Bu kara ağaca bakakalmış olan ikizim Burçak:
-Aaaaaaaa, diyordu kekeleyerek ve korkarak. Ben de kuşa bakıyordum ki, Burçak'ın telefonunun aniden çalmasıyla beraber yerimizden sıçradık, Burçak yine çığlık attı.
-AAAAAAA!!!!
-AAAAAA!! N'oluyo be! Ödümü patlattın yav! Burçak gözünü sevem bağırma. Büşra orda mı?
-Ha, ne! He, evet burda. N'oldu mi?
-Burçak senin psikolojini artık gerçekten anlayamıyorum. 'Noldu mi' nedir yaa.
-Noldu Kuzey?
- Büçra'yı versene felefona. Üfff bak benimde dengemi bozdun. Büşra yerine 'Büçra' ; telefon yerine 'felefon' falan diyorum artık yani. Neyse. Sen ver bana Büşra'yı.
-Tamam tamam kızma. Al veriyorum.
-Alô. Efendim Kuzey kuzi?
-Büşra sensin di mi?
-Evet kuzen benim benim. Kulak zarına bişey olmadı umarım?
-Çok şükür. Allah başka dert vermesin ne diyim yani. Senin kulağın iyi mi?
-Evet, Rabbime bin şükür. Neyse, sen beni neden aradın onu söyle.
-Nasılsın diye de mi arayamayacak mıyım? Nasılsın?
-İyiyim ama değilim. Sen?
-Bende iyiyimm dee, o ne demek kız öyle?
-Boşver uzun birşey. Sağ çıkarsak anlatırım.
-Korkutuyorsun ama beni iyice. Neyse tamam üstelemeyeceğim. Burçak nasıl, iyi mi o da?
-İyi iyi. Merak etme sen bizi. Bizim biraz işimiz var da kapatıyorum o yüzden. Hoşçakal.
-Hoşçakal.
Ve gece olmuştu bile. Eve gidip uyuduk. Ve sabah olunca da üstümüzü giyinip tekrar aynı yere geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYDINLIK BİR GECE?
Horror+13 YAŞ! !GECE VAKTİ OKUYUN MÜMKÜNSE Öncelikle, bu kitabı okuyacak riski göze almaya var mısın? Varsan eğer, seni ayakta alkışlıyorum, Vallahi bravo :D Bu hikâyemde İnşallah, korkunç yazmayı becerebilirsem korkunç yazacağım. Şimdiden...