-6-

606 19 7
                                    

Sabah kendimi yumuşacık yatakta buldum. Ben en son ne yapıyordum? Evet Justin bana o sözleri söyleyip gitmişti ve bende hemen kendimi yatağa atmıştım. Gerçekten onu etkiliyor muydum? Bana cılız demişti ve sonra onu deli ettiğimi söylemişti. Herneyse. Sanırım artık iyi birisi olmuştu. Bana artık işkence etceğini sanmıyorum. Bunun mutluluğuyla aşağı indim. İnmemle yüzümün solması bir olmuştu. Justin bir kızla yiyişiyordu. Kızın sürtük olduğundan adım gibi emindim.

Onları rahatsız etmeden mutfağa geçip su içtim. Ve sonra yavaş adımlarla yukarı çıkıyordum ki...

"Bu kim aşkım?" Diye vıcık vıcık bir ses duymamla olduğun yerde durdum. "Yoksa sevgilin mi? BENİ NASIL ALDATIRSIN?!" diyip Justin'e tokat atıp kapıyı çarparak çıktı.

"Dess seni.. Seni AH TANRIM ÖLDÜRECEĞİM!!" Öyle bir bağırdı ki yerimden sıçradım. Saçımdan tutup yere fırlatıp tekme attı sonra kolumdan tutarak bodruma indirdi. Beni zorla yataktan daha sert olan birşeye sıkıca bağladı. Lütfen düşüneceğim şey olmasın lütfen lütfen lütfen dedim kendi kendime. Justin, kızgın demiri ateşe sokup bana yaklaştırdı ve tişörtümü yırttı. Ve karnıma bastırdı. Çok büyük bir çığlık attım. Canım çok yanıyordu. Gözyaşlarımdan hiçbirşey göremiyordum. Justin demiri çekti ve alayla sırıttı. Bir beze sabun döküp yarayı sürttü. Ölüm acısı gibiydi. Çok kötüydü. Sanki derimi binlerce kez çekip koparıyorlarmış gibi. Bilerek canımın yanması için sürtüyordu. Deli gibi ağlıyor ve bağırıyordum. Ölmek istiyordum. Sigarasını yaktı ve dumanını yarama üfledi. O kadar acıdan sonra bu çok hafifti. Yaram hala sızlıyor ağrıyor ve yanıyordu. "ÖLDÜR BENİ." diye bağırdığımı sanıyordum ama acıdan sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Hiç konuşmuyordu. Acımı geçirmek için şarkı mırıldandım. Ben hep yere düştüğümde, dizim kanadığında, canım acıdığında babam bana bunu yapardı ve bu beni rahatlatırdı. Keşke tek rahatlamam gereken acı çektiğim zaman yere düştüğüm zaman olsaydı diye düşündüm. Gerçekten özlemiştim küçüklüğümü küçük masum Hope'yi, acı çekmeyen Hope'yi, babası olan Hope'yi gerçekten çok özlemiştim. Gözümden akan yaşlara aldırmadan mırıldandım:

I've been ignoring this big lump in my throat

Boğazımda ki bu büyük yumruyu görmezden geliyordum,

I shouldn't be crying, tears were for the weak

Ağlamamalıyım, gözyaşları güçsüzler içindir,

The days I'm stronger, know what, so I say

Güçlü olduğum günler, ne olduğunu biliyorum, ve diyorum ki

That's something's missing

Bir şeyler eksik

Whatever it is, it feels like it's laughing at me through the glass of a two-sided mirror

Her neyse bu iki yönlü aynanın içinden sanki bana gülüyormuş gibi hissettiriyor

Whatever it is, it's just laughing at me

Her neyse bu, sadece bana gülüyor

And I just wanna scream

Ve sadece bağırmak istiyorum

There's no one to call cause I'm just playing games with them all

Arayacak kimsem yok çünkü onların hepsiyle oyunlar oynuyordum,

The more I swear I'm happy, the more that I'm feeling alone

Ne kadar çok mutluyum dersem, o kadar çok yalnız hissettim

Cause I spent every hour just going through the motions

Çünkü her saatimi hareket ederek geçiriyorum

I can't even get the emotions to come out

Duygularımı bile dışa vuramıyorum,

Dry as a bone, but I just wanna shout

Kemik kadar kuruyum, ama sadece bağırmak istiyorum

What now? I just can't figure it out

Şimdi ne olacak? Bir türlü anlamıyorum,

What now? I guess I'll just wait it out

Şimdi ne olacak? Sanırım birazcık bekleyeceğim

What now? Woah, what now?

Şimdi ne olacak? Şimdi ne olacak?

I found the one, he changed my life

O'nu buldum, hayatımı değiştirdi

But was it me that changed

Ama değişen ben miydim,

And he just happened to come at the right time

Ve o sadece doğru zamanda gelen kişi miydi?

I'm supposed to be in love

Aşık olmam gerekiyordu,

But I'm not mugging

Ama ben değilim.

What now? I just can't figure it out

Şimdi ne olacak? Bir türlü anlamıyorum,

What now? I guess I'll just wait it out

Şimdi ne olacak? Sanırım birazcık bekleyeceğim

What now? Please tell me

Şimdi ne olacak? Lütfen söyle

What now?

Şimdi ne olacak?

I don't know where to go

Nereye gitsem bilmiyorum

I don't know what to feel

Nasıl hissetsem bilmiyorum

I don't know how to cry

Nasıl ağlayacağım bilmiyorum

I don't know ow ow why

Neden bilmiyorum

I don't know where to go

So what now?

Peki şimdi ne olacak?

Görüşüm çok bulanıktı. "Beni kızdırmamalıydın Dess. Ölüm günün yaklaşıyor. Çok az kaldı."

TORTUREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin