Okul kapısından gizlice çıkıp kendimizi sokağa attıktan sonra önüme geçip durdurdu beni.
“ Luhan , şekerlemede alırız değil mi ? Lütfen, lütfen, lütfen.” diyerek yalvardı yerinde tepinmeye başlamadan önce.
“ Adımı nerden biliyorsun ? Sana söylemedim ki “ dedim şaşırarak.
“ Ben melek Sehun , senin hakkında her şeyi biliyorum Lu han. “ Bunu öyle bir sesle, öyle bir bakışla söylemişti ki korkarak bir , iki adım geri gittim . Birkaç saniye sonra “ Hadi ama gitmiyor muyuz ? “ diye eski haline dönünce , onda bir kişilik bozukluğu olduğunu anlamıştım sonunda.
“ Tamam “ diyerek bende onun peşinden koşmaya başladım .
“ Wooaaw . !! “ diye bağırdı Sehun gözlerini karşımızdaki şekerleme dükkanından ayırmayarak . “ Bunlarda harika duruyorlar “ Elindeki , cebindeki ve hatta benim çantamdaki şekerlemeleri hiçe sayarak önündeki dükkana girerken sıkıca kavradım kolundan onu durdurmak için .
“ Dur artık . Yeteri kadar aldık zaten . Hem paramda kalmadı. “ elimdeki biraz önce dolu olan ama karşımda ki aptal yüzünden şimdi boşalan cüzdanımı açıp gösterdim ona.Benim cüzdanım hiç boş olmazdı ki ! Onu durdurmama dudak büzerek cevap verdi karşılık olarak . Zaten bütün paramı bu surat ifadesi yüzünden harcamıştım. Kıramıyordum kimseyi ne yazık ki. “ Ya ~ bakma öyle. Param kalmadı diyorum. Hem eve nasıl gideceğim onu düşünmem gerekiyor şimdi benim. “ Ayağımı ritim tutarak yere vururken bir fikirle hemen önüme atladı.
“ Deftere yazsan ! “ Sıkkınlıkla bir iç çekip tekrar ona baktım. Başka bir fikir verseydi şaşırırdım.
“ Eve nasıl gideceğimi mi? “ diyince Sehun'un yüzündeki ışıltı söndü biranda.
“ Tabi ki de hayır. Şekerlemeleri diyorum. “ dedi heyecanla, bir eliyle dükkanı işaret ederken. Bu bencilliği karşısında sadece ağzım açık kaldı. Beni dinlemiyormuş bile! Elini uzatıp defterin içinde olduğu çantamı işaret etti daha sonra. Ona kızgın olduğumdan hızla çektim kendimi geriye doğru. Tıpkı küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Şimdilik istediğini yapmazsam söz dinler duruma sokabilirdim yavaş yavaş. Galiba !
“ Bencil “ diye tısladım iki dudağımın arasından gözlerim kısık bir şekilde ona bakarken. Ben onun yüzünden bu durumdayken o hala kendini düşünüyordu. ' Gerçekten bencil. '
“ Deli “ iki elini göğsünde birleştirdi ve arkasındaki kocaman saksıya oturdu.
“ Deli mi? ” şaşkınlıktan ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırmıştım. Onun için bütün paramı harcamışken bana teşekkür edeceği yere hakaret ediyordu. “ Sensin o deli. Şu haline bir bak önce. “ diyerek üzerindeki döküntülere çevirdim gözlerimi. Kareli, bol, kolları dirseklere kadar kıvrılmış yeşil bir gömlek üzerinde kahverengiye yakın bir renkte olan ince bir yelek, neredeyse yıpranmaya yüz tutmuş, bazı yerlerinde yırtıklar olan bir kot pantolon, birbirine girmiş karışık hatta darmadağınık saçlar. Benim , üzerindekilere yüzümü buruşturarak baktığımı görünce ayağa kalkıp kendini incelemeye başladı .
“ Bunları birinden ödünç aldım. “
“ Evsizlerle iyi anlaştığını bilmem gerekirdi. “ diyerek başımı salladım ona. Hala kızgındım.
“ Evsiz mi? “ yüzünü buruşturma sırası Sehun'a geçmişti şimdi de. Bir şey düşünüyormuş gibi yapıp elini çenesinin altına koydu ve gözlerini kapadı. Kendi kendine konuşurken koluna vurdum onun.
“ Evsiz değildi. Bir evi vardı aslında. “ Bu cevabına karşılık sadece dudaklarımı birbirine kenetledim ve yanlış bir şey yapmamak içinde ellerimi sıktım. Bir saattir düşündüğü şey bu muydu yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luhan'ın Büyülü Defteri (✓)
FanfictionJapon animesi " Desu Notu ( Death Note ) " ' dan alıntıdır . İçeriği benzememekle birlikte aynı olan tek tarafı sadece defterdir. Karakterler , konu ve birçok şey daha değişiktir .