Ailemle ettiğim büyük bir kavganın sonunda yine buradayım.Yumuşak kumların üstünde okul formamla oturuyordum.Eğer Changkyun gitmemiş olsaydı şu an onun yanında olurdum.Beni bir süre azarlar sonra da abur cubur dolu çekmecesinden bir sürü şey çıkarır ve video oyunu oynardık.Şu an tek başıma bu sahilde oturuyor olmazdım.
Deniz bugün sakindi.Dalga yoktu ve pürüzsüzdü.Güneşin suya değen ışıkları parlıyor ve güzel bir göründü oluşturuyordu.Haftalardır ilk defa güneş açmıştı.
Tuzlu su kokusunu içime çektim.Gözlerimi açtığımda bana bakan bir kızıl kafa görmeyi beklememiştim.Şaşkınca gözlerimi büyüttüm.
"Selam."
"Selam?"dediğimde yanıma oturdu.
"Şunu fark ettim ki sana adımı söylemeyi unutmuşum.Ben Minhyuk."diyerek hafifçe gülümsedi.
"Kihyun."
"Ah, Kihyun.Okulumdaki bir çocuğun adı."dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı."Aramızda kalsın ama herkes ona sürtük diyor.Tabi ben hiç onu görmedim o yüzden pek bir yorum yapamam."
"Hangi okuldasın?"diye sordum.
"...Bunu söyleyemem."
"Neden?"
"Çünkü bu da bir sır."
Güldüm."Sen ve senin sırların."
"Hey, sırlarıma laf etmek yok."dedi ve denize döndü.
Her ne kadar tanışmasak da her gün benimle burada oturması, konuşması hoşuma gidiyordu.Beni gülümsetebiliyordu.Onunlayken sanki hala bir şeyler hissedebiliyor gibiydim.Onun da acıları vardı belliydi ama söylememeyi tercih ediyordu.Deniz onun sırdaşıydı.Her şeyini denize doğru fısıldar sonra benim yanıma gelirdi.O sırları merak ediyordum ama söylemek istemediği için de ısrar edemezdim.
"Bu arada, yine bir şey mi oldu?Okul kıyafetinlesin."
"Ah, önemli bir şey değil."dedim.
"Hadi anlat bakalım.Ben senin denizin değil miyim?"
"Sen benim denizimsin ama denizime anlatmak istemediğim şeyler de olabilir değil mi?"
"Denizin üzülüyor."dediğinde ellerimi saçlarına attım ve karıştırdım.
"Üzülmesin.Hem bu bir sır.Sırlara laf etmek yoktu hani?"
Dediğime karşı gülmüş ve kafasını tekrar denize çevirmişti.