“ Ne yanmaz bir ışıkmış bu da “ Sinirlenerek ani bir hareketle caddeye kendimi atıp karşıya geçmek için hazırlanınca bana doğru hızla gelen bir scooter ‘ ı fark etmedim bile . Son anda beni fark ettiğinde yönünü değiştirmek için direksiyonunu kırdı fakat bu yine de bana çarpmasını engelleyemedi . Hızla koluma çarptıktan sonra acıdan yere düşeceğimi sanırken birinin beni kollarıyla sarmasıyla yığılmaktan son anda kurtuldum .
“ Ahh .. ! “ diye acıyla inlerken beni tutanda kişide caddenin ortasından kaldırma çıkarmaya çalışıyordu .
“ Senin sorunun ne ? Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun ? “ Ama bu ses …
Başımı hızla çevirip beni belimden tutan kişiye baktım . Bu Sehun'du.
“ Sehun! “
“ Dikkatli olsana biraz , Işık yanmadan yola atlamakta ne oluyor ? Hem tanımadığın insanlara neden yardım ediyorsun ki ? “ Tutuğum kolumu bakıp “ Acıyor mu ? “ diye sordu az önce bağırıp çağıran o değilmiş gibi şimdi birden sakinleşmişti . Bu melek kesinlikle çift kişilikli .
“ Hı - hı . “ diyerek başımı salladım sadece . Olayın şokundaydım hala . 3 gündür ortalarda görünme ben neredeyse ezilecek duruma geleyim sonra birden ortaya çık ve beni azarla.. Hah ! Onu affedeceğimi sanıyorsa çok yanılıyor . Dikkatli bir şekilde tuttuğu kolumu ani bir hareketle ondan çekerek – ki canım çok fena yanmıştı – hızla ondan uzaklaştırdım kendimi . Oda durumun tuhaflığından bir garip olarak elini oldukça düzgün bir şekilde duran saçlarının içinden geçirdi .
Neden 3 gündür ortalarda olmadığını sormak istiyordum , hem de o kadar çok istiyordum ki kendimi yiyip bitiriyordum resmen . Ama soramazdım . Niye soracaktım ki ? Beni hiç ilgilendirmiyordu …
“ Eve gidebilecek durumda mısın ? “
“ Beni merak etme . Ben başımın çaresine bakab – daha sözümü tamamlayamadan dönmek için hazırlanıyordum ki önümdeki tabelaya güzel bir kafa geçirmeden edemedim . Vurmanın şiddetiyle iki adım gerilerken arkamdan kocaman bir kahkaha sesi yükseldi .
“ Evet . Başının çaresine çok güzel bir şekilde baktın . Umarım fazla ağrımaz . “ Kollarını göğsünde birleştirip bana ukalaca bir bakış fırlattı . Bu hali bana nedense Chanyeol'u hatırlatmıştı . O da her zaman bana bu şekilde bakardı . Gerçi şu son bir haftada oldukça değişmişti bana karşı ama … Söyleyeceğim şeyi bana unutturduğu için hızla tekrar önüme döndüm .
“ Sende artık git . 3 gün boyunca nerede yaşadıysan oraya git . “ Sırtımda ki çantamın sapını sıkıca kavrayarak bu sefer daha dikkatli bir şekilde geçtim karşıya . Ona son kez dönüp baktığımda başımı çarptığım direğe yaslanmış ifadesiz bir biçimde bana bakıyordu .
# ~ # ~ # ~
“ Sende iyice bana benzemeye başladın . “ dedi Kris elindeki su şişesiyle beraber merdivenlere doğru yönelirken . Kast ettiği şey onun gibi eve geç gelmemdi . Eh , haklıydıda . Alışkanlık haline getirmiştim resmen.
“ Merak etme . Senin eşin benzerin olamaz zaten . ” Bu laftan sonra Kris bana öyle bir bakış attı ki ~ kafana bir şey mi düştü ~ bakışıydı . Onu hiç takmayarak yanından geçip merdivenleri çıktım ve kendimi hızla odama attım. Yatağımda sıkıntıdan tepinirken kapımın çalınmasını duymamla başımı hızla kaldırdım . Gelen Kris ‘ di . Elinde de pembe bir A4 kağıdı vardı . Pembe mi ? Abim ne zamandır pembe takılıyordu ?
“ Ne oldu ? “ diye sordum sonunda gözlerimi kağıttan almayı becererek . Kris pembe renginden nefret ederdi . Hızla yanıma gelerek yatağıma zıpladı ve kağıdın ucuna tükürerek alnımın tam ortasına “ çat “ diye yapıştırdı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luhan'ın Büyülü Defteri (✓)
FanfictionJapon animesi " Desu Notu ( Death Note ) " ' dan alıntıdır . İçeriği benzememekle birlikte aynı olan tek tarafı sadece defterdir. Karakterler , konu ve birçok şey daha değişiktir .