Önceleri mutluluğu yazamazdım ben daha doğrusu yazdığımı sanardım ama olmazdı... Hep karamsardım ben, karamsarlık üstüme tam oturan bir kıyafet gibiydi sanki. Yazılarıma sinmişti bu karamsarlık tıpkı gecenin karanlığının yeryüzüne inmesi gibi. Dipsiz bir kuyu, sonu olmayan bir uçurum gibi içimde bir boşluk vardı adeta hiç doldurulamayacak gibi...
Sen neredeydin şimdiye kadar?
Sonra seni tanıdım ben. Mutluluğu tanıdım seninle, yazılarımın, cümlelerimin en önemlisi de benim yüzüm güldü sayende. O doldurulmaz sandığım boşluk senle dolup taştı, senin gülüşünle, bakışlarınla tıklım tıklım sen oldum ben.... Mutluluk ve sen çaldı gönlümün kapısını bende ise bir deli telaşı... Gönlümü tozlu raflardan, sözlerimi, mutluluğumu kilitlenmiş sandıklardan çıkardın sen. Gönlümün kalın perdelerini çektin sen gülüşün güneş gibiydi gönlüme. Gülüşünün girmediği yere karamsarlık girermiş o yüzden sen hep gül gönlüme... Karamsarlık yok artık, mutsuzluğu yazmak yok çünkü sen varsın başlı başına mutluluksun benim için...
İyi ki geldin gönlüme, ömrüme... Bir ömür senle olunca karamsarlık uğramaz ki bizim kapımıza... Hoş geldin, hoş geldin sevdiğim seninle tattığım mutluluk dolu dünyama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlatamazsan, yazarsın...
PoetryAnlatamadığımız çok şey var. Benim, sizin, hepimizin... Çocukluğumdan beri anlatıp durduğum ama onların anlamadıkları duygular.. Anlatamadım ve anlamayacaklar.. O yüzden anlatamazsan, yazarsın dedim ve yazmaya başladım... Sizde yazın, hemen bugün, ş...