-10-

550 30 103
                                    

Bölüm geç geldi çünkü telefonum bozuldu :(  bölümü istekleriniz doğrultusunda yazmaya çalıştım :') öpüyorum 

Ayakkabılarımı giymeden önce saçlarımın fazla düzensiz olduğunu fark ettim. Banyoya gidip elimle şekil vermeye çalışırken bir yandan da çalan telefonuma bakmak için salona ilerledim. Ev çok fazla dağınık olduğu için yürümek fazlasıyla zordu. Düzene girmeyen saçlarımı bıraktım ve telefonu elime aldım. 

"Anne?"

"Bea? Neden geç açtın?"

"Erken saatte işe gitmek için hazırlanıyor olabilirim belki."

"Üzgünüm. Sabahları seni aramayınca kötü hissediyorum."

Ama bu beni sıkmaya başlamıştı. Tam meşgul olduğumda araması canımı sıkıyordu. Banyoya tekrar girdim ve diş fırçamı aradım. 

"Uyumayı dene anne." 

"Geç saatlere kadar uyuyamadığımı bil-"

"Kapatmam gerek. Sonra ararım."

Telefonu cebime sıkıştırdım ve diş fırçamı dolabıma koyduğumu fark ettim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra hafta sonu ne zaman aldığımı bilmediğim siyah deri eteği giydim. Aslında bu sabah erken kalkıp hazırlanmayı düşünüyordum. Shawn beni o şekilde bırakıp gittiğine pişman olmalıydı. Aslında o yaptığı iyi miydi kötü müydü hiçbir fikrim yoktu. Ama kırılmış hissediyordum. Zaten bugün ona bana bıraktığı o saçma kutuyu alması gerektiğiyle ilgili kısa bir konuşma yapacaktım. Daha fazla onunla muhatap olmama kararı almıştım kendi kendime. Daha fazla geç kalmamak için evden aceleyle çıktım. Rujumu takside sürebilirdim.

*******

Taksiye ödediğim ücret aklımda dönüp dururken bir yandan da kahvemi yudumluyordum. Bir haftalık yemek masrafımdı sanırım. Kendi kendime hesap yaparken içeriye Kate girdi. Bugün bakımsız görünüyordu. Sanki maskesini çıkarmış gibi. İlerideki deri koltuğa oturdu ve başını sıvazladı. Yorgun görünüyordu. Üzerinde sıradan kıyafetler vardı. Gösterişten ve şıklıktan uzaktı. Onu böyle görmek gerçekten garipti. Beni yeni fark etmiş gibi uzun uzun baktı ve daha sonra derin bir nefes aldı.

"Adın neydi?" 

"Beatrice." dedim pek de cana yakın olmayan bir ses tonuyla. 

"Bana filtre kahve getirir misin?" 

Burada çalışıyordum evet ama bu kadının yaptığı veya istediği her şeye sinir oluyordum. Davranışları nedense itici geliyordu. Cevap vermedim ve kahve makinesinin yanına adımladım. 

"Shawn geldi mi?" diye sordu merakla. Arkam ona dönükken karton bardaklardan bir tane çıkardım. 

"Yarım saat önce onu girişte bir kızla beraber gördüm." dedim rahat bir tavırla. Kendi kendime gülümsedim. Olmayan bir kız hakkında endişelenmesi bence sorun değildi. Kate birkaç saniye sessizliğin ardından konuşmaya başladı.

"Tanıyor musun kızı? Buradan biri mi?"

Kahvenin dolmasını beklerken ukalaca gülümsedim. Telaşlanması hoşuma gitmişti. Arkamı dönmedim çünkü gülmemek elimde değildi.

"Buradan biri değil."

"Nasıl bir kızdı?"

"Genç ve güzel biriydi. Samimi duruyorlardı."

Bardağı aldım ve ona doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Dalgın bakışlarla yeri izliyordu. Bakışları en son ayakkabılarımda kaldığında gözleri gözlerimi buldu. Ona gülümsedim ve kahvesini uzattım. Kahveyi aldı ve kafasını manasızca salladı. Bir şey demek istiyor ama diyemiyor gibiydi.  Arkamı dönüp kapıdan çıkarken kendime övgüler yağdırmak istedim. Neden yaptım bilmiyorum ama hoşuma gitmişti. Keyfim yerindeydi. Kendi kendime gülüyordum.

Record||mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin