Kalbim küt küt atıyordu. Dilara ve Selin içeri girmişlerdi. Ben de onları takip ettim. İçeride fazla eşya yoktu. İlk katında bir koltuk, küçük bir çekmece, kırık bir ayna ve yırtılmış bir halı vardı. Erkekler üst katı incelemeye gitmişlerdi. Biz kızlar da altta bir sağa bir sola dolaşıyorduk. Sonra da Selin:
"Ee, siz hangi katta uyuyacaksınız?"
Selin de Dilarayla aynı yaştaydı. Dilara:
"Bilmem. Herkes nerede uyursa ben de orada uyurum."
Ben de Dilarayla aynı fikirdeyim. Herkesten ayrı bir yerde uyuma niyetinde değildim. Sonra da mutfağı inceleyip, erkeklerin yanına -yukarı- çıktık. Yukarıda da fazla eşya yoktu. Sadece eski bir dolap, yatak, aynalı makyaj masası ve yırtılmış kitaplarla dolu bir kitaplık vardı. Odalardan birinde ise hiç eşya yoktu. Biz -kızlar- şu boş olan odada kalalım istedik. Erkekler de kabul ettiler. Herkes eşyalarını yerleştirdi sonra da bir şeyler atıştırdık. Dilara; ıspanaklı börek, Mert; meyve, Anıl; cips, Selin; hepimize birer tane poğaça, Burak; hepimize yetecek kadar meyve suyu, ben de bisküvi getirmiştim. Sonra da tekrar alt kata inip oturma odasına geçtik. Ben, Dilara, Mert ve Burak koltuğa oturmuştuk. Anıl ve Selin de mutfaktan sandalye getirmeye gitmişlerdi. Zaten biri ne yaparsa öbürü de aynısını yapıyor. Onlar da gelince sohbete başlamıştık. Herkes neler hissettiğini anlatıyordu. Sonra Selin:
"Şu halı benim sinirimi bozuyor. Onu oradan kaldırmalıyım." Anıl:
"Ben sana yardım ederim."
Yine Anıl Selin için bir şeyler yapıyordu. Ayağa kalkıp biri halının bir ucundan tuttu öbürü de öbür ucundan. Sonra da onu yukarı kaldırıp bir köşeye attılar. Onu kaldırdıkları sırada gözlerime inanamadım.
Halının olduğu yerde gizli bir kapı vardı. O sırada şok oldum.
"Kesin kilitlidir."
Ben bunları söylediğim an Burak yerinden kalktı ve o kapıya yöneldi. Sonra da o kapının başında eğilip açmayı denedi. Ve kapı açılmıştı.
"Açıldı!"
O sırada herkes çok heyecanlanmıştı ve birbirimize bakıp duruyorduk. Çok geçmeden ne istediklerini anlamıştım. O kapıya gireceklerdi. Bu durumda biraz kararsızdım. Bir yanım içeri girmezse meraktan çatlar, öbür yanım ise içeri girme niyetinde hiç değildi. Sonra herkes ayağa kalktı ve merdivenlere doğru yürümeye başladı. Amaçlarını anlamıştım. Ben de onları takip ettim ve herkes fenerini çıkarırken ben Harry Potter kitabımı çıkardım ve köşeye oturup kaldığım sayfayı açtım. O sırada Dilara bana döndü.
"Sen gelmiyor musun?"
"İstediğimi pek sanmıyorum ama hala kararsızım."
Gözlerimi kitaptan ayırdığım zaman herkesin bana baktığını gördüm.
"Biz hepimiz giriyoruz. Gelmezsen burada yalnız kalırsın."
Mert beni tehdit etmeyi nasıl da başarıyordu ya.
"Tamam, tamam geliyorum."
Ayağa kalktım ve çantama doğru yürüdüm. İçinden fenerimi çıkardım ve herkesle beraber aşağı indim. O kapının önünde sıraya girdik. En önde Burak sonra Selin sonra Mert sonra ben sonra Dilara ve en arkada da Anıl vardı. Burak merdivenlerden aşağı inmeye başlamıştı bile. Selin de onu takip etti. Daha sonra da Mert aşağı inip gözden kayboluncaya kadar bekledim. Çok fazla heyecanlanmıştım. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Birkaç kez nefes alıp verdim ve aşağı inmeye başladım. Aynı zamanda titriyordum... Sadece nedensizce titriyordum. Herhalde heyecandan olmalıydı. Aşağıda garip bir koku vardı. Her adımımda koku daha da keskinleşiyordu. O kokunun neden geldiğini merdivenleri inmeyi bitirince anlamıştım. Orası bir laboratuvardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilmiş Köşk'te Bir Gece
FantasíaRekor: fantastik içinde #62 & #34 merak// Onunla aynı sokakta oturan, ondan 2-3 yaş büyük olan arkadaşları, Burcu'yu onların sokağında bulunan terk edilmiş Köşk'te bir gece geçirmek için çağırıyorlar. Burcu da onların isteklerini kabul edip onlarla...