Jimin okuldan eve dönerken gerçekten yürekten değer verdiği ailesi aradı *burada kinaye yapmadım gerçekten ailesini çok seviyor.* Onları özlüyordu. Kendisi okumak için gelmişti Seul'e. Ailesi ise hala Busan' daydı. Jimin onların yanında güvende hissediyordu. Kook ile konuşurken de aynı duyguyu hissettiğini anımsadı ve yüzüne acı dolu bir gülümseme yerleşti birden. Sonra düşüncelerinden sıyrılıp açtı telefonu. Hiç tanımadığı bir ses vardı karşı tarafta. Konuştu o ses.
+ Merhaba Bay Park ile mı görüşüyorum?
- E-evet benim buyrun.
+ Şey... Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ancak... Aileniz dün hastanemize trafik kazası sonucu geldiler. Ve ahhh... şey... onları kaybettik.Jimin telefonu kadının suratına kapattı. Cümleleri idrak etmeye çalışıyordu. Ailesi... Ona değer veren 3 kişilik ailesi... Dün piknik yapmaya gideceklerini söylemişti ablası telefonda. Yolun ortasında daha fazla dayanamayıp yere düştü Jimin. Gücü kalmamıştı. Gözyaşları, hıçkırıkları ondan istemsizce ayrılıyordu bedeninden. Yavaşça doğruldu. Kimsenin onu yerden kaldırıp yardım etmeyeceğini biliyordu. Kimsenin... Artık morali bozuk olduğunda arayıp naz yapacağı kimse yoktu... Artık Jimin hayat denen bu bok çukurunda yapayalnızdı...