Hatırlıyordum. Hiç unutmamıştım. Babamın ölümü dün gibi gözümün önündeydi. Kâbuslarıma konu oluyordu. O günden beri hiç ağlamamıştım. Bugüne kadar. Evet, beni, aile reisi Gale'i, mıntıkanın güçlü çocuğunu bir ölüm bir de aşk ağlatmıştı.
Acaba Katniss'in, Peeta'yı öpüşü de kâbuslarıma girer miydi? Arenaya gittiğinden beri, kazanacağına inandığım için ölümüyle ilgili neredeyse hiç kâbus görmemiştim. Buna hala inanıyordum. Kâbuslarıma konu olacak konu o değildi. Kâbuslarıma Katniss'i, kaybedeceğim ekleniyordu. Belki de hiç peşimi bırakmayacaktı.
O ağacın dibinden kalkacak gücü bir-iki saat sonra buldum. Ormanın derinliklerine doğru yürüyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Ayaklarım beni sürüklüyordu. Bir süre sonra durdum. Dağılmıştım. Başımı kaldırdım ve havanın neredeyse kararmış olduğunu gördüm. Kaç saattir yürüyordum? Ayaklarım ağrımıştı. Olduğum yere çöktüm. Elim çok kötüydü. O ağaca yumruk atmak akıl işi değildi. Sığ bir kaynak buldum. Kan içinde olan elimi yıkadım. Daha sonra soğuk suyu yüzüme vurdum. Bu kendime gelmemi sağlamıştı.
Ormandan çıktım. Hava kararmıştı. Eve gittim. Annem kapıda belirdi. Hızla bana sarıldı.
''Gale, neredesin sen? Çok merak ettim,'' dedi. Sesinden telaşı belli oluyordu.
Sarılmayı bıraktık. '’Nerede olabilirim anne? Ormandaydım,'' dedim. ''Her zaman olduğu gibi,''
''Öyle ama…'' dedi annem. Devamını getirmedi. Pekâlâ, ortada normal bir şey yoktu. Bugün olanlardan sonra normal olan annemin telaşlanmasıydı. Ama hiçbir şey yokmuş gibi davrandım.
Annem, ''Gale,'' diye haykırdı. Bileğimi hafifçe, sanki uçup gidecekmiş gibi tuttu. ''Eline ne oldu?''
''Önemli bir şey değil... Çarptım,'' dedim. Annem, inanmadığını gösteren bakışlarla bana baktı.
Etrafına bakındı. ''Rory ve Vick nerede?'' dedi.
''Evde değiller mi?'' dedim.
Annem, ''Onları sana bakması için Katniss'in evine gönderdim. Çabuk sende oraya git. Clara eline baksın,'' dedi. ''Hadi, Gale çabuk.'' Telaşlıydı ve benim için kaygılanıyordu.
Katniss'in evine gittim. İçeri girince evdeki çocuklar çevremde toplandı.
''Neredeydin?'' dedi Rory. Hepsi merakla ne diyeceğimi bekliyordu.
Her şey çok normalmiş gibi, ''Ormandaydım.'' dedim.
Prim, ''Gale, eline ne oldu?'' dedi telaşla. Elime dokunmadı. O öyle deyince herkes elime baktı ve Clara yanımıza geldi.
''Çarptım,'' dedim. Dört çift inanmaz göz bana bakıyordu. ''Ormanda oldu.'' Kimsenin kurcalayacak hali yoktu. Clara, beni tekli koltuklardan birine oturttu. Prim sığ, kova gibi bir şeye ılık su hazırladı. Clara, öncelikle elimi temizledi. Sonra merhem sürdü. En sonunda bir bandajla elimi sardı.
''Teşekkürler,'' dedim. Bana baktı gülümsedi. Karşımda ki tekli koltuğa oturdu. Çocuklarda büyük koltuğa birlikte oturdular.
Evde sessizlik vardı. Herkes yere bakıyordu. Prim, sessizliği bozdu ve hepimizin aklındaki düşünceyi dile getirdi. ''Demek artık kuzeniz.''
Herkes ona döndü. Bu sefer ki sessizliği Rory bozdu. ''Biz kuzen değiliz.''
Prim, Rory'e döndü. ''Ama Rory,'' dedi Prim. ''Herkes böyle biliyor. Neredeyse tüm ülke.''
Rory, ''İsterse tüm dünya bilsin. Bu gerçeği değiştirmez,'' dedi. Öfkeliydi. Sanki o da hayal kırıklığına uğramıştı. Herkes tekrar başını eğdi. Ama Rory hala Prim'e bakıyordu. O bakışı...
Bir Hawthorne erkeği daha mı Everdeen kızına âşık olmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gale'in Gözünden Açlık Oyunları
FanficKitapları hepimiz okuduk. Ama her zaman Katniss'in ne düşündüğünü ve hisettiğini gördük. Bir de Gale'in hissetiklerini görmeliyiz bence. Onun ne zaman mutlu olduğunu, acı çektiğini, Katniss hakkındaki düşüncelerini görmek için hikayeye göz atmanız y...