Gerçekten adil mi bu? Güçsüzler, güçlüler tarafından ezilmek, hor görünmek, çiğnenmek, hakarete uğramak, dayak yemek, alay edilmek zorundalar mıydı?
“ Hayır, Bu adil değil. “ diye bağırdım oturduğum masada. Yanımda olan birkaç kişi bana dönüp şaşkınca baktığında utancımdan hızla başımı eğmek zorunda kalmıştım. Yanımdakilerle birlikte Kris’de sesimi duymuş olacak ki “ Luhan “ diye bağırdı sinirle. Hızla başımı kaldırıp ona baktım. Yakasından tuttuğu çocuğu ileri doğru iterek üzerime doğru yürümeye başlamıştı bile kısa süre içinde.
Kris, ondan çok daha zayıf olan çocukların paralarını zorla tırtıklıyordu her zaman ki gibi. Evet bu bana göre adil değildi. Hemde hiç değildi. Ama istediğim son şey abim Kris'in bana bulaşmasıydı elbette ki. Masanın üzerinde duran çantamı kaptığım gibi kapıya doğru koştum. Barın arka kapısı bana daha yakın olduğu için o tarafa doğru gitmek zorunda kaldım. Kapıyı dışarı doğru aniden açınca içeri girmeye çalışan birine sertçe çarmıştım ne yazık ki. Ben birkaç adım geri giderken kapıyı vurduğum genç, olduğu yerden bana şaşkınca bakıyordu. Bir süre sonra arkamdan koşmakta olan Kris aklıma gelince kapıyı bırakarak tekrar koşmaya başladım. Önümde duran küçük kaldırımdan atlayarak, caddenin karşısında ki boş taksiye yetişebilmek için daha da hızlandırdım kendimi. Taksinin kapısını hızla açarak kendimi içeriye attım son anda. Taksici korkmuş gözlerle bana bakarken Kris’de hızla bana yaklaşmaya devam ediyordu .
“ Han Gang sokağı 2112 B “ dedim soluk soluğa orta yaşlı taksiciye. Taksici şaşkınlığını sürdürürken başını salladı ve arabayı gazladı. Kris’in arkamda kaldığını görünce büyük bir rahatlamayla birlikte iç çekip başımı geriye doğru yasladım. Beni kesinlikle anneme söyleyecekti. Camdan dışarıyı izlerken telefonumdan gelen ‘ bip ‘ sesiyle elimi çantamdan içeri sokup gelen mesaja baktım.
~ Seni karpuz kafalı , eve gelince sana soracağım. Burada ne işin vardı senin? ~
Cidden hapı yutmuştum. Bana karpuz kafalı dediğine göre.
~ Sen eve gelince görürsün karpuz kafalı kimmiş . Anneme ne yaptığını söyleyeceğim. ~
Taksi sonunda eve geldiğinde çantamın önündeki cüzdanımı çıkarıp taksiciye tutan miktarı uzattıp rahat bir şekilde indim. Bahçeye adım atmıştım ki arkamda duyduğum ve iyi tanıdığım gürültülü motor sesiyle kapıya doğru koşmaya başladım hızla. 'Nerde benim anahtarım? ' Çantamı tekrar açtım ama anahtarımı çıkarmamla düşürmem bir oldu yaşadığım telaş yüzünden.
“ Yakaladım seni “ dedi Kris tek eliyle ensemden tutarak.
“ Yaa ~ “ diye bağırdım koca elinden kurtulmak için. Ensemi öyle bir kavramıştı ki neredeyse iki büklüm çıkacaktım elinden.
“ Seni yakalayamayacağımı mı sandın? Aynı evde yaşıyoruz biz gerizekalı. " Kris yere düşürdüğüm anahtarımı alarak kapıyı açtı ve beni içeri doğru ittirdi. Sırtımda ki çantamı koltuğun üzerine attıktan sonra ellerimi belime koyarak ona kafa tutmaya çalıştım.
“ Senin bizim barda ne işin vardı? Sana o tür yerlere gitmeni yasaklaşmıştı annem ve büyükbabam. “ diyerek kendini tekli koltuklardan birine attı.
“ B- be – ben sadece seni görmeye gelmiştim. “ Sesimde ki masum tını onu inandırmaya yetmedi tabi ki. Kris kısık gözleri ardından konuştu tekrar.
“ Beni görmeye mi yoksa , Chanyeol'u dinlemeye mi ? “ Onun adını duyunca sehpanın üzerindeki çiçeği hızla yerinden kaldırarak ona fırlattım. Vazonun içindeki pis su üzerine dökülünce feryat figan oturduğu yerden kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luhan'ın Büyülü Defteri (✓)
FanfictionJapon animesi " Desu Notu ( Death Note ) " ' dan alıntıdır . İçeriği benzememekle birlikte aynı olan tek tarafı sadece defterdir. Karakterler , konu ve birçok şey daha değişiktir .