Yağmurlu bir gündü ve bi o kadar da kasvetli... Her zamanki buluştuğumuz yere, yine erkenden gitmiştim elimde bir demet çiçekle. Yağmur onu beklediğim her saniye daha da şiddetli yağıyordu şehre. İçimde anlamlandıramadığım kötü bir his peydah olmuştu sebebsizce. Rüzgar ise tüm şehri yalayıp yutuyordu o kuvvetiyle... Gökgürültüleri karşıyordu yağmurun sesine. Ben yine bir ara saate baktım, buluşma saatini yarım saat geçmişti ama o hala gelmemişti. Yine içimde ki o kötü his bir anda boğazıma düğümleniverdi. Yağmur hala devam ediyordu ama o gelmiyordu. Telefonuma baktım sonra, aradım ama ulaşılamıyordu. Haber verirdi, böyle yapmazdı kesin işi çıkmıştır diyerek kendimi kandırmaya başladım sonra...
Yağmur hala etkisinden bir şey kaybetmeden yağmaya devam ediyordu. Etrafta yağmura yakalanan insanları izledim bir kaç dakika, sırf vakit geçirmek uğruna. Sonra yine saate baktım tam 1 saat geçmişti üstünden ama o hala gelmemişti. Yavaş yavaş alışmaya başladım boğazıma düğümlenen kötü hise, midemin bulanmasına. Artık pes etmiştim gelmeyecekti. Birden telefonuma mesaj geldi açtım hemen. Kısa ve öz olmuyor, yapamıyorum, ne seni ne kendimi üzmek istemiyorumlarla dolu mesajı bir çırpıda okudum. Kendi de onaylamıştı artık gelmeyeceğini. Elimde ki çiçeklerde solmuştu zaten beklemekten, diyerek geçiştirdim bende kendimi.
Aradan yıllar geçti sonra. Yine o buluştuğumuz yerin önünden geçiyordum yine o gün ki gibi bir hava vardı gökyüzünde. Benim onu beklediğim yerde biri vardı. Fark ettim ağlıyordu, gözyaşları yavaşça yağmura karışıyordu. Bir an içim burkuldu geçmişi hatırladım. Elinde şemsiye falan da yoktu sırılsıklam olmuştu yağan yağmurun altında. Yavaşça yanına yaklaşıp merhaba dedim. Merhaba dedi kafasını kaldırmadan. Neyiniz var ne oldu diye sordum sonra, birini bekliyorum hala gelmedi ama bir şeyim yok iyiyim ben dedi. Ve o an başını yerden kaldırdı. Beynimden vurulmuşa döndüm o an. Benim yıllar önce beklediğim kişi şimdi orda başka birini bekliyordu. O da beni hatırlamıştı. Ama ikimizde birbirimize bir şey söylemedik. İşte tam o anda telefonuna bir mesaj geldi. Açtı okudu, sonra tekrar okudu ve bir anda telefonu elinden yere düşürdü. Gözleri yine doldu ve ağlamaya kaldığı yerden devam etti. Anlamıştım oda bana yaptığı gibi kısa bir mesajla terk edilmişti. Gitme vaktim gelmişti elimde ki şemsiyeyi ona uzatıp, yağan yağmura aldırmadan ıslak kaldırımlara basa basa yoluma devam ettim. Yıllar önce ben de seni böyle beklemiştim ama sen beklediğime değmedin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlatamazsan, yazarsın...
PoetryAnlatamadığımız çok şey var. Benim, sizin, hepimizin... Çocukluğumdan beri anlatıp durduğum ama onların anlamadıkları duygular.. Anlatamadım ve anlamayacaklar.. O yüzden anlatamazsan, yazarsın dedim ve yazmaya başladım... Sizde yazın, hemen bugün, ş...