Günler sanki geçmek bilmiyordu. Haraç Geçidinden sonra haraçlar bir tür eğitim sürecine alınmıştı. Bu süre zarfında Katniss'i televizyonda göremezdim.
Geçen her gün ilk gün ki gibi acı doluydu. Katniss'i herkes çok özlüyordu. Her gün Clara ve Prim'in yanına gidiyordum. Üzüntümüz hiç dinmemişti. İlk gün ki gibi hissediyorduk. İyi değildik. Zaten iyi olmamız için bir sebep yoktu.
Clara, Katniss'in babası öldükten sonra bir tür depresyona girmişti. Açıkçası yine öyle olmasını bekliyordum. Ama olmamıştı. Clara bu sefer güçlü gözükmeye çalışıyordu. Katniss ona her ne dediyse işe yaramıştı.
Bu gece notlar açıklanacaktı. Yaklaşık bir haftadır Katniss yoktu. Günümü genelde ormanda geçiriyordum. Avlanıp kafamı dağıtmak istiyordum ama bu yetmiyordu. Avlanmak bile sıkıntılıydı. Katniss yokken hiçbir şeyin tadı yoktu. Her yer, her şey bana onu hatırlatıyordu.
Bu akşam onu televizyonda görecektim. Yarın akşam da mülakatlar vardı ama ondan sonra...
Zamanın hem geçmesini istiyordum, hem de geçmemesini. Bu kâbus gibi günler bir an önce bitsin istiyordum ama bir yandan da zaman geçtikçe Katniss'in o arenaya daha fazla yaklaştığını biliyordum. Ölümcül arenada ne olacağını kim bilebilirdi?
Eve uğradım. Annem Posy'yi başka bir odaya yollamıştı. Açlık Oyunları ile ilgili bir şey olduğu zaman onu yanımızda tutmazdık.
Annem,'’Bu akşam notlar açıklanacak,'' dedi. Evet dercesine kafamı salladım. Rory ve Vick'de sıkıntılı bir şekilde yanımızda oturuyordu.
Rory, ''Katniss arenadayken okula gitmek çok zor olacak,'' Okul tamamen aklımdan çıkmıştı. Bir de okul denen o lanet şey vardı. Okula gitmek yeterince sıkıntılıydı üstüne bir de bu olay ekleniyordu.
''Prim okula gidecek mi?'' dedi Rory.
''Okul zaten genelde tatil oluyor,'' dedi annem. Bu doğruydu. Açlık Oyunları varken okul genelde tatil olurdu.
'' Prim’in gidip gitmemesi önemli değil, eğer tatil olmazsa siz gideceksiniz,'' dedim. Tatil olma ihtimali o kadar yüksektiki bu konuşma bile bana saçma geliyordu.
Evden çıkıp Katniss'in evine gittim. Prim ve Clara ile her zaman ki sohbetimizi yaptık. Clara yiyecek bir şeyler hazırlamaya gitti. Prim ve ben televizyonun karşısında oturuyorduk.
Prim, ''Acaba Katniss ne yaptı?'' dedi.
'’Ok ve yay ile bir şey yapmıştır herhalde,'' dedim. Konuşurken Prim'in yüzüne bakmamıştım. Yere bakıyordum.
''Acaba arena da ok ve yay olacak mı?'' dedi.
'’Göreceğiz,'' dedim. Bu akşam canım konuşmak istemiyordu. Prim'de bunu anlamıştı. Korkuyordum. Katniss yüksek bir not almalıydı.
Yaklaşık bir saat kadar sonra notlar açıklanmaya başladı. Herkes gözünü televizyona dikmişti. Evde Ceaser Flickerman’nın sesi dışında hiç ses yoktu.
Kariyer haraçları yüksek notlar almıştı. Bu beklenen bir şeydi. Peeta okundu. Sekiz almıştı. Sıra Katniss'e gelmişti. Prim'in vücudunun titrediğini hissedebiliyordum. Ve o an da televizyonda on bir sayısı belirdi.
Prim küçük bir çığlık attı. On bir mi? On bir!
Prim sevinçle Clara'ya sarıldı. Yüzümde bir gülümseme belirdi. En yüksek not Katniss'indi. Prim karşıma geçti. Kollarını boynuma doladı. Oturduğum için neredeyse aynı boydaydık. Ona sarıldım. Bana sarılmayı biraz sonra bıraktı.
''İnanabiliyor musun Gale? On bir puan!'' dedi heyecanla. İnanıyordum. Katniss’e güveniyordum.
''Katniss'e güvenmen gerektiğini söylemiştim,'' dedim. Gülümsedim.
Clara, ''O ateşli elbisesi, sonra bu puan... Anlaşılan Katniss'in iyi sponsorları olacak,'' dedi.
''Kesinlikle. Buna eminim...'' dedim. Bir süre daha orada kaldıktan sonra eve döndüm.
Kapıyı annem açtı. Yüzünde tebessüm vardı.
''On bir puan!'' dedi mutlulukla. ''On bir puan!'' dedim. 12. Mıntıka'da böyle şeylerin olması olası değildi.
Ertesi gün yine ormana gidip avlandım. Saatler sonra avladıklarımı takas etmek için mıntıka meydanına gittim. Herkesin dilinde Katniss vardı. Yıllardır 12. Mıntıka'da görülmeyen şey bu sene olmuştu. Mıntıka halkı az da olsa bu duruma seviniyordu.
Akşam mülakatları izlemek üzere yine Clara ve Prim'in yanına gittim. Dünkü yayın bize pek bir şey ifade etmemişti. O tek akşamlık bir sevinçti. Yarın Katniss ölüme gidecekti.
Mülakatlar başladı. Kariyer haraçları her zaman olduğu gibi kendilerine güvenerek konuşuyorlardı. Adeta diğer haraçların gözünü korkutmaya çalışıyorlardı. Bence başarıyorlardı.
Sonunda Katniss'i anons ettiler. Sahneye çıktı. Günler sonra onu görebilmek büyük bir mutluluktu.
''Çok güzel olmuş,'' dedi Prim büyülenmiş gibi. Katniss başta biraz bocaladı. Sonra Ceaser'la sohbete girdiler. Katniss bu gece ki elbisesinde de alev olduğunu söyledi. Dönmeye başladı. Gerçekten elbisesinden alevler çıkıyormuş gibi görünüyordu. Sponsorları etkilemeyi çoktan başarmıştı. Sonunda konu Prim'e geldi. Katniss, Prim'den bahsedip onu her şeyden çok sevdiğini söyledi. Prim'e baktım. Yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Clara'nın da gözleri yaşarmıştı.
Katniss'in süresi dolunca sahneye Peeta çıktı. Ceaser ile birkaç espri yaptılar ama umurumda değildi. Ceaser, Peeta'ya özel bir kız olup olmadığını sordu. Bunun cevabını merak ediyordum. Ne de olsa bizim mıntıkanın haracıydı. Sonunda Peeta özel bir kız olduğunu söyledi. Ceaser ona kazanıp geri dönmesini söyledi. Peeta'da bunun işe yaramayacağını söyledi. Ceaser nedenini sordu.
Peeta adeta kekeleyerek'' Çünkü... Benimle birlikte o da buraya geldi,'' dedi. Üçümüzde televizyona bakıyorduk. Anlayamamıştım. Ne demek istiyordu?
Prim ve Clara'nın ağızları şaşkınlıktan açık kalmıştı.
O anda anladım. Bahsettiği kişi Katniss'ti. Peeta tüm Panem'e Catnip'ime âşık olduğunu ilan etmişti. Benim Catnip’ime…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gale'in Gözünden Açlık Oyunları
FanfictionKitapları hepimiz okuduk. Ama her zaman Katniss'in ne düşündüğünü ve hisettiğini gördük. Bir de Gale'in hissetiklerini görmeliyiz bence. Onun ne zaman mutlu olduğunu, acı çektiğini, Katniss hakkındaki düşüncelerini görmek için hikayeye göz atmanız y...