"Sabahleyin daha net konuşuruz. İyi geceler. Hadi uyuyalım." dedik.
*Uyudular...*
*Sabah oldu...*
Uyandığımda, yer sofrasına hazırlanmış olan kahvaltıyı ettik. Ve birden Anıl'ın telefonuna bir mesaj gelmişti. Mesajı içinden bir kere okuduktan sonra kendini küfretmemek için zor tuttuğu belliydi. "N'oldu?" diye sordu Burçak.-Yine o tehdit edenlerden geldi mesaj. Siz yiyin ben doydum, dedi Anıl.
-Sen de ye, hadi. Birkaç lokma birşey yedin zaten, dedim. Gerçekten de üç beş lokma birşeyler yemişti.
-Yok ya ben gerçekten doydum. Siz yiyin, Afiyet olsun, dedi tekrardan Anıl.
Burçak'ın kulağına fısıldayarak şu cümleyi kurdum:
-Burçak, bu Anıl varya hani, heh, işte, ben diyorum ki, bence biz buna birşey çaktırmadan şu eski dostunu bi' hizaya getirelim.
Burçak da bana fısıldayarak:
-Bencede. Hem Akça'nın durumuna da bakarız, dedikten sonra sanki Anıl bizim içimizden geçenleri okumuş gibi hafifçe bağırdı.
-Sakın! Sakın denemeyin böyle bişeyi! Tamam mı Büşra?! Tamam mı Burçak?!
-Neyi denemeyelim Anıl, diye birşey çaktırmamaya çalışaraktan sordum. Ve ekledim, "Sahiden, Anıl, neyi takas edeceksiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYDINLIK BİR GECE?
Horror+13 YAŞ! !GECE VAKTİ OKUYUN MÜMKÜNSE Öncelikle, bu kitabı okuyacak riski göze almaya var mısın? Varsan eğer, seni ayakta alkışlıyorum, Vallahi bravo :D Bu hikâyemde İnşallah, korkunç yazmayı becerebilirsem korkunç yazacağım. Şimdiden...