Jungkook'un ağzından...
Arabayı durdurup yanımda sızmış silüete baktım. O kadar güzeldi ki ayrı geçirdiğimiz tüm haftalar için deli gibi sarılıp kokusunu içine çekmek istiyordum. İğrenç içki kokusu bile onun teninde lavanta kokusundan farksız geliyordu bana. Beni nasıl bağlamıştı böyle. Bir şeyler mırıldanıyordu çoğu benim adımdan ibaretti. Acı çekiyordu. Onun acılarına son vermek isteyerek girdiğim hayatını boktan bir yola sürüklüyordum. Onu üzüyordum, ağlatıyordum, kırıyordum. Ve o bunları her yaşadığında yine ben parçalanıyordum. Kendime de bir nevi zarar vermiş oluyordum işte. Arabayı tekrar çalıştırıp kendi evime doğru yol aldım. Onu bu halde yalnız bırakamazdım. Bu aptal anahtarını da evde unutmuştur zaten diye düşününce sırıttım. Eve geldiğimizde onu kendi odama taşıdım. O kadar kilo vermişti ki farketmemek için kör olmak gerekiyordu. İstemsizce ofladım. Onu kendimden bile çok seviyordum...
Yatağıma yatırdığımda onu ayıltmamın daha iyi bir fikir olacağına karar verdim. Ancak sonra vazgeçtim. Uyandığında birbirimize nefret dolu bakacak olsak bile onunla bir dakika sürecek bir mutlu an kendi ömrümü feda etmeme değecek kadar değerliydi benim için. Ve ben onun yanındayken hep mutluydum. Nazikçe saçını okşadım. O sırada gözlerini açtı. Ve beni gördü. İlk önce gülümsedi. Ayni bir heykele benziyordu. Muhteşem bir heykeltıraşın elinden çıkmış kusursuz bir heykele. Daha sonra gözleri doldu ve ağlamaya başladı. Hıçkırıklarının arasında konuştu.
- J-jungkook... Özür dilerim. B-ben... B-ben... İ-istemedim... Sana zarar vermeyi h-hiç istemedim. Yemin ederim. S-seni kendimden ç-çok seviyorum Jungkook. B-benim minik t-tatlı kurabi-yem-ssin sen. Ö-özür di-lerim b-ben çok... İstemedim... B-ben.
Jungkook Jimin'in saçlarını okşamaya başlamıştı. Jimin'i elinden tutup banyoya ilerledi. Onu ayıltması gerekiyordu. Sonra da konuşmaları...
Jimin zaten biraz atılmıştı. Kendi duşunu aldı. Jungkook elektriği kesmişti. Bu yüzden su hiç ısınmadı. Jimin banyodan titreye titreye çıktı. Yatağın üstündeki kıyafetleri giydi. Ve aşağı inmesi gerekiyormuş gibi hissederek aşağı indi. Aşağıda onu ağlamaktan kızarmış gözlerle bir Kook bekliyordu...
************************************
Bu bugün atacağım son bölümdü. Yatıcam artık yavv yoruldum. Hikaye nasıl gidiyor. Jimin çok pişman valla. Üzgün jojuk. Onu sevin. Kook zaten bu hikayede dünyalar tatlısı. Park_Mi_Cha sarkmıyorum kıskanma fndkdnsk.
İkisini bir süre birleştirip romantik momentler verme fikrindeyim. Sonra araya fitne fesatlık sokarım ohhh mis en sevdiğim. Sonra final olur. Arada böyle sinir ederim sizi. Yalnız kim farketti Jimin'in kendisini dövmeye çalışan Namjoon ve çetesinden biri olan Yoongiyle bara geldiğini. Kimseeee. Ahh ahh. Peki. Onlodomm. Yb yarın atarım hafta içi tek tük gelir. Okuyan oylayan herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ama yorum yapın yorum.istiyorum beğğn.
Yine gereksiz kısmı bile okuyup üstelik sona gelen okuyucu seni seviyorum dnsjdksmxm...