Bu kağıtta sizin gireceğiniz sınıf bulunmaktadır."

Kağıdı uzatmasıyla alıp merakla bakınmaya başladı. Daha önce hiç son sınıfların dersine girmemişti.

Bu saatte dersi yoktu normalde. Yeni aldığı sınıfın şuan ders saati olduğunu görünce, teşekkür mahiyetinde kafasını salladı. Sınıfı bulmak için acele ile yukarı kata çıktı.

Okulda disipline önem verdiği için hiç geç kalmışlığı yoktu. Bu yüzden derse geç kalmak istemiyordu. Sınıfı bulduğunda saniyelerle yetişti. Nefesini toplayıp sınıfa girdiğinde, az önce kapıda duyduğu gürültü bir anda kesildi.

Çantayı masanın üstüne koyduğunda hiç birinin yüzüne bakmıyordu. Fakat yüzlerinde ki ifadeyi tahmin ediyordu.

"Evet arkadaşlar, bundan sonra dönem sonuna kadar derslerinize ben gireceğim. Beni tanıdığınıza eminim.. Ama bilmeyenler için, adım Murat Karaaslan..."

Daha cümlesi tamamlayamadan kapı "tık tık" diye iki kez vurulmuştu. Açılan kapının ardından başı önde bir kız öğrenci girdi..

"Sen nasıl geç kalırsın!" Diye hesap sordu karşısında korkudan iki büklüm duran kıza.

Kız, cevap vermek için başını  yukarı kaldırdı. Yüzünü gördüğü anda onu tanıdı. Bu çiçekçideki gördüğü dilsiz kızdı. Konuşamadığı için yine cevap veremedi. Az çok neden geç kaldığını tahmin edince,

"Geç yerine bir dahakine geç kalırsan hiç gelme!" Sonra sınıfa dönüp, "Bu sözüm hepinize..!" Derken tehditkâr bakıyordu.

Mahcuplanan kız ürkek adımlarla kendini sıraya zor atmıştı. Masaya oturduğunda fısıltı şeklinde konuşma duyunca kulak kesildi.

"Kızım sen nasıl geç kalırsın. Bu hoca kendinden sonra geleni asla sınıfa almaz. Sen hiç geç kalma, tut bugün bu hocanın dersine geç kal."

Hiç bir şey olmamış gibi derse devam etti. Günün bitmesini iple çekerken artık dersi bitmişti. Okuldan sonra bir yere uğramadan eve gitti. Kimse ile konuşmamak için kendisini odaya kapattı. Ama anneannesinden kaçamazdı.

"Murat'ım annene ne güzel çiçek almışsın." Dedi.

Murat yanına oturan anneannesinin elini öpüp alnına götürdü. Sonra sarılarak, annesi gibi kokan kadının bahar kokusunu içine çekti.

"AŞK BALONU SERİSİ" DOKUNMAYA KIYAMADIĞIM(Bölümler Düzenlenip Atılıyor..)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin