4.Bölüm

6K 416 57
                                    

Duru bir yandan elindeki kâğıda bakıyor bir yandan da adamın öz güveninin nereden geldiğini anlıyordu. Düşüncelerinden sıyrılıp tekrar yazılanlara odaklandı.

'Bir yıl önce nikahını terk edip Türkiye'ye döndükten sonra Bahreyn'e bir daha gitmedi, sınırları olan güçlü bir adam.'

Diğer kağıtta yazanlara bakmadan resimleri çıkarttı ve tezini doğruladı. Bu oydu ve Duru yine kedi gibi dört ayak üstüne düşmüştü.

"O iş kolay bende bil, elimi kolumu sallayarak yanına yaklaşacağım."

"O zaman güvenliğe adamları yerleştiriyorum. Rast gele..."

"Balıkların hepsi benim kovamda olacak bu işi oldu bil."

"Benden haber bekle gidişat hakkında tam bilgi vereceğim."

Duru, "Öyle ise ben kaçıyorum," dedi ve oradan ayrıldı.
**********
Evine gittiğinde tüm cesaretini toplayarak telefonu eline aldı ve Salman'dan gelen çağrıyı açtı, ilk önce sarıklı diye kaydetti ardından arama tuşuna basarak karşı taraftan açılmasını beklemeye başladı. Uzun bir çalmanın ardından açıldı ama ses gelmedi ve ilk konuşan Duru oldu.

"Neredesin?"

"Çok mu özledin?" diye alayla sordu.

Duru da aynı tonda, "Çok(!)" dedi.

"Ne oldu neden böyle yana yakıla beni arıyorsun?"

"Konuşmak istiyorum."

"Şirketteyim şu an."

"Dün konum attığın adrese geçersen oraya geliyorum."

"İki saat sonra."

Duru, "Pazarlı yapma gelmem!" dedi ama sonra hemen pişman oldu.

Salman'ın, "İşlerim var sen geç." demesiyle Duru, telefonu yüzüne kapattı ve televizyonu açıp karşısındaki koltuğa kıvrıdı. Madem öyle Duru da geç giderdi, küçük kral ya onun istediği olacaktı ama bu kez değil.

Akşam ezanının okunmasıyla telefonunun çalması aynı anda oldu, arayan sarıklıydı. Duru gayet sakin bir şekilde, "Ne var?" dedi.

"Hani geliyordun?"

"Seni bekleyeceğime senin beni beklemene karar verdim."

"Yeterince bekledim kalk ve gel."

"Yarın gelirim artık şimdi hiç havamda değilim."

Dediğinin anında yapılmasına alışmışolan prens, "Ben seni aldırmadan buraya gel." diye ufak bir emirde bulundu.

Duru yüzsüzlüğün dozunu artırarak, "Aldır vallaha gelemem." dedi.

"İyi in aşağıya adamlarım orada."

Duru içten içe gülerken, "Doğru kuyruklarımı unutmuştum." diyerek telefonu kapattı ve hazırlanıp aşağıya indi fakat onun hayal ettiği gibi adamlarıyla gitmedi. Duru'ya yakışacak şekilde motoruna bindi ve öyle gitti.

Güvenlik duvarını geçtikten sonra evin kapısına geldi, aralarındaki tanıdık yüzleri ise görmezden geldi. Ev demeye bin şahit lazımdı, saray yavrusuydu mübarek ama aldırış etmedi. Dünyanın bu nimetlerine gözlerini kapattı ve sabırla kapının açılmasını bekledi. O bekledi, kapı inatla açılmadı bu yüzden elini zile bastırdı ve çalmaya başladı kapı açılana kadar da durmaya niyeti yoktu. Kapıyı genç bir kız açtı, o an yaptığından utansa da içeri geçti. Hemen girişte yaşlı bir kadın çekimser bir tavırla ayakta bekliyordu, belli ki Duru'nun neden burada olduğunu düşünüyordu. Duru gülümseyerek içeri geçti.

Prensin KorumasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin