Gözlerimi kulaklarıma gelen küçük çığlıklar ve patırtılarla açtım. Sabah olduğunu sanmıştım ama odanın içi hala kapkaranlıktı. Gözlerimin alışması için ilk birkaç saniye karanlığa bakmak zorunda kaldım.
“ Nerede bu şeker, uff ! “
Odanın içinde bir yerde Sehun'un sesini duyunca yaslandığım karyoladan hızla çektim kendimi. Hala karanlık olduğu için onu göremiyordum. Üzerimdeki yorganı kenara atıp ayağa kalktığım zaman onunda hemen önümde olduğunu fark ettiğimde biz çoktan kafa kafaya çarpışmıştı bile. Tek elimle alnımı tutarak diğer elimle de komidinin üzerindeki gece lambasını açtığımda Sehun'un yerde başını tutarak kıvrandığını gördüm. “ Ahh, seni kalın kafalı “ Son kez başını okşayarak çekti elini.
“ Seninki de pamuktan sanki “ dedim kısık bir sesle. Lay hemen yanımda uyuyordu çünkü. “ Ne yapıyorsun burada? “ diye sordum tam onun karşısına otururken. Dizlerimi kendime çekip kollarımla sardım.
“ Yere şekerimi düşürmüştüm, onu arıyorum. “ diyerek tekrar oturduğu yerden bakındı etrafına. Bulamayınca büyük bir Off çekip ayaklarını yanıma doğru uzattı.
“ Şekerlemeleri neden bu kadar çok seviyorsun? “ diye sordum meraklanarak.
“ Çünkü çok lezzetliler. “ dedi bilmiş bir şekilde oda. Bu hali nedense bana Chanyeol'u hatırlatmıştı.
“ Daha sağlıklı lezzetli şeylerde yiyebilirsin. “ Ne yani onu düşünmeye mi başlamıştım şimdi de? O bir melek. Kendi başının çaresine bakabilir, değil mi?
“ Bana sağlıklı ama bir o kadar da lezzetli bir şey söyler misin? “ Kollarını birbirine dolayarak arkasına doğru yaslandı bana bilmiş bir şekilde bakarken. Elimi çenemin altına koyarak düşünmeye başladım. Gerçektende lezzetli ama bir o kadar da sağlıklı olan tek şey ..
“ Tabi ki de Çilek “ Bunu yüksek sesle söylediğim için hemen ağzımı kapatıp arkamı döndüm ama Lay kendinden geçmiş bir şekilde uyuyordu.
“ Çilek mi? Ben meyve sevmem. “ diyerek omuz silkti.
“ Ben çok severim. Çok lezzetlidir ve de çok faydalıdır. “ Bu sefer bilmişlik sırası bana geçmişti. Tekrardan omuz silkti ilgilenmediğini belli etmek istercesine. Aradan geçen sessiz dakikalar sonunda Sehun'un yeleğinin cebindeki boş kırmızı poşeti fark etmemle aklıma çok güzel, onu sevinçten havalara uçuracak ve benimde paçamı kurtaracak güzel bir fikir geldi . Uzanıp ani bir hareketle poşeti cebinden aldığımda gözleri kocaman olmuş bir şekilde bana baktı.
“ Ne yapıyorsun? “ Ona cevap vermeden yanımda, nasıl buraya geldiğini anlamadığım defteri alıp Sehun için bir istekte bulundum.
~ Kırmızı poşetin hiç bitmeyen şekerlemelerle dolması . ~
Poşetten, 40 saniye sonra aniden rengarenk şekerlemeler fırlayınca Sehun gözlerine inanamıyormuş gibi bir açıp bir kapadı. Sonunda üstü başı şekerlemelerle dolduğunda eliyle ağzını kapadı ne söyleyeceğini bilemezmiş gibi.
Gözleri benim gözlerimle buluştuğunda sevinçten neredeyse havaya uçacağını falan sandım. Işıl Işıl parlıyordu o karanlıkta.
“ Çok teşekkür ederim, Çok teşekkür ederim, Çok teşekkür ederim. “ diye sayıklamaya başladı üzerindeki şekerleri havaya atıp tutarken.
“ İyi olduğunu görmek güzel. “ diyerek defteri tekrardan çantama koyup fermuarını kapadım. Sehun şekerlemeleriyle, yemek yerine çocukça oyunlar oynarken bende onu rahat bırakmak adına kaldığım yerden uykuma devam etmek için yatağa girdim. Birini sevindirmenin mutluluğuyla gözlerimi kaparken Sehun'un şekerlemeleriyle sohbete dalması beni daha da güldürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luhan'ın Büyülü Defteri (✓)
FanfictionJapon animesi " Desu Notu ( Death Note ) " ' dan alıntıdır . İçeriği benzememekle birlikte aynı olan tek tarafı sadece defterdir. Karakterler , konu ve birçok şey daha değişiktir .