Gale'in Gözünden Açlık Oyunları-26

1.7K 85 20
                                    

Karanlık. Yer altı. Tozlar. Sıcak. Havasız. Maden. Babam. 

Babam oradaydı. Gözlerinin içinin gülüşü, karanlıkta güneş gibi hissediliyordu. Eliyle bana gel işareti yaptı. Ona yaklaştığım her adımda sanki o benden üç adım uzaklaşıyordu. ''Baba?'' 

''Gale,'' dedi ve o anda yer sarsıldı. Yukarıdan taşlar dökülüyordu. Maden çöküyordu.

''Çıkmalıyız buradan baba!'' diye bağırdım. On dört yaşında ki bir çocuk babasını nasıl kurtarabilirdi bilmiyordum. Elimi ona doğru uzattım. ''Hadi!'' 

Elimi belki de tutabilirdi. Ama tutmadı. Gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsüyordu. ''Onlara iyi bak,'' dedi ve aramıza giren bir kaya yüzünden onu göremez oldum. 

''Baba!'' diye bağırdım. ''Hayır, gidemezsin.'' 

''Baba!'' diye bağırarak uyandım. Gerçekten madende miydim? Gözlerimi kapatıp açtım ve buranın madenden biraz daha aydınlık bir yer olduğunu gördüm. Çevreme bakındım. Evimdeydim. 

Nefes nefeseydim ve terlemiştim. Bu kâbusu daha kaç defa görmem gerekiyordu? Babamın ölümünü daha kaç defa yaşamam gerekiyordu? Bu kâbusu ilk gördüğüm gün ki gibi titriyordum. Her gördüğümde aynı korkuyu yaşıyordum.

''Gale?'' 

Yataktan doğruldum. Bu annemdi. Kardeşlerim uyanmamıştı ama anlaşılan annemi uyandırmıştım.

''İyi misin, Gale?'' diye fısıldadı annem. O da kendi yatağında doğrulmuş bana bakıyordu.

Nefesimi kontrol etmeye çalışarak, ''Seni uyandırdığım için üzgünüm anne,'' diye fısıldadım.

''Kâbus mu gördün?'' dedi annem fısıltıyla.

''Evet,'' diye fısıldadım. ''Sorun yok anne. Seni uyandırdığım için özür dilerim. Lütfen uyumaya devam et.'' 

''Tamam,'' dedi ve geri yatıp Posy'ye sarıldı. Bende yeniden yatağa uzandım. Titremem hala geçmemişti. Kalbim deli gibi atıyordu.

On dakika kadar yatağımda dönüp durduktan sonra uyuyamayacağımı anlamıştım. Annem uyumuştu. Yataktan kalkıp pencereye gittim. Güneş henüz yeni doğuyordu. 

Hazırlanıp ormana gittim. Ok kılıfını ve yayı aldım. Birkaç metre yürüdüm ve düşercesine kendimi yere attım. Bir ağaca yaslanıp gördüğüm rüyadan kurtulmaya çalıştım. Temiz havayı içime çektim. Madende çalışacağım günler beni gerçekten korkutuyordu. Eğer bana da bir şey olursa aileme kim bakardı?

Güneş yüzünü yavaşça gösterirken kendimi ayağa kalkmaya zorladım. Tuzaklar kurdum, yürüyüş yaptım ve avlandım. Bugünlerin tadını çıkarmak istiyordum çünkü çok yakın bir zamanda hayat bulduğum bu şeyleri yapmak için hiç vaktim olmayacaktı.

Bugün orman çok bereketliydi. Bu yüzden bir şeyler toplama fırsatı da buldum. Biraz dinlendikten sonra tuzaklarda ki hayvanları toplayarak dönüş yoluna geçtim. 

Öncelikle Hob'a uğradım. Orada ki dostlarımla biraz sohbet edip, avladıklarımı ve topladıklarımı takas ettim veya sattım. Hob'da ki küçük televizyondan Katniss'in henüz uyanmamış olduğunu gördüm. 

Daha sonra belediye başkanının evinin arka kapısına gittim. Madge ile 'arkadaş' olduğumuz andan beri görüşmüyorduk. Çilekleri satmak için ikimizde sanırım bununla yüzleşmek zorundaydık.

Kapıyı çaldım. Kapa açıldığında yere bakıyordum. Başımı henüz kaldırmadan, ''Merhaba Madge...'' dedim duraksadım. Çünkü kapıyı açan Madge değildi. Sanırım onlar için çalışanlardan biriydi.

Gale'in Gözünden Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin