Ev... Düzen... Hayat... Soğan ve arkadaşları... Evde parti... Soğan ve parti... Soğan evde parti mi veriyor? Yok artık düzene bak... Hiç bir yere dokunmadan bütün kediler evde cirit atıyor. Biri bile bana dokunmuyor. Ta ki Soğan yanıma gelip "miyaaav" diyene kadar. Bana diyor uyan diyor yine ayakta uyudun diyor. Bir bakıyorum kapıdayım. Elimde kapının kolu, ayağımın dibinde Soğan, ve karşımda o... O ama bu kim?
"Buyurun kime bakmıştınız?" Diyebiliyorum uzun bir süreli dalgınlıktan sonra. "Benim" diyor sanki onu tanımamı bekler gibi. Sonra tanımayacağımı anlayıp elini uzatıyor "tanışma fırsatı bulamadık galiba. Benim adım Sıkıntı" diyor. 'Hah' diyorum içimden, büyük bir eksik vardı o da tamamlandı. Bravo gerçekten alınyazım. Bunları nasıl planladın? Helal sana!
İçeri buyur etmekten başka bir şey yapamıyorum. Sıkıntı benim evimde. Eksik dedik ama böyle olmasını da beklemiyordum açıkçası. Uzun boylu, normal kilolu, sade giyimli, esmer bir kız bu. Nasıl sıkıntı olabiliyor? Hemen koltuğa geçip oyuruyor sanki kendi evinde gibi... Soğan'a bakıyorum hemen yanına gidiyor ve gayet sakin kucağına yatıyor. Sıkıntı bana bir şeyler anlatıyor ama kimin umrunda? Şu an ikiside halinden gayet memnun görünüyor. Burada fazlalık ben miyim? Benim evim değil mi yahu burası, neden hep garip hisseden ben oluyorum. Çay içer misin diyorum, çünkü bir tek çay var evde, çünkü bir tek çay demlemesini biliyorum. Ha bir de sıcak suya kahve tozu karıştırmayı ama o sayılmaz. "Bir bardak alırım ama kupa varsa daha güzel olur" deyince pekileyip mutfağa geçiyorum.
Ee mutfak sakin sessiz... Düşünüyorum kim bu acaba, nerden tanışıyoruz? Ben neden hatırlayamıyorum bu kızı? Benim gibi bi adamla ne işi olur? Gidip sorsam mı? Her şeyi açık açık anlatsam... "Sizi hatırlamıyorum bayan kusura bakmayın hafızam pek kuvvetli değil. Oldu o zaman size de elveda" yok yok bu kadar çabuk gitmez iyi kuruldu oraya. Ne sormalı ne demeli acaba?... Buldum! "Kaç şeker alırsınız Sıkıntı hanım?" Diye bağırıyorum içeri ama duyar mı yoksa Sıkıntı hanım dememe bozulur mu bilmiyorum. İçerden "iki" diye bir ses geliyor. İki şeker atıp gidiyorum içeri ve çok güzel... Gerçekten çok güzel... Kız diyorum çok güzel abiii... Ama neden uyuyor kanepede? Daha demin seslendi bana.
Soğan nerede? Soğan da kayıp. Ama kız uyuyor bildiğin ya. Ne yapsam polisi mi arasam? Elini mi bağlasam, lan yoksa direkt paketleyip çöpe mi atsam? Hhhhhhhhııııııı.... Ne oluyor ya sanki ne yapacak şu kadarcık kız. Üstünü örteyim bari üşümesin garibim. Nerden geldi acaba? Ona soracak bir sürü sorum var hele bi kafayı kaldırsın, dur bakalım.
![](https://img.wattpad.com/cover/11868817-288-k607914.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Mimar
Novela JuvenilPek genç değil. Bir oda bir kedi hayat. Sıkılmış. Tek amacı bir şeyler üretmek. Ama hiçbir hayat engel tanımaz değildir ve olaylar gelişir. Bir mimarın iç dünyası denebilecek kadar sıradışı bir hikaye.